İSTANBUL- Boğaziçi Öğrenci Meclisi, Boğaziçi direnişinin birinci yıldönümünde cezaevindeki arkadaşları ve tüm siyasi tutuklular için özgürlük talebinde bulundu.
Boğaziçi Öğrenci Meclisi, tutuklu öğrenci arkadaşları Berke, Perit ve cezaevindeki bütün tutuklular için Kadıköy'de bulunan Rıhtım Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Demokrasi İstiyoruz Berke’ye, Perite ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük” pankartı taşınırken sık sık, “Zindanlar yıkılsın tutsaklar serbest bırakılsın” “Biji berxedana zindana” “Kayyum Rektör gidecek biz kalacağız”, “Üniversiteler bizimdir, bizim kalacak” sloganları atıldı. Açıklamada “Özerk Demokratik üniversite için mücadeleye”, “Geleceğimiz için birleşik mücadeleye” “YÖK’e kayyumlara çetele karşı üniversiteler bizimdir” dövizleri taşındı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halkaların Demokratik Parti (HDP) Ezilen Sosyalist Partisi (ESP) ve birçok kişi katıldı.
MÜCADELELER BİRLEŞTİ
Kayyım rektör atamasının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan öğrenciler, iktidarın kararnameyle atadığı kayyıma karşı, direneceklerini söyledi. Öğrenciler, “Bir yılda üç kayyum değişti. Şuanda Melih Bulu’nun yerini alan Naci İnci de diğer tüm kayyumlar gibi iktidarın kuklalığını yapmaya, sömürü düzenine katkı sağlamaya devam etmekte. Bizler ise ona da; üniversiteleri YÖK, KHK’lar ve cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle siyasetsizleştirmek isteyen bu düzene karşı da mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Direnişimiz Boğaziçi’nden taşarak, devlet tarafından baskıya uğrayan tüm kesimlerin, ötekileştirici politikalarla baskı altına alınan LGBTİ+ların, devletin katillerini koruduğu kadınların, belediyelerine kayyum atanan, iradesi gasp edilen Kürt halkının, açlığa ve güvencesizliğe mahkum edilen işçi ve emekçilerin mücadelesi ile birleşti” diye belirtti.
‘MÜCADELE ETTİKLERİ İÇİN TUTUKLULAR’
Kürtlere karşı artan baskıya ve savaş politikalarına karşı topyekün mücadele vurgusu yapan öğrenciler, üniversitelerdeki kayyım düzenine egemenlere ve halkların iradesini gasp edenlere karşı ses yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Öğrenciler, “Bugün karşımızda, ülkeyi tüm kesimleri sindirmeye ve ezmeye çalışıyorlar. Kendi koydukları yasalara uymayan ama bizi bunlarla yargılayan egemenlerin mahkemeleri, verdikleri kararlarla binlerce siyasi tutukluyu zindanlara mahkum ediyorlar. Direnişimizin tutukluları, arkadaşlarımız Berke ve Perit, iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı gösterdikleri cüret yüzünden tam 91 gündür tutsaklar. HDP eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP’li vekiller ve makamlarına kayyum atanmış HDP’li belediye başkanları hiçbir somut delil olmadan yıllardır tutuklular. Çağdaş Hukukçular Derneğinden devrimci avukatlar Barkın Timtik ve Selçuk Kozağaçlı demokrasi mücadelesi verdikleri için tutuklular” dedi.
