Gençlerden tecrit tepkisi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz

img
RIHA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin insanlık suçu olduğunu belirten gençler, “Bir halk tecrit altında, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz” dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 24 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 29 aydır haber alınamıyor. Sistematik hale getirilen “disiplin” cezalarıyla iletişimsizlik halinin sürdürüldüğü İmralı Adası’nda, Abdullah Öcalan ile diğer tutuklular Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar, aile ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha Gençlik Meclisi üyeleri, İmralı’dan haber alınamama haline tepki göstererek, buna karşı mücadele vurgusu yaptı. 
 
'BİR HALK TECRİT ALTINDA'
 
Tecridin insanlık suçu olduğunu belirten Enes Rakim (20), tecrit uygulamasının tüm Kürt halkını ve gençleri etkilediğini söyledi. 29 aydır PKK lideri Abdullah Öcalan'dan haber alınamadığını sözlerine ekleyen Rakim, "Biz gençler olarak Sayın Öcalan'ın durumundan endişeliyiz, haber almak istiyoruz. Sadece tecridin kaldırılması değil, Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz. Sayın Öcalan Kürt halkının iradesidir. Kürt halkı buna sessiz kalmamalı, tecrit uygulamasına karşı tepkilerini dile getirmeli. Tecrit sadece sanal medyadan tepkilerle veya sözle değil, pratikle aşılabilir. Sayın Öcalan şahsında bir halk tecrit altında" dedi.  
 
‘DÜNYA SİYASETİNİ ETKİLİYOR’ 
 
Siyasi partiler, hukuk örgütleri toplumun ve tüm kesimlerinin tecride karşı ses çıkarması gerektiğini ifade eden Rakim, "Kürt sorununun tek muhatabı Sayın Öcalan'dır. Bu nedenle tüm siyasi partilerin ve hukuk örgütlerinin tecridi gündemleştirmesi gerekiyor. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecride sadece Kürt halkı değil, insan haklarından yana herkesin tepki göstermesi lazım. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit sadece Kürt halkını ve Türkiye siyasetini değil, dünya siyasetine de etki eden bir durum" diye belirtti. 
 
‘YETERİ KADAR SES ÇIKARILMIYOR’ 
 
PKK Lideri Öcalan'a uygulanan tecride karşı yeterli ses çıkarılmadığını vurgulayan Mihriban Aydın (20), “Tecride karşı bir sessizlik hakim. Tecrit var diyemiyoruz. ‘Kimin üzerinde tecrit var?’, ‘Neden var?’ diyemiyoruz. Hukukçuların, insan hakları örgütlerinin ve siyasi partilerin tecride karşı seslerini daha çok çıkarmaları gerekiyor. Eğer yeterince ses çıkarılsaydı, bugün tecrit kırılmış olurdu. Tecride karşı susarsak, bu insanlık suçuna ortak oluruz. Bugün tecrit uygulaması savaşa etki ediyor, savaş da ekonomik krize neden oluyor. Ben insanım diyen herkesin, kendi insanlığı için tecride karşı çıkması ve ses çıkarması gerekiyor" şeklinde konuştu. 
 
‘TOPLUMSAL BİRLİKTELİKLE ÇÖZÜLÜR’ 
 
Abdullah Öcalan'dan haber alındığı yıllarda ekonominin de iyi olduğuna dikkat çeken Muhsin Aydoğdu, şunları söyledi: "Sayın Öcalan ile diyalog kapıları açıkken, halklar refah içerisindeydi. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit uygulamasıyla başlayan savaş politikası, bugün halklara yoksulluk ve ekonomik kriz olarak geri döndü. Sayın Öcalan Kürt halkının önderidir. Sayın Öcalan'dan haber alınamaması, Türkiye ve Kurdistan halklarının açlık ve sefaletle yüz yüze gelmesine neden oluyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, toplumsal bir sorundur. Bu sorun sadece Kürt halkının değil, Türkiye ve Kurdistan halklarının sorunudur. Toplumsal sorunlar, toplumsal birliktelikle çözülür. Köy köy, kapı kapı, mahalle mahalle tecridi gündemleştirmemiz gerekiyor."
 
MA / Mahmut Altıntaş