İmralı’daki tecrit ve avukat görüş yasağı Bakan Gül’e soruldu 2020-10-03 11:05:50   DİYARBAKIR – İmralı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer 3 isme yönelik tecrit politikaları ile bunun son adımı olarak mahkemece alınan 6 aylık avukat görüş yasağı kararı HDP’li isimlerce verilen soru önergeleri ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e soruldu.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır milletvekilli Remziye Tosun ile Batman Feleknas Uca, İmralı F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer 3 isme yönelik devam eden tecrit ile Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği’nin 23 Eylül’de aldığı kararla Öcalan ile diğer isimlere getirilen 6 aylık görüş yasağına ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yanıtlaması talebiyle Meclis Başkanlığı’na ayrı ayrı soru önergesi sundu.    Remziye Tosun, verdiği önergesinde Öcalan'a 9 Ekim 1998’de başlatılan “uluslararası komplo” ile yakalanıp, 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirildiğini ilk günden bugüne kesintisiz bir tecrit uygulandığını belirtti.   'TECRİT 21 YILDIR DEVAM EDİYOR'   Öcalan'ın 21 yıldır hukuki haklarından hiçbir zaman düzenli olarak yararlanamadığını kaydeden Tosun, "Ne zaman ki devlet uygun gördü, o zaman ailesi veya avukatlarıyla ender de olsa görüştürüldü. Yani yasal olan haklarından yararlanması bile işkenceye dönüştürüldü. Devletin dayattığı tecrit koşulları altında hayati risk taşıyarak, sağlığı gözardı edilerek İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuluyor. Bunun yanı sıra her tutuklunun ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurabilmesi yasalar ve Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Hükümlü ve tutuklulara tecridin uygulanmasını yasaklayan kural, işkence yasağıyla aynıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesinde de yasaklanmıştır" hatırlatmalarında bulundu.    İLETİŞİM HAKKI   HDPli vekil, 20 yıldır İmralı Adası F Tipi Cezaevi’nde bulunan Öcalan’a ve aynı cezaevinde bulunan diğer mahpuslara uygulanan tecridin ne iç hukukta ne de uluslararası sözleşmelerde yer almadığının da altını çizdi. Tosun, “27 Temmuz 2011 itibariyle şiddetlenen tecrit koşullarıyla birlikte İmralı’da tutulan mahpusların mektup alma ve verme hakları bir bütün olarak engellenmiş ve avukatlarıyla savunmaya dönük belge alışverişi mümkün olmamıştır. Ayrıca, 5275 sayılı Ceza İnfaz Yasası’nın 25’inci maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet statüsündeki hükümlülerin 15’er günlük periyotlarla bir saat boyunca aile ve vasileri ile görüşme hakları yasal güvence kapsamındadır” diye belirtti.   ‘AVUKATLARI İLE 2019’DAN BU YANA GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR’   En son Mayıs 2019’da avukatlarıyla görüşen Öcalan’ın, bu tarihten sonra yaklaşık 1,5 yıldır avukatlarıyla görüşme gerçekleştiremediğine dikkati çeken Tosun, “Bu süreçte yangın ve pandemi gibi mahpusların yaşamını riske eden olaylar yaşanmasına rağmen 27 Nisan 2020’de sadece bir defaya mahsus telefon görüşmesi yaptırılmıştır. Bunun dışında mahpusların dış dünya ile temas sağlayabilecekleri bütün araçlar ellerinden alınmıştır. Kendilerinden sağlıklı bir haber alamamanın yanı sıra mevcut koşullar, sosyal ve duyusal izolasyonu kötü muamele ve işkence boyutuna ulaştırmıştır. Ayrıca, bu konuda verilen soru önergelerimiz yanıtsız bırakılmaktadır” dedi.    CPT RAPORU   Önergesinde yine Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT), İmralı Cezaevi’ne ilişkin yayınladığı son raporda yer alan “2011 tarihinden bu yana avukat ziyaretinin gerçekleştirilmemesi ve iletişim yasağının daha da kötüleştiği” yönündeki ihlalleri de hatırlatan Tosun, şunları kaydetti: “CPT, bu konuda İmralı Cezaevinde tutulan tüm mahpusların herhangi bir gecikme olmaksızın aile ve avukatları tarafından ziyaret edilmelerinin sağlanması yönünde gerekli adımların atılması çağrısını yinelemiştir. CPT, ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahpuslara yönelik rejimin belirtilen notlar ışığında tamamen değiştirilmesi ve ilgili mevzuatın da buna uygun olarak düzenlenmesi yönündeki tavsiyesini ifade etmiştir. Buna istinaden, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, yayınladığı 24 Ocak 2019 tarihli karar metninde, CPT’nin Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecride ilişkin tavsiyelerini takip etme ve Türkiye’yi bu tavsiyelere uyma çağrısında bulunmaktadır."   ‘İMRALI'DA KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ NE AŞAMADA?’   Tosun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:  “İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan’la ailesi ve avukatlarının düzenli telefon görüşmesi yapması talebinin cevapsız bırakılması, aile ve avukat görüşmesi taleplerinin karşılıksız bırakılması gibi tecrit uygulamalarının gerekçesi nedir? Hangi yasal dayanak ile asgari iletişim talepleri dahi engellenmektedir? bdullah Öcalan’ın sağlık durumuyla ilgili ailesi ve avukatlarına düzenli bilgi verilmesine yönelik bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? CPT raporunun tavsiye kararlarında belirtildiği gibi, mahpusların haberleşme ve görüş haklarını kullanmalarına ilişkin gerekli adımlar atılacak mıdır? Uluslararası ve iç hukukta işkence olarak tanımlanan tecrit uygulamasına son vermeye yönelik bir girişiminiz olacak mıdır? İmralı Cezaevi’nde koronavirüs salgını nedeniyle ne tür tedbirler alınmıştır?”   AVUKATLARA GÖRÜŞ YASAĞI   HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca da avukat görüş yasağı kararına dair verdiği önergesinde tutukluların avukatlarıyla iletişim kurabilmesinin yasalarla ve Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bir hak olduğunu hatırlattı.   Uca, 27 Temmuz 2011’den sonra çeşitli gerekçelerle İmralı Adasına gidişleri engellenen Abdullah Öcalan’ın avukatlarının 8 yıl boyunca müvekkilleriyle görüştürülmediğini de ifade etti. 200 gün süren açlık grevi eylemlerinin ardından 2 Mayıs 2019’dan 7 Ağustos’a kadar yapılan görüşmelere dikkat çeken Uca, “Son görüşmenin ardından avukatların yaptığı 107 başvurunun hiçbirine olumlu olumsuz bir yanıt verilmemiştir. İmralı tecridi her yönüyle devam ederken, 23 Eylül 2020’de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Bursa 2’nci İnfaz Hakimliğince, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a avukat yasağı getirilmiştir. Öte yandan, Öcalan ve İmralı Adası’nda kalan diğer mahpusların mektup, telefon gibi temel iletişim hakları da engellenmektir” dedi.    ‘YASAĞIN NEDENİ NEDİR?’   Uca, soru önergesinde Bakan Gül’e şu soruları sordu: “Öcalan ve İmralı Adası Cezaevinde bulunan diğer mahpuslara uygulanan 6 aylık avukat yasağının nedeni nedir? Sayın Öcalan’ın ve diğer mahpusların avukatlarıyla görüştürülmemesinin uluslararası ve iç hukukta karşılığı nedir? Uluslararası ve iç hukukta işkence olarak tanımlanan tecrit uygulamasına son vermeye yönelik bakanlığınızca yürütülen bir çalışma mevcut mudur?”