Çipras'tan da aynı yanıtı aldı

img

HABER MERKEZİ  - Yunanistan ziyaretinde Lozan Anlaşması’nın güncellenmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, Yunanlı mevkidaşı Pavlopulos’tan sonra görüştüğü Başbakan Çipras’tan da aynı yanıtı aldı. Çipras, anlaşma için “Yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz” dedi. 

 
Tayyip Erdoğan, 65 yıl sonra ilk kez Cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleştirdiği Atina ziyaretinde, Yunan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ile yaptığı görüşmenin akabinde Başbakan Aleksis Çipras ile bir araya geldi. Erdoğan’ın mevkidaşı Pavlopulos ile yaptığı görüşmede olduğu gibi Çipras’la yaptığı görüşmenin gündemine de Lozan oturdu.
 
İkili bu görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Lozan krizi yeniden gündeme geldi. Ortak açıklamada ilk olarak Çipras konuştu. 
 
‘LOZAN’IN GÜNCELLENMESİ SÖZ KONUSU OLAMAZ’
 
Çipras konuşmasından Lozan Anlaşmasına dair şunları söyledi: "Lozan anlaşması azınlık konularına değinmekte. Tahriklerde kışkırtmalarda bulunmadan konuşabilmeliyiz. Tabi aramızda bir güven ilişkisi oluşturabilmeliyiz. Bunun zor olduğunu biliyoruz esasında. Bizim ilişkilerimiz tabi modernleşecek, 21’nci yüzyıla uygun biçime çıkacak. Bu ilişkiler halklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkacak. Hem Ege’de hem Doğu Akdeniz’de istikrara katkıda bulunacak.
 
Ama bu modernleştirme sadece Lozan Anlaşması’na kati saygı çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Ve bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz. Bunu açık ve net şekilde söylüyorum. Cumhurbaşkanıyla açık ve net şekilde konuştuk. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmeyi değil, çözmeyi düşündük. Birbirimizi karşılıklı olarak anlamak durumundayız.
Ben kendi tarafımdan Türkiye’nin bölgedeki ihlallerinin sona ermesi gerektiğini söyledik. Buradaki it dalaşının risk teşkil ettiğini söyledim. Mümkün olduğu düzeyde Ege’deki gerginliklerin azaltılması için bizim gözetimimizde güven artırıcı önlemlerle ilgili görüşmelerin başlaması yönünde mutabık kaldık.”
 
‘YABANCI ASKERLERİN OLMAYACAĞI BİR KIBRIS CUMHURİYETİ KURULMASINDAN YANAYIZ’
 
Buna paralel olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözüm bulunmasının hem Kıbrıs hem bölge için ne kadar önemli olduğunu görüştüklerini dile getiren Çipras, “Bu çerçevede yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin olmaması gerektiğini söyledim. Göçmen krizi konusu da bizleri yakından ilgilendiriyor. Göçmen krizi anlaşmasıyla Ege'de ölümlerin önüne geçtik. Avrupa'ya yönelen demokratik bir Türkiye'yi Yunanistan'ın destekleyeceğini söyledim. Bizim ülkemizin darbecileri desteklemeyeceğini söyledim. Yunanistan yargısının kararları bağımsız bir şekilde alınır ve hepimiz tarafından saygıyla karşılanır. 2018 yılında Türk-Yunan ilişkileri arasında yeni bir dönem açılması için çağrı yapıyorum. Sizi yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum. Bu yeni sayfa kışkırtmalara dayanmayacak, dostluk köprülerine dayanacak. Bunu başarabileceğimize inanıyoruz." 
 
Ardından söz alan Erdoğan ise şunları söyledi:
 
"Bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunan güvenlik ekiplerinin attığı adımları takdir ediyoruz. FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. Sayın Çipras ile olaydan sonra başlattığım görüşmede ve bugünkü görüşmede Yunanistan yargısına çağrım var, gecikmiş adalet, adalet değildir. Bunların Türkiye'ye iadesi mümkündür.
 
Müslüman azınlığın durumunda iyileştirmeler yapılmasını talep ettim. Lozan Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşma değildir. Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor. Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Batı Trakya'daki Müslümanların hukukunu korumak Yunanistan hükümetinin sorumluluğundadır. Şu anda 15 bin euro kişi başına geliri var Yunanistan'ın ama Batı Trakya'da bu rakam 2 bin euro civarında. İnançlarını yaşama konusunda da sıkıntıları var. Başmüftüleri atama ile geliyor, Lozan seçim diyor. Türkiye'de patrik seçimle geliyor. Sen Sinod Meclis'i seçer. 15 yıldır bütün arkadaşlarımıza bunu söyledik ama hiçbir netice alamadık. Bu da Lozan.
 
Çok daha farklı konular da söz konusu. Bizim toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok. İnanç hürriyeti deniliyor. Burada bir Fethiye Camii meselemiz var. Atina'da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Şu anda Sümela Manastırı'nı koşullar zor olsa da bitireceğiz. Tüm Hristiyanların hizmetine sunacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz. Ama Batı Trakya'da bu sorunu bir an önce aşalım. Artık bunlar bizim masamızda durmasın. 
 
‘BU İŞİ BAŞARMAMIZ LAZIM’
 
Bir diğer konuda özellikle ana vatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu konuda aktif rol Oynamış bir kişiyim. O zaman Davos'ta, Kofi Annan benden rica etmiştir. Ben 3 kez teşebbüs ettim, bir daha denemek istemiyorum dedi. Dördüncüsünü yapalım dedim, tamam dedi. Çalışmalarımıza başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. Karamanlis o zaman Yunanistan Başbakanıydı. Güney Kıbrıs masadan çekilmek istedi. Türkler yüzde 60'dan fazla evet dedi. Güney Kıbrıs hayır dedi. Oradan sonra Güney Kıbrıs AB'ye girdi. O süreci de ben yaşadım. Şimdi yine İsviçre'de Cenevre'de bir araya geldiler. Sonunda masadan kim çekildi, Güney Kıbrıs çekildi. Hep beraber o süreci yaşadılar. Biz adil ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir sorunu yok. Hep kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar. 
Ege'deki meselelerde sürekli istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Biz bundan kaçmıyoruz. Bu görüşmeleri her zaman yapabiliriz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bizim zaman kaybına tahammülümüz yok. Bu işi başarmamız lazım. Adanın geçekleriyle ilgili adımları atmamız lazım.
 
‘SÖZÜ VEREN AB, YERİNE GETİRMEYEN AB’
 
3 milyonu aşkın mülteci şu anda ülkemizde. 30 milyar doları aşan harcamamız oldu. AB 6 milyar euro destek verecekti, gelmedi. Sözü veren AB, yerine getirmeyen AB. Bunları acımasızca görüyoruz” dedi. 
 
TRUMP'IN KUDÜS AÇIKLAMASI
 
Erdoğan, dün ABD Başkanı Trump tarafından yapılan Kudüs açıklamasına da değindi. Açıklamayı barış adına talihsiz bulduğunu söyleyen Erdoğan, “Yapılan açıklama uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır. Bu talihsiz adımla bölgeyi ciddi manada sıkıntıya sokacaklarına inanıyorum. 13 Aralık'ta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir zirve yapacağız. Oradan bir sonuç bildirgesi çıkacak" dedi.