Güney: Boykot iç siyaset malzemesi olarak kullanılıyor 2020-10-28 10:09:49 MERSİN - Erdoğan’ın Fransa mallarını boykot çağrısını "hamaset siyaset" olarak yorumlayan Siyaset Bilimci Atilla Güney, “Bu dış politikanın iç siyasete malzeme haline getirilmesinden başka bir şey değil” dedi.   AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Libya, Doğu Akdeniz  ve Ermenistan-Azerbaycan savaşı başta olmak üzere bir çok konuda gerginlik yaşandı. Bu gerginliğin son halkası iki ülke arasında yaşanan karikatür krizi ve Erdoğan geçtiğimiz gün "Sakın Fransız malları satın almayın" diyerek boykot çağrısı oldu.    Mersin Üniversitesinden ihraç edilen Siyaset Bilimci Prof. Dr. Atilla Güney, Erdoğan’ın çağrısını değerlendirdi.    EKONOMİK ÇIKAR SAVAŞI   Fransız siyasi mekanizmalarının ve Fransız sermayesinin son 300 yıldır Doğu Akdeniz’de, geçmişteki sömürgecilik geleneğinden kaynaklı olarak, etkili olduğunu kaydeden Güney, “Fransa, Libya, Tunus, Fas ve Cezayir gibi Kuzey Afrika kıyılarında eskiden beri kendisini bir siyasi tahakküm kurma süreci içerisine koydu. Türkiye’nin özellikle Libya’daki savaşa askeri ve stratejik olarak dâhil olması, arkasından Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji gerilimi ve Yunanistan ile yaşanan gerilimden kaynaklı iki ülke arasındaki tansiyon yükseldi. Bu gerginlik Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan çatışmalarla daha da hararetlendi. Bu gerilimler politik gerilimler gibi görünüyor ama aslında iki ülkenin de otoriter liderlerinin şahsında tecessüm eden ekonomik çıkar savaşı ile örtüşüyor” dedi.    RASYONALİTESİ YOK   Erdoğan’ın yaptığı boykot çağrısını "hamaset siyaset" olarak yorumlayan Güney, "Bir kere Fransız malı, Türk malı, İngiliz malı ne demektir? Bunun bir anlamı yok. Çünkü sermaye uluslararası boyuta ulaştı. Böylesi bir sistemde yerli mal ya da herhangi bir ulusun tekelindeki bir metadan ve ticari bir maldan bahsetmek ne kadar doğru?" diye sordu.  Öte yandan Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’sinden fazlasının başta Fransa ve Almanya gibi Avrupa Birliği’nin (AB) amiral ülkelerine yapıldığının altını çizen Güney, dolayısı ile bu boykotun bir rasyonalitesinin olmadığını söyledi.    YÜZDE 25'İ FRANSA'NIN    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin istatistiklerine bakıldığı zaman Türkiye’deki en büyük 500 firmanın içerisinde Fransız sermayesinin payının yüzde 20-25 civarında olduğunu ifade eden Güney, “Su başta olmak üzere temel gıdalar, enerji yakıtları olan petrol, elektrik üretimi ve Türkiye ekonomisinde lokomotif sektör olarak sayılan inşaat sektörünün çimentoda Fransızların hatırı sayılır payı var. Finans kapital de örneğin sigortacılık ve bankacılıkta yine Fransız sermayesi hâkimdir. Bu çağrı Fransız mallarının tüketilmemesi anlamında bir cevap bulmayacaktır. Onlarda bunu çok iyi biliyor. Bu dış politikanın iç siyasete malzeme haline getirilmesinden başka bir şey değil” ifadelerini kullandı.   İÇ SİYASET MALZEMESİ   Bu durumun iç siyaset malzemesi haline getirildiğinin altını çizen Güney,  "Türkiye’de ticaretin son 10 yılda aldığı yörüngeye baktığımızda artık yerli bir ürün üretiminden bahsetmek çok mümkün değil. Temel gıdalarımızın üretiminde son 10 yıldır büyük oranda dış ithalata muhtaç olmuş bir ülkede artık yerli bir üretime tamah edin demek abesle iştigal bir durumdur. Türkiye’de yerli kalan tek bir şey var. O da dinci ve ırkçı faşizmdir. Bu ideoloji bile 19'uncu yüzyılda Avrupa’da çıkan bir ideolojidir. Dolayısıyla ‘Fransız mallarını boykot edin’ çağırısının tutmayacağını siyasetçiler çok iyi biliyorlar. Bunun çağrısını yapan zatın kendisi de çok iyi biliyor tutmayacağını. Yaşananlar giderek daha da kangrenleşen otoriter faşist bir şekilde dış siyaset ile iç siyasetin örtüşmesi dışında başka bir şey değildir” diye ifade etti.    GÜÇSÜZLÜĞÜN GÖSTERGESİ   Savaş söylemleri ve güç gösterileri yapan iktidarların siyaseten en güçsüz oldukları dönemde bu tür şeylere başvurduklarını vurgulayan Güney, "Bunun sonuçlarını da önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ekonomik kriz ile birlikte toplumsal çalkantılar ve istikrarsızlıklar iç politikanın dış politikaya malzeme yapılmasını ilerleyen süreçte daha da artacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.    MA / Ömer Akın