65 yıl sonra gerçekleşen ziyaretin gündemine Lozan oturdu

img

HABER MERKEZİ - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan’a ziyaretinin gündemi Lozan Anlaşması oldu. Lozan Antlaşması'nın güncellenmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan’a, mevkidaşı Prokopis Pavlopulos, “Lozan anlaşması tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz" yanıtı verdi.

 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere özel uçakla Yunanistan'a gitti. Erdoğan’ın bu ziyareti, Celal Bayar’ın 1952´de gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleştirilen ikinci ziyaret oldu. Erdoğan’a bu ziyaretinde eşi Emine Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, AB Bakanı Ömer Çelik, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak eşlik etti.
 
Erdoğan iki günlük programı kapsamında önce Atina’yı, daha sonra da Batı Trakya’yı ziyaret edecek.
 
Eleutherios Venizelos Havaalanı’nda Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı, Yunan Parlamentosu önündeki Meçhul Asker Anıtı’na çelenk sunduktan sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda mevkidaşı Prokopis Pavlopulos ile bir araya geldi.
 
Erdoğan ile Yunan mevkidaşı Prokopis Pavlopulos arasındaki görüşme öncesi basın toplantısı düzenlendi. Açıklamada ilk olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos konuştu.
 
“Biz Yunanistan ve Türkiye olarak işbirliği köprüsünü inşa etme aşamasındayız. Ve bu inşa, bu köprü daha da güçlendirilmeli. Bu köprü var olan bir köprüdür, daha da güçlendirilecektir ziyaretiniz sayesinde. Bu hedefe ulaşabilmek için Yunanistan açısından tüm ulusal hukuk noktalarını tam yerinde bir saygı göstererek ulaşabileceğimize inanıyorum. Bu tabi Avrupa müktesebatını da içeren yazılı sözleşmelerle belirlenen ulusal hukuka saygı bu ilişkilerin çok önemli bir hususu olduğuna inanıyorum” diyen Pavlopulos, sözü iki ülkenin sınırlarını çizen Lozan Anlaşması’na getirdi.
 
Yunanistan'ın Skai TV kanalına açıklamalarda bulunan Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın güncellenmesi gerektiğini ifade etmişti. Erdoğan'ın bu sözlerine “Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır" diyerek yanıt veren Pavlopulos, "Yeniden gözden geçirmeye gerek yok. Reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan bu azınlığı hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır" diye konuştu.
 
Kıbrıs konusuna da değinen Pavlopulos "Kıbrıs konusunda Yunanistan'ın çözüm aramasında olduğunu acil ve sürdürülebilir bir çözümün kısa zamanda hayata geçirilebileceğini umuyorum ve elimizden geldiğince çaba sarf ediyoruz" dedi. 
 
Pavlopulos, konuşmasında iki ülkeyi yakından ilgilendiren göçmen sorunu üzerinde de durdu. Pavlopulos, bu konuda şunları söyledi: “Göç meselesinde iki ülkeye düşen maalesef zor, güç görev bu zavallı insanları göçmen ve sığınmacı statüsüne düşen insanları gösterdiğiniz şekilde ve bizim Yunanistan devleti olarak gösterdiğimiz üzere, insani medeniyet ilkelerimize saygılı bir şekilde davranmaya devam etme hususunda iki tarafın da çok büyük önemle bu meseleye eğildiğini ve bu meseleyi elinden geldiğince mükemmel bir şekilde bu sorumluluğu yerine getirdiğine inanıyorum. Ve sizin, olağanüstü olumlu ilginizi de biliyorum.”
 
Bu ziyaretin altın harflerle tarihe geçmesini umut ettiğini ve bunun da gerçekleşeceğine inandıklarını dile getiren Pavlopulos, sözlerini şöyle noktaladı: “Aramızda farklılıklar, hem fikir olmadığımız hususlar olabilir. Ve bu hususlara saygıyla eğilerek bir çözüm bulabileceğimize inanıyoruz. Fakat şunu da belirtmek isterim ki, iyi ilişkilerin esas koşulu samimiyettir açık sözlü olmaktır. Ve sizi tanıdığım bildiğim sayın cumhurbaşkanı bu niteliğe mutlaka sahiptir. 
Ve sizler için de çok iyi bir ziyaret olmasını, sizin açınızdan da bu önemli ziyaretin tarihe geçmesini diliyorum. Bunun böyle olacağına inanıyorum. Ve size Atina'ya hoş geldiniz diyorum.”
 
