'Ağar'ın çırağı, İçişleri Bakanlığının başına getirildi'

img

ANKARA - HDP'li Alican Önlü, İçişleri Bakanı Soylu'yu sert sözlerle eleştirdi. Önlü, "1990'larda infazların, işkencelerin, kayıpların sorumlusu Mehmet Ağar'ın çırağı, İçişleri Bakanlığının başına getirilmiştir. Hocasından devraldığı mirasla çöktürme eylem planı, 3 hilal operasyonuyla bu mirası devam ettirmektedir" dedi.

 
Meclis'te bugün de devam eden bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanlığı'nın ve kimi kurumların bütçesi görüşüldü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) milletvekilleri konuşmalarının büyük bölümünde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yüklendi. 
 
Görüşmelerde konuşan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, işkence ve kötü muameleye maruz kalanların sayısındaki artışa dikkat çekerek, "Türkiye İnsan Hakları Vakfına 2017'nin ilk 11 ayında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 570 kişi başvurdu. Başvuranların 328'i aynı yıl içinde işkence ve kötü muameleye de uğradıklarını belirttiler. İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre; 2017 yılının ilk 11 ayında 423'ü gözaltında -kaba dayak ve diğer yöntemlerle- bin 855 kişi ise gözaltı yerleri dışında ve güvenlik güçlerince müdahale edilen toplantı ve gösterilerde olmak üzere toplam 2 bin 278 kişi işkence ve kaba muameleyle karşılaştı. İçişleri Bakanlığı bunları da başarı hanesine yazacak mı?" diye sordu.
 
'BİR ÜLKENİN OHAL İLE YÖNETİLMESİ UTANÇTIR'
 
"İçişleri Bakanlığının, Hükümetin ve AKP Genel Başkanının bütün eylemlerinin meşruiyet gerekçesi terörle mücadeleden ibarettir" diyen Kürkçü, "AKP'nin hikmeti hükümetine göre terörle mücadele Olağanüstü Hal’in, Olağanüstü Hal de insan hakları ihlallerinin mücbir sebebidir. Her şeyden önce, bir ülkenin Olağanüstü Hal ile yönetilmesi, bunun zorunda kalmak bir hükümet için dünyanın neresinde olursa olsun övünülecek bir şey değil, bir utanç vesilesidir. Bu, ‘Ben memleketi yönetemiyorum. Milletin rızasını, halkın rızasını kaybettim, buna sahip değilim. O yüzden halkın bütün haklarını ve bütün özgürlüklerini şimdi askıya alıyorum’ demektir. Bununla övünülemez ama Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Hükümeti için bu bir gelecek vaadidir. Doğrusu, yurttaşını öldürmeyi Meclise bir başarı öyküsü diye anlatan bir rejimin başka bir vaadi de olamazdı" diye belirti. 
 
'MEHMET AĞAR'IN ÇIRAĞI İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ BAŞINDA'
 
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü ise şöyle konuştu: "7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan iradeyi tanımayan AKP iktidarı, Kürt sorununun demokratik zeminde çözüm olanaklarını devre dışı bırakarak izlediği inkâr, imha, asimilasyon politikalarıyla Kürt sorununa yaklaşımı yeniden askerî, militarist boyuta tırmandırmıştır. Bu süre zarfında her ne kadar İçişleri Bakanlığınca inkâr edilse de 16 Ağustos 2015 tarihinden başlayarak her adımı varlığını kanıtlayacak şekilde Kürt illerinin yakılması yıkılması şeklinde hayat bulan çöktürme eylem ve planı devreye sokulmuştur. İktidar, 15 Temmuz darbe girişimini çöktürme eylem planıyla eksik kalan yönlerini tam anlamıyla hayata geçirmek için kendisine bir fırsat zemini olarak yaratmıştır. 
 
Ardından çöktürme eylem planının devamı niteliğinde olan, 16 bölge ilini kapsayan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun imzasını taşıyan 3 hilal operasyonu genelgesi yollanmıştır. Bu genelgenin güvenlik ve asayişi sağlamaya yönelik tedbirler kısmında 'Hiç kimseye merhamet duygusuyla yaklaşılmayacaktır. İstihbari çalışmalara yerel halkın katılması sağlanacaktır. Önceden belirlenen hedefler ayrımsız imha edilecektir. Operasyon güçlerine yardımda eksiksiz kalan unsurlar gözetim altına alınacaktır. Psikolojik üstünlüğün sağlanması için bütün imkânlar kullanılacaktır' gibi ifadeler talimatta yer almıştır. Bu genelgeye imza atan ve talimata yer veren kişilerin kendisi ve zihniyeti, geçmişten tanıdığımız zihniyet ve politikalardır. 1990'larda yargısal infazların, faili belli katliamların, işkencelerin, kayıpların kendi deyimiyle bin operasyon sorumlusu Mehmet Ağar'ın çırağı, İçişleri Bakanlığının başına getirilmiştir. Hocasından devraldığı mirasla bugün çöktürme eylem planı, 3 hilal operasyonuyla bu mirası devam ettirmektedir."
 
'ÇOCUK KATİLİ DİYENLER KEMAL KURKUT'U SIRTINDAN VURANLARA NE DİYECEK'
 
Önlü, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 14 yaşındaki bir çocuğu gözaltına alan İsrail askerlerine "Bu ne vicdansızlıktır? Bu ne kahpeliktir" sözlerini anımsatarak, "İsrail devletine de 'Çocuk katili bir ülke' demiştir. Peki, Van'da, polislerin kamera karşısında çocuğun kolunu büküp kırdığı güvenlik güçleri için de aynı ifadeyi kullanabilir mi? Peki, Diyarbakır Newroz'unda Kemal Kurkut'u sırtından vurarak güvenlik güçlerinin bağlı bulunduğu yer ve iktidara ne diyecektir? Ayrıca, hukukun, vicdanın, adaletin ortadan kaldırıldığı tam da bu dönemde Maçka'da 15 yaşındaki Eren Bülbül'ü çatışma ortamına götürüp ölümüne neden olanlardan hesap soruldu mu?" diye sordu.