HDP'li Avcı'dan tecride karşı topyekun mücadele çağrısı 2020-10-30 09:01:13 İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm demokrasi güçlerine uygulandığını belirten HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, demokrasinin ancak tecride karşı tüm toplumsal kesimlerin mücadele etmesiyle gelebileceğini söyledi.  İmralı Yüksek Güvenlik F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağır tecrit koşulları gün geçtikçe derinleşiyor. Son olarak 23 Eylül’de Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım hakkında, Öcalan’a 2005-2009 yılları arasında verilen hücre cezaları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) sunduğu 156 sayfalık “Yol Haritası” gerekçe gösterilerek 6 ay avukat yasağı getirildi. Hemen ardında 6 aylık telefon görüş kısıtlaması da getirildi.    Daha önce Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) kamuoyuna açıkladığı raporunda İmralı tecrit sistemini tescillemiş ve Türkiye’nin bunu gözden geçirmesi gerektiğini açıklamıştı. Son olarak 23 Ekim tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Daimi Komitesi, Türkiye'ye ilişkin İzleme Komitesi'nin raporunu onaylayarak rapora, İmralı'daki tecridin kaldırılması yönünde bir madde de ekledi.     İmralı tecridini Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı değerlendirdi.   ÇÖZÜMSÜZLÜK DAYATILIYOR   Öcalan'ın toplumları ayrıştıran ulus-devlet zihniyetine karşı sürekli bir çözüm arayışının olduğun belirten Avcı, “Sorunun kaynağı olan 4 devlet ve uluslararası yapılar da bu önerileri kendi egemenliklerinin sonu olarak görüyor. Öcalan’ın fikirsel ve fiziki düzeyde sürece girmesini engellemek için İmralı’da sistematik ve mutlak tecrit politikasını devreye koydular. Mutlak tecrit politikası ile sorunların çözümünün önüne engel olmaya çalışıyorlar. Ayrıca bu mutlak tecrit ile Sayın Öcalan’ın fikirlerini kuşatmayı amaçlıyor” diye ifade etti.    ‘MUHATAP ÖCALAN'DIR'    Tecridin toplumsal muhalefet üzerindeki etkileri üzerine ise "demokratik çözüm sürecini" örnek vererek açıklayan Avcı, bu süreçte hem siyaset hem de sosyal yaşamda ciddi bir rahatlamanın olduğunu söyledi. Sürecin bitmesi ile ölümlerin yaşanmaya başladığını hatırlatan Avcı, "Buna paralel olarak demokratik siyaset kanalları da kapatıldı. Buda beraberinde ekonomik kriz ve kaosu getirdi. Kürt sorununda asıl muhatap Sayın Öcalan’dır. Sayın Öcalan’ın olmadığı hiçbir çözüm mümkün değildir.  Çözümün muhatabı ile oturulmadığı sürece demokrasi arayışları gerçekçi olmaz” dedi.   TOPLUMSAL MUHALEFETE MESAJ    Öcalan'a yönelik avukat yasaklarının uzun süredir devam ettiğinin altını çizen Avcı, AKP iktidarının getirilen görüş yasağı ile tecride karşı mücadele eden toplumsal kesimlere "Çözüm sürecine geri dönmeyeceğim. Masayı bir daha kurmayacağım" mesajı verdiğini belirterek, "Bu aynı zaman AKPM ve CPT’nin İmralı cezaevi ile ilgili hazırladığı raporlara da bir cevaptır” diye konuştu.   ‘TEK ŞANS TECRİDİ KIRMAKTIR'    Öcalan’ın özgürlüğü için dünya çapında başlayan kampanyaya da değinen Avcı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Milyonlarca kişinin tecridin kaldırılmasını istediği bir ortamda demokrasi ile yönetilen devletler konuya samimiyetle ilgilenirler, konunun çözümü için arayış içinde olurlar. Türkiye’de ise bunun tam tersi yapılıyor. Bu konu her gündeme geldiğinde konuyu gündeme getiren demokratik kurumlara baskı uygulanıyor. Bu yaklaşım sorunu daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Partimizin de buna ilişkin çeşitli eylem ve etkinlikleri oldu. Eylem ve etkinliklerimiz devam da edecektir. Tecridi kırmaktan başka şansımız yok. Bundan vazgeçmek demek savaşın sonsuz ve sınırsız olacağı büyük yıkımlar demektir. Tecride karşı kimse duyarsız kalmamalı. Milyonarın tecride karşı sokağa çıkması çok değerli ve kıymetidir. Milyonlarca insanı öldürmek yok etmek mümkün değil. O halde yapılabilecek en akıllıca şey sorunu çözmektir.”   'ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ'   Öcalan’ın tespit ettiği çözümlerin sadece Kürtleri ilgilendirmediğini ifade eden Avcı, “Barışın savaşla değil demokratik yöntemlerle gerçekleşmesini Türkiye’deki bütün halkların, derneklerin, sendikaların, aydınların talep etmesi lazım. Hükümetin bu sürece dönmesi, aklıselim silahsız yöntemlerle sorunu çözmesi yönünde taleplerde bulunması gerekir. Milyonlarca insan bugün olduğu gibi yarında yan yana yaşamak zorunda. Hiç kimsenin gidecek yaşayacak ne toprağı var ne de memleketi var. Öyleyse yan yana yaşamanın koşulları barıştır. Bunun da tek yolu Sayın Öcalan’la müzakere yapılmasıdır. Biz HDP olarak üstümüze düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz. Bütün demokratik yol ve yöntemleri kullanacağız. Hükümetin gündemine getirmek Türkiye’deki muhalefetin gündemine getirmek tecridin bitirilmesi için yapılabilecek ne varsa bunu yapmak zorundayız. Çünkü demokratik olarak varlık gerekçemizin ana konusu da bunlardan biridir. Onun için bütün yurttaşlara çağrımızdır, akan kanın durdurulmasının tek yolu demokratik değerlere sahip çıkmaktır” diye belirtti.   MA / Erdoğan Alayumat