Êzidî Kadın Heyeti’nden Xelef: İhanet edip kaçanları istemiyoruz 2020-11-03 09:02:51 HABER MERKEZİ – Şengal anlaşmasına karşı diplomasi çalışmasına yürüten Êzidî Kadın Heyeti’nden Zehra Silêman Xelef, ne ittifakı ne de anlaşmayı tanımadıklarını belirterek, “Bizi ölümle burun buruna bırakan ve ihanet eden bir gücü istemiyoruz" dedi.  Irak Merkezi Hükümeti ile Federe Kürdistan Hükümeti arasında 9 Ekim’de varılan Şengal anlaşmasına en önemli tepki kadınlardan geldi. Oluşturdukları iki heyetle diplomasi görüşmeleri başlatan kadınlar, Süleymaniye ve Bağdat’ı ziyaret etti. Görüşmeler kapsamında birçok sivil toplum örgütü, kurum ve siyasi parti temsilcileriyle görüşen kadınlar, anlaşmaya karşı tutum alınmasını istedi. Heyette yer alan Êzidî Kadınlarla Dayanışma Vakfı Yöneticisi Zehra Silêman Xelef, anlaşmanın amacı, Êzidîlerin tutumu ve gerçekleştirdikleri görüşmeleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.    ‘EN BÜYÜK İHANETTİ’   Êzidî toplumunun 2014 yılında büyük bir zorluklarla karşılaştığını ve mücadele ederek üstesinden geldiğini belirten Xelef, “2014'ten 2020'ye kadar Êzidî toplumu mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürdü. Êzidî toplumu bu mücadelesiyle bağımsız olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Bu direnişle kendilerini yönetebileceklerini gösterdiler. 2014 yılında bizi korumak için gelen KDP gibi mevcut güçler, Êzidî toplumuna sırtını dönerek ihanet etti. Bu halk kaderine terk edildi ve DAİŞ’e karşı savunmasız bırakıldı. Elbette bu Êzidîlere yapılan en büyük ihanetti. Irak Hükümeti’nin güçleri de o süreçte buradaydı ancak diğer güçler gibi Irak Hükümeti de Êzidî toplumu için hiçbir şey yapmadı. Katliam ile yüz yüze bırakıldı. Amaçları Êzidî toplumunu yeryüzünde bitirmekti ama bunda başarılı olamadılar. Şimdi yapılan bu yeni anlaşmayla 2014'de yarım bırakılanı tamamlamak istiyorlar" dedi.   ‘TOPRAKLARIMIZI TERK ETMEDİK’   Êzidî toplumunun çok kayıp ve ağır bedel verdiğini ifade eden Xelef, “Binlerce kadın ve çocuk vahşice katledildi. Binlerce çocuk kayboldu, binlerce yaşlı insanımız öldürüldü ancak Êzidî toplumu düşmana boyun eğmedi ve saldırılara karşılık verdi. Yapılan bu haksızlığa karşılık Êzidî toplumu, askeri güçlerini örgütleyerek, katledilen, tecavüz edilen, kaybettirilen, aç ve susuz bırakılan çocukların, kadınların, gençlerin intikamını aldı. Bu aslında bütün dünyaya verilen bir mesajdı. Zulmünüz ne kadar artarsa direnişimiz o kadar büyür mesajıydı. Ve bu mücadeleyi görmeyen duymayan kalmadı. Her şeye rağmen bizler topraklarımızı terk etmedik. Dünya tarihinde son 6 yıldır zulme karşı örgütlü mücadeleyi veren Êzidî toplumu oldu” ifadelerini kullandı.    ‘YENİ BİR VAROLUŞ’   Êzidî toplumunun yarattığı iradeyi tüm dünyanın gördüğünü dile getiren Xelef, şöyle dedi: “Êzidî toplumu kendi öz örgütlemesini yaparak askeri ve ideolojik alanında kendisini eğitti. Askeri güçten tutun kurum ve kadınların örgütlenmesine kadar yeni bir yaratım ve varoluşa gitti. Kendini her yerde var etti. Varlığına karşı geliştirilen her bir tehlikeye karşı mücadele etti ve halen de mücadele ediyor. Böylesi zorlu bir süreçte kadınlar, çok güzel örgütlendi. Çünkü en fazla acı çeken biz kadınlardık.  