‘Tecrit toplumsal refleksle son bulur’ 2020-07-25 09:11:18   DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin toplumsal reflekslerle son bulabileceğini belirten 78’liler Derneği üyesi Mümtaz Çerçel, “Tecrit sonlanırsa ülke demokratikleşir, nefes boruları açılır” dedi.    İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 7 Ağustos 2019 tarihlerindeki görüşmeden bu yana avukatların Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı 88 başvuruya hiçbir yanıt verilmedi. Ailelerin başvurularından da bir sonuç alınmazken, Diyarbakır 78’liler Derneği üyesi Mümtaz Çerçel, tecridin son bulması halinde Türkiye’nin nefes borularının açılacağını söyledi.    ‘ÖCALAN TOPLUMDAN İZOLE EDİLMEK İSTENİYOR’   Tecridin insanlık suçu olduğunu, bu ifadenin uluslararası hukukta ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de aynen ifade edildiğini hatırlatan Çerçel, milyonlarca insanın kendisine “Liderimdir, Önderimdir” dediği Öcalan’ın üzerinde tecridin uygulanmasının kabul edilebilir olmadığını aktardı. Öcalan’ın kendi halkından koparılarak toplumdan izole edilmesi için İmralı’ya konulduğunu ve yıllardır tecrit uygulandığına dikkati çeken Çerçel, “Tecrit sadece bir birey üzerinden gerçekleşmiyor, tecrit bir halk üzerinden gerçekleştiriliyor. Düşünün bir adada tutuluyorsunuz ve hiçbir şekilde ne ailenizle ne avukatlarınızla ne de toplumla görüşebiliyorsunuz. Ceza içinde ceza uygulanıyor. Öcalan toplumdan koparılıyor. Bu durumun kendisi zaten ağır bir suçtur. Bunu ne hukuki ne de insani bir durum ile açıklayabiliriz. Bu tecrit tamamen siyasidir” dedi.    ‘ÜLKENİN NEFES BORULARI AÇILIR'   Tecrit sistemiyle toplumun teslim alınarak baskı altında tutulmak istendiğini vurgulayan Çerçel, Öcalan’ın çözüm sürecindeki rolünü hatırlattı. Tecrit karşısında bütün demokrasi güçlerinin ve iktidarın bu politikalarına karşı rahatsızlık duyan herkesin, sesini yükselterek bu gidişata “hayır” demesi gerektiğini ifade eden Çerçel, “Nasıl ki çocuk istismarına, tecavüze hayır deniliyorsa, bu tepkilerin tecrit karşısında da ortaya konulması gerekiyor. Biz 78’liler, 12 Eylül askeri darbesinde dahi böyle bir tecrit sistemiyle karşı karşıya kalmadık. Tüm toplumun refleks göstermesi lazım. Bakın bir dönem, bu halk Öcalan için ‘Benim siyasi önderimdir’ diyerek imza topladı ve cezalar verildi, fakat daha sonra bu cezalar iptal edildi ve meşru oldu. Şimdi de bu tecrit için toplumsal bir tepki gösterilerek sonlanabilir. Tecrit sonlanırsa ülke demokratikleşir. Türkiye’nin nefes boruları açılır ve tüm toplum kutuplaşma yerine bir arada olur. Tecrit sonlanırsa, siyasi soykırım operasyonları son bulursa, ekonomi de düzelir ülke de rahatlar” dedi.    ‘YAŞANANLARDAN İKTİDAR SORUMLUDUR’   Cezaevlerindeki tecrit politikalarıyla bugün toplumun farklı düşünmesinin engellenmek istendiğini dile getiren Çerçel, “Herkesi tek bir düşünce tarzına büründürmek istiyorlar” dedi. Pandemi süreciyle tutuklular üzerinde tecridin kat be kat ağırlaştığının altını çizen Çerçel, birçok tutuklunun tedavisinin edilmediğini, yine tedavi sonrasında tekrardan karantinaya alınarak tecrit altına alındığını belirtti. Çerçel, salgınla beraber tutukluların yaşamlarını yitirdiğini aktararak, cezaevlerinde yaşananların sorumlusunun iktidar olduğunu vurguladı. Çerçel, şunları söyledi: “Bu salgın döneminde siyasi ya da adli olarak ayırt etmiyoruz. Salgın dönemi sonrası çıkarılan yasa ile birçok tutuklu tahliye edildi ama siyasi tutuklular edilmedi. Oluşabilecek tehlikelerden iktidar sorumludur. Şu anda bile binlerce ağır hasta tutuklu var, başta onlar olmak üzere tutukluların serbest bırakılması gerekiyor.”