‘ADALETSİZLİĞE KARŞI KENETLENMEYE MECBURUZ’
Hasta tutukluların tedavilerinin engellendiğin aktaran öğrenciler, tutukluların göz göre göre ölüme terk edildiklerine dikkat çekti. Öğrenciler, “Hafıza kaybı yaşayan Aysel Tuğluk, bütün raporlara rağmen tutuklu yargılanmaya devam ediyor. Geride bıraktığımız 2021’in son ayında Garibe Gezer, Halil Güneş, Vedat Erkmen, Abdurezak Suyur T.C hapishanelerinde hayatlarını kaybettiler. Bugün burada Berke ve Perit için, Selahattin Demirtaş için, Figen Yüksekdağ için, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Aysel Tuğluk için, Osman Kavala için, tüm siyasi tutsaklar için özgürlük talebimizi haykırıyoruz! Direnişimiz sürüyor, sürecek, sürmek zorunda. Adaletsizlik devam ettikçe, ses çıkartmak, birbirimize kenetlenmek mecburiyetindeyiz. Bizler mücadele etmeye, sokakları doldurmaya devam edersek, tüm siyasi tutsaklar özgürlüklerine kavuşacak, kayyum düzeni yıkılacak ve bu yoksulluk son bulacak” ifadelerini kullandı.
‘YAŞASIN ÖĞRENCİ DAYANIŞMASI’
Öğrenciler daha sonra arkadaşları Perit’ten gelen mesajı okudu.
Gönderilen mesajda, “Sevgili sıra arkadaşlarım ve mücadele dostlarım. Kayyumlar ve AKP'nin üniversitede ki tahakkümüne karşı Özgür Özerk demokratik bir üniversite hedefi ile başlattığımız mücadele 1. yılına ulaştı. Bu bir yıl içinde iktidar devletin tüm baskı mekanizmalarını seferber ederek bizleri yıldırmaya çalıştı yüzlercemiz gözaltına alındı, polis şiddetine uğradı. Onlarcamız hapishanelerde tehdit altına alındı, burçlarımız kesildi ama kararlı duruşumuzdan hiç taviz vermedik. İktidar bugün bu kararlılığı iki arkadaşımıza ödetmeye çalışıyor ancak biz uğradığımız her haksızlık karşılaştığımız her baskıda daha da güçleniyor mücadeleye daha sıkı sarılıyoruz. Esaret günlerimizdeki dik duruşumuzu koruduğumuzdan mücadele azmini getirmediğimizden şüpheniz olmasın. Fiziksel özgürlüğümüze kavuşunca kollarımız sizin kollarınızı kenetleyecek. Alanlar sloganlarımızla yankılanacak ve sokakların siyaset yeri olduğunu herkese tekrar tekrar göstereceğiz. Bizimle dayanışma gösteren iradesini ortaya koymaktan çekinmeyen tüm mücadele dostlarımı kucaklıyorum. Yaşasın öğrenci dayanışması” denildi.
‘MÜCADELE UMUTTUR’
Daha sonra tutuklu olan Berke’nin mesajını da okundu: Mesaj şöyle: “Öncelikle sizleri Silivri'deki Kandıra'daki İzmir'deki ve Edirne'deki tutsaklardan selamlar getirdim. Yoldaşlarımız tutsak olsalar dahi direnişimizle dayanışma içindeler. Bugün devam eden direnişimizin 1. Yıldönümü. Her zaman olduğu gibi hep beraber direnmeye devam edeceğiz. Bildiğiniz üzere iktidar beni ‘kayyum'un Arabası’nın üzerine çıktığım için tutsak etti, asıl sebebi baskıya zora yoksulluğa ve insanın insanı ezmesine karşı durmam olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden fiziksel olarak yanınızda olmasam da aslında aramızda bir yerdeyim aynı zamanda. Bugün yapacağımız eylemle Silivri direnişimiz neredeyse ben oradayım ve bizler neredeysek direnişimiz de orada olacaktır. Bizler San Francico'da bir eşcinsel, Almanya'da bir Yahudi, Güney Amerika'da bir yerli, fabrikada bir işçi, gece 11'de metroya yalnız binen bir kadın ve son olarak da Türkiye'de bir üniversitede öğrenciyiz. Bunun bilinciyle direnişimizi büyütüp, ilerlememiz gerekiyor. Bunu hep beraber yapabileceğimize güvencim tam. Üretenler ve ezilenler olarak başka bir dünyayı kurmak bizim elimizde, o nedenle mücadeleye devam. Mücadele umuttur, başka bir dünya mümkün.”