Adana’da gençlik buluşması: Değiştirmeye geliyoruz

img
ADANA - HDP Gençlik Meclisi’nin kongre öncesi Adana’da gerçekleştirdiği buluşmada, “Siyasette biz varız, gençlik olarak siyaseti değiştirmeye geliyoruz” mesajı verildi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisleri, “Şimdi gençlik zamanı” şiarıyla 26 Aralık’ta Diyarbakır'da gerçekleştirecekleri 3’üncü Olağan Kongre kapsamında Adana’da gençlik buluşması gerçekleştirdi. HDP Seyhan İlçe Örgütü’nde yapılan buluşmaya, partinin Van Milletvekili Sezai Temelli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), HDP Adana İl Eşbaşkanı Gülseren Tural, HDP PM üyeleri Seher Kadiroğlu ve Erhan Basut ile çok sayıda genç katıldı.
 
GENÇLER DEĞİŞTİRMEYE GELİYOR 
 
Kahvaltıyla başlayan etkinlikte konuşan Temelli, Türkiye siyasetinin gençlerden yoksun kaldığını, yine mevcut siyasete en güçlü müdahalenin HDP gençliği tarafından yapıldığını söyledi. Temelli, HDP Gençlik Meclisi’nin “Siyasette biz varız, gençlik olarak siyaseti değiştirmeye geliyoruz” şiarıyla kongreye gittiğini ifade etti. 
 
REJİM ÇATIRDIYOR 
 
Önümüzdeki süreçte büyük değişim ve dönüşümlerin gençlerin gücüyle yaşanacağını vurgulayan Temelli, “Eğer gençlik siyaseti yok ise, bir değişim ve dönüşümden bahsetmek çok mümkün değildir. Türkiye’de bugün hâkim olan siyasi anlayış, statükocu bir anlayıştır. Yani sürekli olarak kendini yenileyen ama Türkiye’nin hiçbir sorununu gerçek anlamda çözemeyen bir siyasi anlayıştan bahsediyoruz. Bugün tarihsel olarak Türkiye’nin iki temel sorunu vardır. Kürt meselesi ve yoksulluk meselesi. Yüzyıldan uzun bir süredir bir zihniyetin bu kadim topraklara, kadim halklara dayatmış olduğu rejim, aslında bu iki meseleyi de çözümsüz bırakmaktadır. Rejim ittihatçı bir kafa ile kendisini var etmiş, yüzyıldır kendisini tekrardan üreterek, aslında bu köhne düzeni ortaya çıkarmıştır. Bugün rejim çatırdamaktadır. Yüzyıl boyunca her türlü sistemi denediler. Her türlü sistem ile bu rejimi ayakta tutmaya çalıştılar. Sonuçta yaşadığımız gerçeklik, aslında tüm Türkiye halklarını bu köhne düzeni altında büyük bir zulme, büyük bir şiddete maruz kalmasından başka bir şey değildir” dedi.
 
‘YOLUN SONUNA GELDİLER’
 
Mevcut rejimin de diğer rejimler gibi toplumu sömürerek ayakta durmaya çalıştığını dile getiren Temelli, “Bugün AKP iktidarını izliyoruz. AKP-MHP faşist iktidarını, faşist sistemi altında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistem altında, bu rejimin yeniden restorasyonunu izliyoruz. Rejim kendisini kurtarmaya çalışıyor. Yine aynı yöntemle, Kürt meselesini çözümsüz bıkarak ve halkı emekçileri, toplumu aşırı sömürerek, ayakta durmaya çalışıyor. Dayattıkları bundan başka bir şey değildir. Tıpkı geçmişte yaptıkları gibi, aynı yöntemi bu kez de Erdoğan rejim altına yeniden üretmeye çalışıyorlar. Ama yolun sonuna geldiler. Deniz bitti ve tükendiler” ifadelerini kullandı.  
 
KÜRT SORUNU 
 
Temelli, 2013 ile 2015 yılları arasında “çözüm” adı altında yürütülen sürece değinerek, tüm toplumun çözümden umutlandığı bir süreçte iktidarın tek taraflı masayı devirdiğini söyledi. Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “2013 yılına kurulan masa, çözüm süreci denen süreçte, tüm Türkiye halkları artık Kürt meselesi çözülebilir, artık bu ülkeye barış ve huzur gelebilir diye umutlandığı bir dönemde, bu iktidar bu rejimin müsebbipleri çöktürme planı hazırlamak peşindeymişler. Evet, bu takkiyeci zihniyet, 2014 yılının Ekim aynın sonunda bir ‘Çöktürme Planı’ hazırladı. Bu plan bugün geride kalan 7 yıl boyunca ülkeyi her gün her gün yeniden büyük bir çöküşe sürükledi. Çöktürme planı hazırlayanlar, ülkeyi çökertmiş oldular. Bu yeni yıl boyunca yapmış oldukları şey, aslında Kürde düşmanlık, savaş politikaları, emek sömürüsü, doğa talanından başka bir şey değildir. İşte ekonomik kriz diye bugünlerde yaşadığımız bu derin krizin altında yatan en temel nedenlerden biri de bu savaş politikalarıdır, Kürde olan düşmanlıktır. Topyekûn Kürt coğrafyasına bakıp, bir Misak-ı Milli hayalini görmenin bir bedeli ile karşı karşıyayız. Kürt coğrafyası üzerinde şekillendirmeye çalıştıkları bu hayali, aslında tüm halkımıza zulümden şiddetten başka bir şey olarak dönmüyor” diye konuştu.
 
