Hayvanlar için acil yeni yasa talebi 2020-07-28 09:11:01   ANKARA - HAYKURDER Başkanı Erman Paçalı, 5199 sayılı Kanunun yetersizliğine işaret ederek, “Kanun acilen revize edilmesi gerekiyor. Hükümetin bu vahşete seyirci kalması ağır bir vicdansızlıktır” dedi.   Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER) Başkanı ve Hayvanları Koruma Vakfı Başkan Yardımcısı Erman Paçalı, 2012'den beri düzenlenip iyileştirilmesi hayvanseverler tarafından ısrarla talep edilen Hayvanları Koruma Kanunu hakkında değerlendirmelerde bulundu.   5199 sayılı Kanunun 2004 yılında çıkarılmasının hayvanseverler tarafından büyük sevinçle karşılandığını belirten Paçalı, “Ondan öncesi çok karanlık çünkü. Belediye bütçelerinden kedi ve köpekleri zehirlemek için kıyma alındığı, anonslarla sahipli hayvanların sokağa salınmaması ve zehirleme yapılacağının duyurulduğu kara günler yaşandı bu ülkede” diye belirtti. Yasanın yürürlüğe girmesinden hemen sonra birtakım eksiklikler içerdiğinin anlaşıldığını ifade eden Paçalı, kanunda yapılması talep edilen iyileştirmenin 2004'ten beri gündemde olduğunu fakat 2012 itibariyle mevcut yasanın bütünü ile yetersiz kaldığını ve artık küçük revizyonların yeterli olamayacağın kabul edildiğini vurguladı.   ‘MAL OLMAKTAN ÇIKARILMALI’   Paçalı, sahipli hayvanlara şiddetin ceza kanunu değil, kabahatler kanunu dahilinde cezalandırıldığını ve bunun da mağduriyetler yarattığını söyledi. Paçalı, şunları ifade etti: “Anlaşılır olması adına bir kaç basit örnek verebilirim. Yürürlükteki yasa hayvanları can değil mal olarak niteliyor, tabi o hayvan sahipli ise. Yani siz bir kedi veya köpek sahibiyseniz ve biri sizin sahibi olduğunuz hayvana zarar verdiyse TCK'ye göre mala zarar verme suçu oluşmuş oluyor. Daha anlaşılır olması için söylüyorum; mevcut yasaya göre oyuncak bir köpeğin gözünü oymakla gerçek bir köpeğin kafasını koparmak arasında hiçbir cezai fark yok. Şayet işkence veya eziyet gören hayvan sahipli değil ise o zaman yargılama yolu bile açılmıyor. Çok küçük idari para cezası ile geçiştiriliyor. Veya kişi kendi sahibi olduğu hayvana zarar veriyor ise kendisinden şikayetçi olmasını beklemek gerekiyor! Böyle akıl dışı bir kanun maddesi. Her şeyden önce hayvanlar mal kapsamından çıkarılmalı.”   Merkezi sinir sistemi ve duygulara sahip olan, acıyı hissedebilen her canlı için mal değerlendirmesi yapılamayacağını söyleyen Paçalı, “Bahtiyar Papağan örneğinde yaşadık bunun bir örneğini. Kişi kendi sahibi olduğu papağana eziyet ettiği için dava açılamadı. Ankara'da Berat Kaya olayında, eşeğin sahibi şikayetçi olmadığı için ona da dava açılamadı. Dolayısıyla bu ülkede geceden sabaha kanun çıkabiliyor. Bir torba yasanın içinde bu madde ceza yasasında revize edilebilirdi. Hayvana eziyet ve kötü muamele yasalara göre suç değil kabahat. Sokağa tükürmek, gürültü yapmak, köpeğe tecavüz etmek gibi. Kulağa ne kadar korkunç geliyor değil mi?” diye konuştu.   BARINAKLAR ÖLÜM KAMPLARI   Yasanın şu anki haliyle en azından sokakta zehirleme yapılmasının önüne geçtiğini ifade eden Paçalı, bu sefer de barınakların ölüm kamplarına çevrildiğini vurguladı. Paçalı, “Barınaklarda denetim yok, yaptırım yok. Sokakta her gün 10 hayvan mağdur oluyorsa belediye barınaklarında yüzlercesi mağdur ediliyor. Ve kimse hesap soramıyor. Avcılık, kaçak avcılık, yunus parkları, mezbahalar, sirkler, hayvanat bahçeleri, kaçak üretim merkezleri, petshoplar... Her yerden hayvanlar için ölüm fışkırıyor ve mevcut yasalar bunların hiçbiri için caydırıcı yaptırımlar içermiyor. Hayvanlar için adaletten söz edilebilmesi için acilen yasanın çıkması gerekiyor” dedi.   