Kayıp yakınları: Vedat Aydın'ın failleri yargılansın 2020-07-18 14:57:43   İZMİR – İzmir’de kayıp yakınları, 1991 yılında öldürülen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın cinayeti için "Bu dosyada failler isim isim, adres adres belli. O halde failler yargılansın" diye seslendi.   İzmir’de “Kayıplar bulunsun failleri yargılansın” eylemlerini sürdüren kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri Konak’ta bulunan eski Sümerbank önünde bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 5 Temmuz 1991'de Diyarbakır’daki evinde gözaltına alındıktan sonra 7 Temmuz’da Elazığ’ın Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında cenazesi bulunan Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın için adalet talebinde bulunuldu.   Kayıp yakınları adına açıklamayı İHD Yöneticisi Ali Aydın yaptı.    'GÖZALTINA ALINDIĞI KABUL EDİLMEDİ'   İHD Diyarbakır Şubesi’nin kurucuları arasında yer alan Vedat Aydın’ın 12 Eylül döneminde tutuklanıp, 4 yıl cezaevinde yattığını dile getiren Ali Aydın, yine 28 Ekim 1990 tarihinde Ankara’da gerçekleşen İHD 3'üncü Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle de tutuklandığını hatırlattı.   Bir süre cezaevinde kalan Vedat Aydın’ın 1991 yılı Haziran ayında yapılan HEP Diyarbakır İl Kongresi’nde İl Başkanı seçildikten sonra 5 Temmuz’da silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce “ifaden alınacak” denilerek götürüldüğünü hatırlattı. Ailesi ve avukatlarının girişimlerine karşılık, gözaltına alındığı kabul edilmediğini söyleyen Aydın, 7 Temmuz 1991 yılında, Elazığ ili Maden ilçesi yakınlarında köprü altında işkence edilmiş cesedi bulunduğunu dile getirdi.    Defnedilmek üzere, 10 Temmuz 1991 yılında cenazesinin getirildiği Diyarbakır’da on binlerce kişi tarafından karşılandığını anlatan Aydın, cenazeye katılanlara ateş açıldığını hatırlattı. Olaylarda, en az sekiz kişinin yaşamını yitirdiğini aktaran Aydın, aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce kişi yaralandığını dile getirdi.    'CEZASIZLIK ZIRHIYLA KORUNMA SON BULSUN'    "1990’lar boyunca işlenen sayısız cinayet, işkence ve gözaltında kayıp vakası için Vedat Aydın cinayeti adeta bir özettir” diyen Aydın, kaçırma biçimi, işkence edilmesi ve ardından cenazesine saldırılması, o yıllar için tüm vakalarda ortak özelliklerinden olduğunu vurguladı.    Vedat Aydın’ın cinayet soruşturmasında, faillerin kimliği tespit edilmemesi üzerinde duran Aydın, sözlerine şöyle devam etti: “Bir arpa boyu kadar bir yol alınamadı. Vedat Aydın’ın katledilmesinden sonra Eşi Şükran Aydın emniyete çağrıldı. Eşini gözaltına alanların eşkâl bilgilerini detaylı bir biçimde verdi ve bu bilgilerle kişilerin robot resimleri çizildi. İfadesinde 'Eşimi devlet öldürdü' diyen Şükran Aydın bu ifadesini geri çekmesi için tehdit edildi. Onlarca kez evi basıldı, gözaltına alındı. Beş yıl boyunca evinin önünde 'Beyaz Toros' bekletildi.    Kendileri de suça iştirak eden Aygan ve Demir, Vedat Aydın’ı gözaltına alan, sorgulayan ve infaz eden kişileri isim isim açıkladı. Dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı hem yazdığı 'Haliç’teki Simonlar' isimli kitabında hem de mahkemeye verdiği ifadede Vedat Aydın’ın JİTEM tarafından öldürüldüğünü söyledi. Avcı kitabında; kaçırılan Vedat Aydın’ın da içinde olduğu 3 aracın rahatça ilerleyebilmesi için yol güzergâhındaki trafik kontrol polislerinin, sahte kaza ihbarı yapılarak ters yöne gönderildiğini yazdı. Bu talimatın Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Harekât Merkezi’nden geldiğini öğrendiğinde de olayın artık kimin tarafından gerçekleştirildiğini net olarak anladığını belirtti. Vedat Aydın dosyası onca itiraf ve ifadeye karşın bir arpa boyu bile ilerlemedi ama bir kere daha buradan sesleniyoruz. Bu dosyada failler isim isim, adres adres belli. O halde failler yargılansın. Cezasızlık zırhıyla korunma son bulsun."