Erdoğan AB liderlerine mektup gönderdi 2020-09-30 11:15:25 ANKARA- AB kurumlarının başkanlarına ve üye ülkelerin liderlerine mektup gönderen AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Doğu Akdeniz'de devam eden gerginliğin müsebbibinin Türkiye değil, Yunanistan ve Güney Kıbrıs olduğunu" söyledi.   AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) kurumlarının başkanlarına ve üye ülkelerin liderlerine birer mektup gönderdi.   AA'da yer alan habere göre Yunanistan ve Güney Kıbrıs dışındaki AB üyelerine gönderilen mektupta Erdoğan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktardı.   ‘İLİŞKİLERİMİZ YENİ BİR SINAMAYLA KARŞI KARŞIYA’   Türkiye-AB ilişkilerinde 60 yılı aşan zorlu sınamalar yaşandığını belirten Erdoğan, mektupta şunlara yer verdi: "Son dönemde, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler nedeniyle ilişkilerimiz yeni bir sınamayla karşı karşıyadır. Bu mektupla sizlere, Türkiye'nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktarmak istiyorum. Doğu Akdeniz politikamızın iki ana hedefi vardır. Birincisi, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak, hakça ve adil biçimde sınırlandırılması ve kıta sahanlığımızdaki egemen hak ve yetkilerimizin korunmasıdır. İkinci hedefimiz ise Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Adası'nın eşit ortağı olarak, Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır. Bu hedeflerimiz çerçevesinde Türkiye, Doğu Akdeniz'in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil şekilde paylaşıldığı, barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını arzu etmektedir. Kömür ve çeliğin AB'nin çıkış noktasını oluşturduğu gibi, hidrokarbonun Kıbrıs'ta çözüme ve büyük AB'nin oluşumuna temel oluşturmasını diliyoruz."   ‘GERGİNLİĞİ MÜSEBBİBİ TÜRKİYE DEĞİL’   "Doğu Akdeniz'de devam eden gerginliğin müsebbibinin Türkiye değil, Yunanistan ve Güney Kıbrıs olduğunu" söyleyen Erdoğan, "Yunanistan'ın Güney Kıbrıs ile birlikte, Türkiye'yi Antalya körfezine hapsetmeyi hedefleyen, maksimalist deniz sınırı iddialarını (Sevilla Haritası) AB'yi kullanarak Türkiye'ye kabul ettirmeye çalıştığını, bu sınırların ulusal ve AB'nin dış deniz sınırları olduğunu iddia ettiğini. Yunan/Rum ikilisi bunlarla da yetinmeyerek, Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı Doğu Akdeniz Gaz Forumu adı altında bir mekanizma teşkil etmiş, ayrıca bölge ülkeleriyle Türkiye karşıtı üçlü ve dörtlü işbirliği mekanizmaları kurmuştur. Türkiye ise Doğu Akdeniz'de hem kendi hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için diplomasiye ağırlık vermiş, ancak diyalog ve iş birliği çağrılarımız sonuç vermeyince, sahadaki adımlarını 7 yıl bekledikten sonra 2018 yılında atmaya başlamıştır" diye belirtti.   'YUNANİSTAN İLE ÖN KOŞULSUZ OLARAK DİYALOGA HAZIRIZ'   Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun, hakça ve adil şekilde sınırlandırılmasını savunduğunu belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bu amaçla Yunanistan ile ön koşulsuz olarak diyaloga hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Ayrıca, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türkleri dahil tüm tarafları bir araya getirecek, kapsayıcı bir enerji iş birliği forumu kurulmasının son derece yararlı olacağına inanıyorum. Türkiye bu yönde atılacak adımlara her türlü desteği vermeye hazırdır. AB'nin bu düşüncelerimize destek vermesini, aday ülke Türkiye'ye karşı takındığı yanlı tutumu terk etmesini, Yunanistan'ın ve GKRY'nin maksimalist tezlerine koşulsuz, haksız yere destek vermemesini temenni ediyorum. AB'nin ülkeme karşı aldığı bu yanlı tutum, AB müktesebatına ve uluslararası hukuka aykırıdır.”   ‘İŞ BİRLİĞİNE HER ZAMAN HAZIR OLDUK’   Diyalog ve işbirliğine her zaman hazır olduklarını savunan Erdoğan, “Bize AB üzerinden empoze edilmeye çalışılan maksimalist taleplere de boyun eğmedik. Hiçbir ülkenin hakkında gözümüz yok. Bizim samimi arzumuz, 18 Mart Mutabakatı'nın günün koşulları da dikkate alarak güncellenmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin tüm yönleriyle, ortak çıkarlarımız doğrultusunda aşama aşama ilerletilmesidir. Bunun yolunun ise yasa dışı göç, terörizm, ticaret, enerji gibi pek çok farklı alanda ilişkilerimizin müşterek çıkarlarımız için taşıdığı hayati önemin farkında olmaktan geçtiğine inanıyor, bu amaca yönelik değerli desteğinizi bekliyorum" ifadelerine yer verdi.