YAŞAM HAKKI   Yaban hayvanlarının öldürülmesine dair av ihalelerine de değinen Paçalı, hali hazırda Türkiye'de 798 yaban hayvanı türü için avlanma izni olduğunu ve bu hayvanların bir kısmının korunma kapsamına alınması gereken türler olduğunu söyledi. Paçalı, “Yaşam biçimi; son günlerin moda söylemi. Avcılık spor değilmiş şimdi de böyle bir söylem geliştirdiler, yaşam biçimiymiş. Öldürmeden yaşayamıyorlar demek ki.  Bize göre yaşam hakkı kutsaldır. Tek bir canlının dahi yaşam hakkı masaya yatırılıp pazarlık konusu yapılamaz” dedi.   HAYKURDER Başkanı Erman Paçalı, “Ne yazık ki ne zaman hayvan haklarından söz etse hükümet, arkasından başka bir skandal patlıyor. En son Cumhurbaşkanımız ‘Bu yasa hala neyi bekliyor, hayvan hakları yasasına hız verin’ dediğinde birkaç gün sonra kürk vergilerini sıfırlayan düzenleme yayınlanmıştı. Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu kuruldu. Hop! Arkasından petshoplarda hayvan satışını kolaylaştıracak düzenleme yayınlandı. Yasayı ne zaman gündeme getirseler arkasından daha büyük bir felaket geliyor” şeklinde konuştu.   HÜKÜMETİN SEYİRCİ KALMASI    Hayvanları korumak için hazırlanan yasa tekliflerine AKP ve MHP'nin ısrarla “Hayır” oyu verdiğine değinen Paçalı, AKP eski milletvekili ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın “Hayvana tecavüz edene bir şans daha verilmeli” sözlerini hatırlattı ve “İnatla mani olunmasının sebebi gayet açık değil mi" diye sordu.   Bu konuda Meclis’teki muhalefet partilerine de eleştiri getiren Paçalı, şunları söyledi: “Ak Parti ve MHP bu yasayı gündeme getirmiyor, muhalefet buna karşın ne yapıyor? Sadece son bir haftaya ait bilanço ortada. Yasama mensubu kaç kişi ses çıkardı? Kim itiraz etti? Partisini boş verin. Tek bir siyasi oluşum ortaya bir tepki koyabildi mi? Ama elbette sorumluluğun büyüğü iktidarda olana ait. Bu olanlara seyirci kalabilmeleri ağır bir vicdansızlık.”    “Bu ülkede sağlıklı ve donanımlı bir hayvan hakları yasası çıkartılabilir ise çocuğa ve kadına uzanan eli de kırmış olursunuz. Bu hükümetin neden işine gelmiyor” diyen Paçalı, şiddet vakalarındaki artışın nedeninin cezasızlık politikası olduğunu söyledi.   YENİ YASA BEKLENTİSİ    2020 yılı başında Meclis’e getirilen ve halen görüşülmeyi bekleyen Hayvan Hakları Koruma Kanunu’na dair beklentilerinin yüksek olduğunu vurgulayan Paçalı, şöyle devam etti: “Ceza kanunundan kat mülkiyeti kanununa kadar birçok ilgili kanunda da düzenlemeyi içeriyor. En temelde cezasızlığı giderecek olmakla beraber vakalarda önemli bir düşüşü de beraberinde getirecektir. Tabi uygulamada aksaklığa izin verilmezse. ‘Ne olacak, altı üstü bir kedi, bir köpek’ denilemeyecek. Yapan ceza alacağını bileceği için iki kere düşünmek zorunda kalacak. Çok değil, birkaç örneği yaşandıktan sonra hayvana şiddet ve eziyet vakalarında ani bir düşüş görülecek. Ama bir yandan da belediyelerin ceza kapsamına alınması, petshop gerçeği, kaçak üretim, yunus parkları, sirkler gibi saymakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce sorun da çözüme kavuşmuş olacak.”   MA / Gözde Çağrı Özköse