Çoğumuz pazarlarda satıldık ve vahşice katledildik. Bunu örgütlülüğe dönüştürerek bu zihniyeti bu topraklardan püskürttük. Bu yüzden biz kadınlar kendimizi askeri, örgütsel ve kurumsal yapıların içinde yeniden var ettik. Kadın örgütlenmesini genişlettik ve kadın örgütlenmesi burada her geçen gün genişliyor, her geçen gün büyüyor."    ‘YENİ BİR KATLİAMA KAPI AÇMAKTIR’   Federe Kürdistan Yönetimi ile Irak Merkezi Hükümeti arasında yapılan anlaşmayı ve ittifakı “fermanın devamı” olarak yorumladıklarını vurgulayan Xelef, “Bu ittifakın kabul edilir bir tarafı yok. Bu durum özellikle ağır bedeller veren aileler tarafından kesin olarak reddediliyor. Çünkü bu ittifakla ne Irak Hükümeti ne de Kürdistan Bölgesel Hükümeti, Êzidîlerin iradesini, örgütlülüğünü ve özerkliğini tanımadı. Bununla tekrardan yeni bir katliama kapı açmak istiyorlar. Ezidi halkının görüşleri, iradesi bir kez daha dikkate alınmadı. Evet, Êzidî topluluğu olarak bu karara karşı değildik. Bu kararın bir parçasını kabul ediyorduk. Bu parça da fermanda toprağını terk edip Avrupa'ya göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin kendi topraklarına dönmelerine yardımcı olmak içindi. Biz kararın bu boyutuna olumlu baktık ama bizi ölümle burun buruna bırakan ve ihanet eden bir gücün bizim topraklara yerleşmesini hiç bir zaman istemedik ve kabul etmedik” diye konuştu.   Êzidî toplumu olarak bu kararı doğru bulmadıklarını ve bu ittifakın karşısında olduklarına söyleyen Xelef, “Çünkü Şengal'de olan mevcut güçler, yeterli koruma ve güvenliği sağlıyor. YBŞ ve YJŞ ile Haşdi-Şabi güçleri güvenliğimizi sağlıyor. Ezidxan Asayiş Güçleri ve Irak Hükümeti’nin kendi güçleri burada mevcut. Şengal'in onların güvenliğine ve korumalığına ihtiyacı yok. Şengal'in, iradesinin tanınması, özerkliğinin kabul edilmesi ve var olan kazanımlarının korumasına ihtiyacı var" dedi.   ‘İTTİFAKI DA KARARI DA TANIMIYORUZ’   Gerçekleştirdikleri görüşmelere de değinen Xelef, görüşmenin içeriğine dair şunları söyledi: “Şengal'in kaderi, Şengal'in iradesi ve kadınların iradesinin tanınması için Êzidî kadınları olarak Iraklı yetkililer ve milletvekilleri ile bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde yapılan ittifak ve alınan kararları kabul etmediğimizi ve ret ettiğimizi söyledik. Bu anlaşmanın bize danışılmadan yapıldığı için anlaşma taraflarının suçlu olduğunu söyledik. Onlar da ‘Êzidî toplumu üzerine kurulan ittifakı kabul etmedikleri ve Êzidîlerin acısını görmezden gelmediklerini’ söyledi. Bu bağlamda bir görüşme gerçekleştirdik. Bizi olumlu karşıladılar ve bu tavrımızı desteklediler. Onlara bu anlaşmayı kabul etmediğimizi ve kabul etmeyeceğimizi ısrarla beyan ettik."    'TAVRIMIZ NET'    Şengal'de genel olarak bir hareketlilik olduğunu belirten Xelef, “Şengal'de kimse bu ittifakı ve anlaşmayı kabul etmiyor ve buna karşı tavırları da nettir. Şengalliler Êzidî halkını satan bir zihniyeti bu topraklarda istemiyor. Fermandan kısa bir süre sonra Xanesor Pêşmerge tarafından saldırıya uğramıştı. Bu uğurda bedel veren aileler, pêşmergelerin buradaki varlığını istemiyor. Bir tehdit olarak görüyor ve bu şekilde yorumluyor. Pêşmergeler buraya yerleştirilirse kanın bir daha döküleceği ve fermanın tekrarlanacağı söyleniyor. Êzidî kadınları olarak bizler de bunu kabul etmiyoruz ve buna karşı tavrımız nettir, tüm dünyada bunu çok iyi biliyor” dedi.    MA /  Zeynep Durgut