'Toplum iktidarla aynı gemide değil'

img

İSTANBUL - Yazar Fatih Yaşlı, toplumun “Zarrab davası iktidara değil Türkiye’ye yönelik bir davadır” söylemini yutmadığını belirterek, “Toplum iktidarla aynı gemide değil" dedi. Yaşlı, olası Efrîn operasyonunun da krizi derinleştireceğini söyledi. 

Yazar Yrd. Doç. Fatih Yaşlı, “ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delme”, “rüşvet ve para aklama” suçlamasıyla ABD’de açılan davada tanık olarak dinlenen Reza Zarrab'ın ifadelerini ve olası Efrîn operasyonunu değerlendirdi. Yaşlı, Zarrab’ın anlattıklarının hepsi 17-25 Aralık soruşturma dosyasında yer alan ve gazetelere de yansıyan ifadeler olduğunu söyleyerek, "Toplum iktidarla aynı gemide değil" dedi.
 
'RÜŞVETTEN HERKES NEMALANDI'
 
ABD mahkemesinin ayrıntılara ve birtakım belgelerin sunulmasına girdiğini, böylece olan bitenin daha çok net bir şekilde gördüklerini ifade eden Yaşlı, "Burada bir kez daha ortaya konulan şey şudur: İktidar partisi İran’a yönelik ambargoyu delmiş, bunu yapmak için bankacılık ve finans sistemini kullanmış. Böylelikle çok büyük miktarlarda meblağlar aklanmış, bu yapılırken ise bu sürecin parçası olan bütün aktörler, bakanlar, banka müdürleri, bürokratlar süreçten nemalanmış, kendilerine kişisel çıkar sağlamışlardır" şeklinde konuştu. 
 
‘TÜRK BANKALARA PARA CEZASI KESİLECEK’
 
Kurulan rüşvet çarkının en tepeden en aşağıya doğru bir “saadet zinciri” olduğuna ve herkesin süreçteki pozisyonuna göre bu çarktan nemalandığına dikkat çeken Yaşlı, ABD’nin bu davayı ve sonuçlarını iktidarı uluslararası alanda hem ekonomik hem de politik olarak sıkıştırmak için kullanmak isteyeceğini vurguladı. 
 
ABD'nin kesin olarak ambargonun delinmesine aracılık eden bankalara para cezası keseceğini ve bu ceza miktarının Türkiye ekonomisi üzerinde etkili olacağını kaydeden Yaşlı, "Bunun ötesinde Türk bankacılık sistemi, uluslararası bankacılık sistemi nezdinde çok ciddi bir itibar kaybına uğrayacak, kredibilitesi azalacaktır" dedi.
 
'TOPLUM İKTİDARIN SÖYLEDİKLERİNİ YUTMADI’
 
Zarrab davasının toplumdaki yansımalarına dikkat çeken Yaşlı, şunları söyledi: "Sokakta insanlarla yaptığım konuşmalar ve gözlemler, toplumun iktidarın son dönemdeki Atatürkçülük, anti-emperyalizm, Amerikan karşıtlığı gibi taktiksel açılımlarının farkında olduğunu gösteriyor. Evet, sokaktan yükselen güçlü bir ses yok ama öte yandan iktidarın milli birlik ve beraberlik edebiyatıyla kendisine oy vermeyen kesimleri kendi arkasında hizalandırma arzusu boşa düşmüş gibi görünüyor. Yani toplum 'Bu dava iktidara değil, Türkiye’ye yönelik bir davadır' söylemini yutmamışa benziyor ve aynı gemide olmadıklarını bu yüzden sık sık dile getiriyorlar. Bunun ise son derece önemli ve gelecek için umut verici olduğunu düşünüyorum."
 
'İKTİDAR SIKIŞINCA KÜRT SORUNUNU KAŞIYOR'
 
Zarrab ABD’de konuştuğu sırada iktidarın gündeme getirdiği “Efrîn'e operasyona” değinen Yaşlı, iktidarın her sıkıştığında milli birlik, beraberlik korosunu devreye soktuğunu ve bunun için de en kolay araç olarak Kürt sorununu kaşımak olduğunu belirtti. Yaşlı, "Efrîn Rojava’nın diğer bölgeleri gibi uzunca bir süredir iktidar partisinin gündeminde ve şu an sınıra çok ciddi ölçüde askeri yığınak yapılmış durumda. Peki, bir müdahale mümkün mü? İmkânsız değil ama çok kolay da değil. Çünkü Suriye’nin IŞİD’den temizlenmesinin ardından ABD’nin ‘Burada işimiz bitti çekiliyoruz’ demeyeceği görüldü. Bilakis kalacaklarına dair bir açıklama yaptılar ve şu an için Suriye’deki tek müttefikleri de Kürtler. Bu nedenle bir TSK-YPG çatışmasını isteyeceklerini sanmıyorum" ifadelerini kullandı.
 
'EFRÎN'E OPERASYON KRİZİ DERİNLEŞTİRİR'
 
Türkiye-ABD ilişkilerinin son derece kötü olduğunu ve Efrîn'e yapılacak bir operasyonun krizi çok daha derinleştireceğini söyleyen Yaşlı, şunları kaydetti: "Efrîn’de Rusya da var ve geçtiğimiz günlerde Dera Zor’da verilen fotoğrafa bakarak söyleyebiliriz ki, Rusya, Suriye’de Kürtleri ABD’ye bırakmak istemiyor ve Şam’la Kürtler arasında bir uzlaşı tesis edilebileceğini düşünüyor. Bunlar müdahaleyi zorlaştıran unsurlardır. Ancak yine de unutmamak gerekiyor ki uluslararası ilişkilerde en bağımlı devletin bile belli bir göreli özerkliği vardır ve o özerklik içerisinde hareket edebilir. İktidar partisi gerçekten çok sıkıştığını düşündüğü bir anda Efrîn’e sınırlı bir operasyon düzenleyebilir ve bunun diplomatik altyapısını da tesis edebilir. Bunun ne kadar mümkün olup olmadığını önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz." 
 
MA / Bilal Seçkin