Gazeteci Abdula: Tecritle Demokratik Modernite hedef alınıyor 2020-09-07 09:07:25   HABER MERKEZİ - PKK Lideri Öcalan'a yönelik tecride karşı Federe Kürdistan Bölgesi’nde başlattıkları imza kampanyasıyla taleplerini tüm dünyaya duymak istediklerini söyleyen gazeteci Niyaz Abdula, tecridin ağırlaştırılmasıyla Demokratik Modernite modelinin hedef alındığını, buna karşı ise sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi.   Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde bir grup gazeteci, aydın ve akademisyen öncülüğünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sonlandırılması için imza kampanyası başlatıldı. İnternet ortamında 15 gün sürecek imza kampanyası süresince toplanan imzalar, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Parlamentosu (AP) ve bölgede bulunan konsolosluklara sunulacak. İmza kampanyasının yürütücülerinden olan Kürdistanlı gazeteci Niyaz Abdula, kampanya hakkında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.    KAMPANYA 15 GÜN SÜRECEK   Kampanyanın temel amacının Arapça, Türkçe, Farsça, Fransızca ve İngilizce metinleri dünyanın diğer halklarına ulaştırmak olduğunu belirten Abdula, kampanyanın 15 gün süreceğini söyledi. Katılım oranına göre kampanya tarihini uzatabileceklerini dile getiren Abdula, “İnternet aracılığı ile taleplerimizi bütün dünyaya duyuracağız. Talebimiz nettir ve ortadadır: Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce son bulmasıdır. Sayın Öcalan serbest bırakılmadan, Türkiye halklarının mücadelesi ilerleyemeyecektir” dedi.   ‘DİNSEL FAŞİZM’   “Türkiye’nin Osmanlı tarihinden bugüne ne insani ne de ahlaki uygulamaları olmadı” diyen Abdula, şunları söyledi: “Halkı hep faşizan uygulamalarla yönetti. Artık ulusal bir faşizmden çok, dinsel bir faşizmle yürütüyor. Bugüne kadar büyük bedeller sonucu elde edilen özgürlükleri de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan engellemek istiyor. Barış ve demokrasi için yapılan her bir eyleme saldırıyor ve özgürlük adına kuş uçsun istemiyorlar. Türkiye’de kim özgürlük istese ya gözaltına alınıyor ya da tutuklanıyor. Fiziksel ve psikolojik bir savaş yürütüyor. Bunu özelde de kadınlar üzerinden yürütüyor. Ağırlaştırılmış tecrit de bunun bir parçasıdır. Tecrit, toplumsallığı bitirmek demektir. Tecrit, Rojava’da kurulan demokratik yönetimi bitirmektir. Tecridi ağırlaştırarak Sayın Öcalan’ın halklarla bağını koparmak istiyorlar.”   ‘DEMOKRATİK MODERNİTE HEDEF ALINIYOR’   Öcalan’ın tutuklama yönteminin bile bir imha şeklinde olduğunu kaydeden Abdula, “Arkadan ateş edilmiş ve vurulmuşsunuz gibi. Tutuklanma yöntemi böyleydi. 2011 yılından bu yana yasal olmayan bir şekilde Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış bir tecrit var. Türk devleti ne avukatların ne de ailelerin İmralı’ya gitmesine izin vermiyor. Bu yöntem, faşizan bir yöntemdir. Öcalan mücadeleye başladığı ilk yıllardan bugüne barıştan başka bir şey istemedi. Şimdi tecrit altında tutuyorlar. Ama bütün bu olumsuz şartlara rağmen Sayın Öcalan Demokratik Modernite modelini inşa ederek, dünyaya alternatif bir model sundu. Bu model bütün insanların barış ve eşit bir şekilde bir arada yaşamasına dayanıyor. İşte devletin tam olarak hedeflediği de budur. Tecridi ağırlaştırarak Demokratik Modernite’yi ortadan kaldırmak istiyor. Ama bu yönteminde ne başarılı oldu ne de kazandı” diye belirtti.   ‘HALKLARIN BARIŞI ÖCALAN’DIR’   İmralı tecridini “işkence” olarak değerlendiren Abdula, “Bu tecride karşı sessiz kalan Kürt kurumları var. Buna sessiz kalmamaları gerekir ve buna karşı durmaları gerekiyor. Biz gazeteciler, aydınlar ve akademisyenler olarak buna karşı tepkimizi büyüteceğiz. Bu tecridi ağırlaştırmalarının nedeni, barış için mücadele eden her bireyi tutuklayıp, daha sonra ‘terörist’ olarak lanse etmektir. İkinci olarak da Türkiye halklarının etkin mücadelesini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu nedenle çareyi tecridi ağırlaştırmakta buluyorlar. Türk devleti şunu çok iyi biliyor; Ortadoğu halklarının barışı Öcalan’dır. Bundan kaynaklı da iktidar Öcalan’ın özgürlüğüne karşıdır. Çünkü barışı istemiyor” dedi.   MA / Zeynep Durgut