Mutfak hesaplaması: Günde 3 ekmek ayda 135 TL yapıyor 2020-11-18 09:11:21 İZMİR - Ekonomik krizin etkilerini en ağır biçimde yaşayan ev emekçisi kadınlar, zamlardan dolayı sürekli kısıtlamak zorunda kaldıkları mutfaklarda tencerelerin artık zor kaynadığını belirtti.  Her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal alan ekonomik kriz, ciddi boyutlara ulaştı. Döviz kurlarındaki artışla beraber gelen zamlar, elektik, su ve doğalgaz faturalarına yansırken, mutfak ve pazar alışverişlerine de ciddi yansımaları oldu. İşsizlik nedeniyle birçok evde tencere kaynamazken, buzdolapları adeta boş durumda.    İzmir’in Konak ilçesine bağlı Kadifekale, Eşrefpaşa ve Çimentepe semtlerinde yaşayan kadınlar, hayat pahalılığından dolayı ihtiyaçlarını kısmak zorunda kaldıklarını belirterek, tencerelerin zor kaynadığını vurguladı.    ‘KIŞIN İKİYE KATLANIYOR’   Çimentepe semtinde ikamet eden evli ve iki çocuğu olan Rojin Ataç (30), eşinin tekstil atölyesinde asgari ücretle çalıştığını belirtti. Ekonomik krizden dolayı kişisel ihtiyaçlarından kısıp mutfağa ayırmak zorunda kaldığını kaydeden Ataç, haftanın bir günü 100 TL ile market alışverişini yaptığını söyledi. Marketten de sadece üç ürün alabildiğini dile getiren Ataç, “En ucuz yumurta kolisi bile 21 TL oldu. İnsanın en temel ihtiyacı ekmek ve sudur. Şuanda ekmeğin fiyatı 1 buçuk TL ve günde 3 ekmek alıyoruz. Buda ayda 135 TL yapıyor. 5 litrelik suyun fiyatı 4 TL ve günde bir tene alsan ayda 120 TL yapıyor. Eşim tekstil atölyesinde asgari ücretle çalışıyor. Su faturası bu ay 150 TL, elektrik faturası 170 TL geldi. Kış geldi. Çocuklar küçük olduğu için üşüyor mecburen elektrikli soba da yakacağız. Kışla beraber faturalar ikiye katlanacak. Bunların yanı sıra çocukların ek masrafları oluyor. Çocuk benzinin paketi 50 TL. Ayda iki paket alıyorum” diye belirtti.    ‘ET ARTIK LÜKS'   Ekonomik krizden en çok ev emekçisi kadınların etkilediğini vurgulayan Ataç, haftada 100 TL ile mutfağı döndürmeye çalıştığını belirterek, “Bu paranın dışına çıktığım zaman diğer ayı borçla kapatmak zorunda kalıyorum. Ne kendi istediğimi tam olarak alabiliyorum ne de çocuklarımın. Örneğin kırmızı et almak bizim için lüks. Etin kilosunu en son bir yıl önce 70 TL’den aldığımı hatırlıyorum. Evde tenceremiz zor kaynıyor. Eşine yansıtmamaya çalışıyorsun ama birikince bazı sorunlara neden oluyor ve aile içeresinde bir takım tatsızlıklar oluyor” dedi.    ‘NEDENİ SAVAŞ’   Çimentepe’de ikamet eden Nefise Ateş (59), ülkede uzun zamandır ekonomik kriz olduğunu,  pandeminin gerekçe edilerek her gün yeni zamların yapıldığını vurguladı. Ateş, “Ülkemizdeki ekonomik kriz savaştan kaynaklanıyor. Savaş olmasaydı ekonomimiz bu kadar kötüye gitmezdi. Çünkü paralar savaş gidiyor. Zenginlere bir şey olduğu yok. Olan bizim gibi yoksul halka oluyor. Pazardan geçen hafta 2 buçuk TL aldığım patates bu hafta 3 buçuk TL olmuş. Hal böyle olunca aldığın sebze ve meyvenin kilosunu düşürmek zorunda kalıyorsun. Bazen de hiç alamıyorsun. Peynirin kilosu 30 TL civarında. Yarısını alsam bir hafta yetmiyor. Yani bu gün ‘kriz var’ dediğimiz zaman bile sorun oluyor. Maalesef ki her şey güllük gülistanlık gibi gösteriliyor. İşsizlik artmış ve her gün dolar, euro ve altın fiyatları artıyor. Bunlar arttıkça biz yoksullaşıyoruz. Ekonomik kriz ve işsizlikten kaç tane aile boşandı kaç kişi intihar etti bunu araştırsınlar. Millet evinde aç ama başımızdakilerin cebi dolu olduğu için herkesi öyle görmek istiyorlar” diyerek var olan tabloyu anlattı.    ‘HALKI DÜŞÜNEN YOK’   Eşrefpaşa semtinde oğlu ve torunu ile yaşan Asiye Özdamar (70), yaşlılık maaşıyla geçinmeye çalışanlardan. Pandemiden sonra oğlunun iş bulamadığını aktaran Özdamar, kıt kanaat geçindiklerini söyledi. Ayda iki kez pazar alışverişine çıktıklarını belirten Özdamar, “Pazara 50 TL ile gidiyorum. Çünkü maddi durumumuz yok. Her şey o kadar pahalı ki ancak zorunlu şeyler alıyorum. Bu sene üzüm dışında meyve almadık. Bu yaşıma kadar devletin henüz bir yardımını görmedim. Kimse gelip halkın durumunu sormuyor. Mitinglerde millete keyif çayı için diyorlar ama halimizi soran yok. İki çocuğum var her birisi bir yerde işsiz aç. Büyüklerimiz sadece zenginlerin cebini düşünüyor. Halkı düşünen yok kendi yağımızda kavruluyoruz” ifadelerini kullandı.   BİN TL MAAŞLA GEÇİNİYOR   Eşini bir yıl önce kaybeden Sakine İpekşen (65) ise, Kadifekale’de tek göz oda da yaşam mücadelesi veriyor. Tek başına yaşayan İpekşen, “Tek göz bir oda için 600 TL kira ödüyorum. Devletin bana verdiği yaşlılık maaşı bin TL. Elektrik faturasına 100 TL, su faturasına 80 TL veriyorum. Ay sonunu komşudan aldığım borçla kapatıyorum” dedi.    MA / Esra Solin Dal