Depremin 7’nci günü: Deprem vergisine dem vuruluyor 2020-11-05 20:24:38   İZMİR – Yıkım ve hasar tespit çalışmalarının sürdüğü İzmir depremi 7’nci gününde. Birçok sorunla baş başa bırakılan depremzedeler, yaşanan belirsizliğe sıklıkla “deprem vergisi” vurgusuyla dem vuruyor. Merkez üssü Ege Denizi'nin İzmir Seferihisar açıkları olan, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) açıklamalarına göre 114 yurttaşın yaşamını yitirdiği deprem 7’nci gününde. Arama kurtarma çalışmalarının bittiği bölgede, hasarlı binaların yıkımı ise sürüyor. HASARLI BİNALARIN YIKIMI DEVAM EDİYOR Yıkılan binaların enkazları dün tamamlanırken, hasarlı ve çöken binaların yıkımına da gün boyunca devam edildi. Ağır hasarlı binaların bulunduğu Barış ve Cumhuriyet sitelerinde iki gündür başlayan yıkım çalışmaları bugün kontrollü bir şekilde devam etti. Yine binanın kolonlarının bir market tarafından kesildiği iddiasının olduğu ve 9 kişinin yaşamını yitirdiği ve 13 kişinin yaralı bir şekilde çıkarıldığı 10 katlı Yılmaz Erbek Apartmanı’ndaki enkaz kaldırma çalışmaları da sürdü. Erbek Apartmanı’na yakın bulunan Candan Tarhan Bulvarı üzerindeki Karagül Apartmanı ve Haydar Aliyev Caddesi üzerinde bulunan Canbazoğlu Apartmanı'nın yıkımına bugün başlandı. ADLİYEYE SEVK EDİLDİLER Yıkılan binalarla ilgili gözaltına alınan ve aralarında müteahhitlerin de bulunduğu 9 kişi, bugün adliyeye sevk edildi. Müteahhitler ifadelerinde, "Biz o zamanın şartlarına göre inşaatı yaptık" diyerek savunma yaptı. Tüm bu gelişmeler olurken, depremzedeler birçok sorunla mücadele ediyor. Depremzedelerin çadır sorununda belirli bir iyileşme olurken, halen çadırlarda çok kalabalık kalınıyor. Birçok çadırda ikişer ve üçer aile kalıyor. Çadırlarda kalabalık bir şekilde kalmak zorunda kalan depremzedelerin en büyük korkusu ise pandemi. Çadırların kurulduğu birçok alanda halen tuvalet eksikliği var. Mobil tuvaletlerin önünde sık sık kuyruklar oluşuyor. Tuvalet ihtiyaçlarını bu şekilde karşılayan depremzedelerin, duş alma imkanları ise hiç yok. Günlerdir yıkanamadıklarını dile getiren depremzedeler, bu duruma ilişkin “Pandemi olmasaydı idare ederdik. Ama salgın var, temizlik şart” diyerek, acil çözüm bekliyor. KORONAVİRÜS TEHLİKESİ Çadır kamplarında Kovid-19 önlemlerine uygun tedbirler alınmıyor. Kovid-19 testi pozitif çıkan birçok kişinin, karantinada bulundukları evlerden ayrılmak zorunda kaldığı bilgisi var. Karantina çadırlarında kalan depremzedeler havanın soğuması, daha iyi beslenme ve hijyen sorununa dikkat çekerek, karantina süreleri bitene kadar yer talebinde bulunuyor. Kendileri dışında diğer depremzedeler için kaygı duyan karantinadaki yurttaşlar, “Hiç değilse 14 gün kalabileceğimiz bir yerde konaklasak” diyor. Yine alanın fazla kalabalık olması, koronavirüs riskini artırıyor. AŞIK VEYSEL REANKARNASYON ALANI Alandaki koordinasyon eksikliği ise halen devam ediyor. Dayanışmanın yüksek olduğu Aşık Veysel Reenkarnasyon alanında bulunan ve depremzedelerle dayanışma içinde olan gönüllüler, “AFAD ve AFAD’ın izin verdiği kurumlar kalabilir” denilerek, alandan çıkarıldı. Polis bariyerlerinin çevrildiği alanda, basının girişine de izin verilmiyor. ‘EŞYA TAHLİYESİNDE PLANMA YOK’ Bölgede hasar tespit çalışmaları da devam ediyor. Çalışmaların ağır işlediğini aktaran depremzedeler, yaşanan bu belirsizliğin bir an önce sona ermesini istiyor. Evlerine girip girmeme konusunda endişe duyan veyahut yıkılıp yıkamayacağını bilmeyen depremzedeler, hasarlı binalarının evlerinin önünde bekleyişi sürüyor. Ağır hasarlı binalardan eşyalarını almaları için insanlara kısa süreler veriliyor. Ancak yetkililer tarafından bir planlama yapılmadığı için aynı anda tüm binaya insanların girmesi daha büyük tehlike oluşturuyor. Ayrıca hasar durumları netleşmeyen binalar da mevcut. İnsanlar evlerinin, ofislerinin durumunu öğrenemedikleri için binalarının önünde beklemek zorunda kalıyor. 30 BİN TL’LİK ÖDENEK ‘SADAKA’ Binlerce TL’lik eşyalarını hasarlı binalarda bırakarak, terk etmek zorunda kalan depremzedeler, yetkililerin 30 bin TL’lik eşya ödeneğini ise; sadaka olarak yorumluyor. Konuştuğumuz birçok depremzede, yıllarca ödedikleri deprem vergilerini böyle bir durumda, “Bize aktarılmayacaksa niye yılladır vergi ödedik, ödüyoruz” sorusunu soruyor. DEPREMZEDELER DEPREM VERGİSİNE DEM VURUYOR Yetkililerin yıkılacak olan hasarlı binaların yerine yeni binaların yapılması ve yüzde 50’sinin depremzedeler tarafından ödenmesi açıklamaları ise depremzedelerde “şok” etkisi yaratmış durumda. Yetkililerin bu açıklamalarına depremzedeler, “İyi de nerede bulacağız bu paraları?” diye sorarak, deprem vergilerine dem vuruyor. Yine kredi çekerek ev sahibi olanlara hasarlı binaları göz önünde bulundurularak kredilerinde bir düzenleme yapılmaması durumu söz konusu. Depremden günler önce kredi çekerek alarak ev alıp evlerini terk etmek zorunda kalanlar, “Oturamadığımız evlerin kredisi yatırın diyorlar bize” diye sitem ediyor. Depremzedelerin en çok endişe ettiği durumlardan biri de yıkımdan sonra bölgenin ranta açılması. ‘NET BİLGİ VERİLMİYOR’ Depremin en çok etkilediği meslek grubu ise avukatlar. Adli sürelerin durdurulmaması, duruşmaların yapılmaya devam ediliyor olması hem avukatlar hem vatandaşlar açısından hak kaybı yaratıyor. Avukatların Bayraklı’daki ofisleri çoğunluğu hasarlı bina statüsünde. Karşıyaka ve Buca’da ne kadar binanın hasarlı olduğuna, tehlike oluşturan binaların bulunup bulunmadığına dair yurttaşlara net bir bilgi verilmiyor. Durumun belirsizliğinden dolayı yurttaş tepkili. MA / Naci Kaya