‘BİZİM BİR FİKRİMİZ VAR’
 
“Bizim bir fikrimiz var” diyen Temelli, şunları söyledi: “Bu fikrin dayanmış olduğu bir gerçeklik var. Tarihten süzülüp gelmiş ve mücadele ile güçlendirilmiş ve tüm kadim halkların ortak yaşamını nasıl olacağına dair ne yapmalı sorusuna yanıt veren tarihi de yaşamı da değiştirme iddiasında olan bir fikriyattan bahsediyoruz” dedi. Örgütlenmenin ancak bir fikir çerçevesinde olabileceğinin altını çizen Temelli, “Eğer bir fikriniz var ise yaşamı değiştirebilirsiniz. O yüzden de eğer bir fikriniz var ise, onu örgütleyebilirsiniz. Eğer bir örgütlüğünüz varsa, yaşamı değiştirebilirsiniz. Evet, bir fikriyatımız var ve onu örgütlüyoruz. O yüzden de nerde söze başlıyorsak, bu fikriyatı selamlamak, bu fikriyatın yaratıcısını selamlamak boynumuzun borcudur. O yüzden de Sayın Öcalan’ı bir kez daha selamlıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘ÇÖZÜM ÖCALAN’IN FİKRİYATLARINDA’ 
 
Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümünün PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tezlerinde olduğuna işaret eden Temelli, “HDP özellikle en temel tezlerini Öcalan’ın tezlerinden alarak, ulus devlet çerçevesinde kapitalist modenite anlayışı içerisinde bir çözümüm olamayacağını dile getiren bir partidir. Kapitalist üretim ilişkilerini ve sömürü düzenini kabul etmez. Bu sömürü düzenini ortadan kaldırmak için mücadele eder. HDP ulus devlete bağlı ve diğer kimlikleri yok sayan tekçiliği kabul etmez. O yüzden ulus devlete karşı demokratik ulus tezini savunur. Demokratik toplum, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet anlayışı ile hareket eder” dedi. 
 
RADİKAL DEMOKRASİ
 
Temelli, radikal demokrasinin önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Bu anlayışı ile siyasetin ulus devlet zihninden antikapitalist bir anlayışla yükselmesini sağlayacak olan mücadelesini de radikal demokrasi anlayışı ile var eder. Radikal demokrasi anlayışımız bir kere üçayak üzerinde yükselir. Birincisi, kadın mücadelesidir.  HDP şuna inanır ki, eğer kadın özgürlüğü var edilmemişse, toplumsal özgürlükten gerçek bir özgürlükten söz etmeniz mümkün değildir. Yaşamın özgürleşmesi her şeyden önce eşitlikçi ilişkilere bağlı bir toplumu var etmekten geçiyor. Dolayısıyla HDP bir kadın partisidir. İkinci bir mücadele alanı, kuşkusuz emek alandır. Antikapitalist karakteri gereği bir sınıfın partisidir. Toplumsal emeğin, emekçilerin partisidir. Eğer sömürü varsa, orada aslında savaş, katliam şiddet vardır. Bunu ortadan kaldırabilmenin yolu emekçilerin söz yetki ve karar sahibi olmasıyla bunu başarabiliriz. Bu yüzden de kentimizi de, kendimizi de biz yöneteceğiz. Kaynaklarımızın üzerinde söz ve yetki sahibi biz olacağız. Radikal demokrasinin üçüncü ayağı da ekoloji mücadelesidir. Kapitalizm ve bugün ki gibi ceberut iktidar gibi iktidarlar, dünyanın her yerinde doğayı talan ederek, sömürülerini azgınlaşmaktadırlar. Tüm bunları sonlandırabilmenin yolu doğa ile barışık, iklim krizine karşı politikaların üretildiği ama doğanın ritmini aşmayan bir üretim ve bir yaşam zincirini oluşturmaktan geçiyor.
 
ÖRGÜTLENMEYLE BAŞARABİLİRİZ
 
Bunu örgütlenerek başaracağız. Bu örgütlenmenin en önemli ayağı nedir dediğinizde kuşkusuz gençliktir. Bu da gençlerin siyasete katılması ve siyaseti değiştirmesi ile mümkündür. İşte gençlerin olduğu yerde, siyaset değişmeye mahkûmdur. O yüzden orada en güçlü şekilde var olup, siyaseti değiştirebilirsiniz. İnanıyorum ki, bugün içinden çıkılmaz sorunların nasıl içinden çıkılabilir haline dair en önemli güçlü sözü, yine gençlik kuracaktır. İşte bu duygu ile sizlere kongrenizde başarılar diliyorum. Sevgili gençler, bir araya gelmek, siyaset konuşmak yetmez. Örgütlenmemiz lazım. Örgütlenme her şeyden önce bir dostlar sofrasıdır. Olduğumuz yer her yerde, her kese dokunmak ve değmektir örgütlenmek. Hepinizin yolu açık olsun. Dönen dönsün yolunda biz dönmeyiz yolumuzdan.”
 
Koma Şitlên Azadî Kadın Grubu’nun sahne aldığı buluşma, çekilen halaylarla sona erdi.