DİB'ten baskılara karşı ortak mücadele çağrısı 2020-10-26 13:59:34   İSTANBUL – DİB, iktidarın devamlılığını sağlamak adına tüm yaşamsal haklara saldırdığını belirterek, “Demokrasi güçlerine, yurttaşların hak ve özgürlük taleplerinin akacağı meşru mecraları hep birlikte yaratma görevi düşüyor“ dedi.    Demokrasi İçin Birlik (DİB), toplum üzerinde giderek artan iktidar baskısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Ben yaratan, ben üretenim, sen ülkeyi yağmalayansın, Anayasayı çiğneyensin“ başlığıyla yapılan açıklamada, iktidarın Anayasa kararlarını tanımadığına dikkat çekilerek, yaşanan hak ihlalleri ve yurttaşları hedef alan kararlara vurgu yapıldı. Baskı ve Anayasa’ya uymayan kararlarla ilgili açıklamada, şunlar ifade edildi:  “Jandarmayla, copla, biber gazıyla mücadelemizi duraksatmaya çalışıyorlar. Grevler Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla yasaklanıyor, kadınları ev içine hapsetmek, boşanma kararı almalarını engellemek için nafaka hakkına saldırılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) CHP’li Enis Berberoğlu için verdiği karar alt mahkemeler tarafından tanınmıyor. Soma Uyar Madencilikten atılan işçilerin Ankara’ya yürüyüşü engellendi, gözaltına alındılar. Ankara’ya yürümek isteyen madenciler karşılarında tek adam rejiminin saldırılarını buluyor. Ama kimsenin yılmaya, hak mücadelesinden vazgeçmeye niyeti yok.“    ‘İLK ADIMLAR ATILIYOR‘   Kovid-19 salgınının istihdam üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla gündeme getirilen “İstihdam Kalkanı Paketi“ne de değinilen açıklamada, “Kıdem tazminatını ortadan kaldırmanın ilk adımları atılıyor. Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen teklifle; 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılıyor. Kayıt dışı işçi çalıştıran patronlar teşvik edilirken, işsizlik sigortası fonu yine patronların yağmasına açılıyor“ diye belirtildi.    ‘HAK İHLALİDİR’   Kadınların kazanılmış haklarının gasp edildiğinin altı çizilen açıklamada, çok sayıda kadın, çocuk ve yaşlının ev içinde sarf ettiği ücretsiz emeğin karşılığının olmadığı ifade edildi. Açıklamada, nafaka hakkına yönelik saldırılara ilişkin ise “Nafakanın süreye bağlanması veya hâkim takdirine bırakılması, kadınlara yönelik ekonomik, psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddetin artmasına neden olacak. Ülkedeki yüksek işsizlik oranları ve kreş yokluğu da hesaba katıldığında, özellikle boşanmış çocuklu kadınların, 2-3 yıl sonra nafakanın da kesilmesi halinde büyük bir hak ihlaline uğrayacak“ denildi.    ‘BİRLİLİKTE YARATACAĞIZ’   İktidarın, devamlılığını sağlamak için halkın yaşamsal haklarına göz koyduğu belirtilen açıklamanın devamında, “Tarih, yaşamsal haklarımızı korumak için mücadele etmekten ve örgütlenmekten başka yol olmadığını ısrarla önümüze koyuyor. Bu süreçte demokrasi güçlerine, yurttaşların hak ve özgürlük taleplerinin akacağı meşru mecraları hep birlikte yaratma görevi düşüyor“ ifadeleri yer aldı.