İmralı’da tutuklu Aktaş’ın ablası: CPT somut adımlar atsın 2020-08-15 09:00:46 DİYARBAKIR - İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Veysi Aktaş’ın kardeşi Sabiha Aslan, “CPT’nin yaklaşımı baştan salma bir yaklaşım. Sözlerle bu iş yürümez. CPT’nin dile getirdiği ihlalleri hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. Somut adımlar atılsın” dedi.  Çözüm sürecinde “Sekretarya” görevi amacıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tutuklu bulunduğu İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi'ne 2015 yılında Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım ile birlikte sevk edilen Veysi Aktaş, bu süre zarfında sadece 3 kez ailesiyle yüz yüze, 1 kez telefon ve 4 kez de avukat görüşüne çıkabildi.     Telefon görüşmesi 5 yıl aradan sonra 27 Nisan günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda gerçekleştirirken, o günden bu yana aileler, İmralı’dan haber alamıyor. Avukatların her hafta Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı görüşme başvuruları reddediliyor. Avrupa Konseyi’ne bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), 2019 yılında İmralı Cezaevi'ne yaptığı ziyarete ilişkin açıkladığı raporda, 2016'dan bu yana iyileşme olmadığını belirtilerek, cezaevindeki sisteminin “tamamen gözden geçirilmesi” gerektiğini vurgulandı.    Aktaş’ın kardeşi Sabiha Aslan,  CPT’nin açıklamalarına değinerek somut atma çağrısında bulundu. Ağabeyiyle ilk kez yaptığı telefon görüşmesini anlattı.    5 YILDA 3 KEZ GÖRÜŞÜLDÜ   Aslan, abisinin 1994 yıllında İstanbul’da tutuklandığını hatırlatarak, “İlk olarak Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldı. Daha sonra Burdur'da 4, Elbistan’da 3, Adıyaman’da 6, Kırıkkale'de 4 yıl kaldıktan sonra İmralı Adası'na sevk edildi. 5 yıldır da orada tutuklu. İmralı Cezaevi'ne girdikten sonra 3 kez görüşe gidebildik. Her görüşe bir kız kardeş gitti. 5 yılda 3 görüş, 1 telefon 4 avukat görüşü gerçekleşti. İmralı Cezaevi'nde gitmeden önce hafta da bir kez görüş bir kere de telefon hakkı vardı. Ama şimdi neredeyse hiç yok” diye konuştu. İmralı Cezaevi’ni bir işkence yeri, irade sınavının uygulandığı yer olarak tanımlayan Aslan, kuş sesinin dahi olmadığı bir yer olduğunu söyledi.    ‘CPT SOMUT ADIM ATSIN’   İmralı’da ağır tecrit koşullarına bir de pandeminin eklendiğini hatırlatan Aslan,  ada şartlarından kaynaklı orada bulunanların daha çok etkilendiğini söyledi. Adanın neminin orada kalanların sağlını etkilediğini dile getiren Aslan, telefon üzeri görüştüğü Aktaş’ın sesinin kötü geldiğini, ses tonunun değişmiş olduğunu vurguladı. CPT’nin açıklamalarını pratikte karşılığının olmadığını kaydeden Aslan, “CPT’nin yaklaşımı baştan salma bir yaklaşım. Ciddi bir yaklaşım yok. Arada bir çıkıp açıklama yapmak ile yetiniyor. İşini yapacaksa ciddi adımlar atmalı. Sözler ile bu iş yürümez. CPT’nin dile getirdiği ihlalleri hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. Hepimiz bundan haberdarız. Aynı şeyleri söylemesi ile bir şey değişmez, önemli olan somut adımlar atılması” diye konuştu.    MEKTUPLARDAN HABER YOK   Öcalan üzerindeki tecritte dikkati çeken Aslan, “Tecrittin ortaya çıkmasıyla birlikte her yer de kan akmaya başladı. Sürekli ölümler yaşanıyor. Ölümlerin durması onurlu bir barışın gelmesi için tecrittin kaldırılması gerekiyor. Tecrit kaldırılması için tecrit meselesi sürekli gündemde tutulması lazım. Yani gelinen aşamada bu konuda önemli adımlar atılmıyor” dedi.  12 yaşındaki kızının 5 yıldır dayısı Aktaş’a ayda 10 mektup gönderdiği bilgisini paylaşan Aslan, mektuplarından haber alamadıklarını, mektupların yakınlarının eline ulaşmadığını kaydetti.    TECRİT SON BULSUN    Tecrittin son bulması çağrısında bulunan Aslan, şunları söyledi: "Başta Sayın Öcalan olmak üzere hasta tutuklular, yaşlılar ve tüm tutuklular serbest bırakılması gerekiyor. Hangi dine, kanuna yaptıkları sığar. İmralı Cezaevi'ne özel bir politika uygulanıyor. İmralı Cezaevi kayıp, hayal bir yermiş gibi, kaybolmuşlar, yoklar! Ne olduğunu, ne yaşadıklarını bilmiyoruz. Sınırsız bir kanunsuzluk var. Ağır bir zulüm, ilk onlara, daha sonra biz ailelere yapılıyor. Bu yüzden herkesin cezaevlerine ses çıkarması gerekiyor."