PAVLOPULOS KONUŞURKEN ERDOĞAN’A NOT 
 
Yunanlı mevkidaşının Lozan konusunu gündeme getirmesinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir not verildi. Erdoğan, söz almadan önce notu dikkatle inceledi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında ise şunları söyledi:
 
“Bugün ülkelerimiz adına çok çok önemli bir gün. Son olarak Celal Bayar'ın ziyareti, sonrasında ilk defa böyle bir ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bunun bana nasip olması dolayısıyla mutluyum. Bu anlamlı ziyaretin iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı olmasını ayrıca diliyorum.
 
Bazı gerçekleri sizler ortaya koydunuz, ben de ortaya koyacağım. Özellikle hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değil. Bu anlaşmada Japonya, İngiltere, Portekiz bile var. Hepsini kapsayan bir anlaşma. 94 yıl içerisinde dünya adeta yeniden inşa edildi. Türkiye ile Yunanistan arasında da bu arada birçok şey gelişti, değişti. Mesela Lozan'da, buradaki Türklerle ilgili Müslüman ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur, aynı zaman AİHM'de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarla orada vardır. Mesela bir başka özelliğe geleceğim. Oradaki insanların yaşam koşullarının ne noktada olduğu konusuna da iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan'a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya'daki Müslümanlar bugün, kendi seçtikleri baş müftüyle değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayreti var. Türkiye'de patrik, atanan bir patrik değil, seçilen bir patrik. Sensinot meclisi tarafından seçilir, meclis üyelerinin Türk vatandaşı olması gerekir. Sayı azaldığı için, biz Patrikin bize verdiği isimleri meclis üyeleri olması için vatandaş yaptık. Patrik'i bu meclisi üyeleri seçmektedir. Ama Yunanistan'da, Batı Trakya'da Müslümanların baş müftüsünü hala oradaki din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan'ın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan'ın uygulanabilirliğini bu şekilde ortaya koymamız lazım. Bunu birçok Yunan başbakanıyla görüşmüşümdür. 
 
‘TEKRAR NATO'YA GİRİŞİNİZİ BİZ SAĞLADIK’
 
Batı Trakya'da ayrımcılık söz konusudur. Oradaki halka gerekli destek verilmemektedir. Türkiye'de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri konusunda en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz. Ancak Batı Trakya'da Türk kelimesini bile hazmedemiyorlar. Bence bizim bir defa bunları aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu, işte bunlardır. 
Tabi askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. NATO'dan siz çıktınız, tekrar NATO'ya girişinizi biz sağladık. Biz engel olsaydık siz NATO'ya giremezdiniz. Ama biz öyle bakmadık, komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz. 
 
‘LOZAN'IN ÜZERİNDEN 94 YIL GEÇTİ. 94 YILDA BİRÇOK ŞEY DEĞİŞTİ’ 
 
Kıbrıs'la ilgili görüşmede siz yoktunuz ben içerisindeydim. Yunanistan gibi Türkiye de garantör ülke. Final görüşmelerinin bizzat içerisinde oldum, Koffi Annan'la beraber süreci birlikte yürüttük. Oradaki görüşmelerde, çözüme gitmek gerekirken, orada alınan kararlar yürürlüğe girmedi. Kıbrıs'ta Türkler referandumda yüzde 60 evet oyu verdiler ancak Güney'de Rumlar hayır oyu verdiler. AB'nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Verecekleri desteklerin hiçbirini uygulamaya sokmadılar. Bugün bile bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz. Bizim hedefimiz Kıbrıs'ta kalıcı, adil bir çözüm bulalım. Aynı şeyi Ege'de bulalım. Biz olması gerekenleri bir an önce yapalım. Kolay değil, Lozan'ın üzerinden 94 yıl geçti. 94 yılda birçok şey değişti. 
 
‘65 YILI BİR KENARA KOYUP, İLERİYE BAKALIM’
 
Bizim özellikle arzu ettiğimiz şeylerin başında, Batı Trakya'daki soydaşlarımızın hakkının korunması gelmektedir. Biz 65 yıl sonra buraya farklı bir heyecanla geldik. Batı Trakya'ya bir ziyaret yapmayı da uygun gördüm. Birileri de bunu provoke etmeye çalıştı. Her toplumda artılar, eksiler vardır. Ama bunların 65 yıl sonra buraya bir Cumhurbaşkanı geliyorsa, bunun kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyor. Bunları aramızda çok daha detay görüşme şansımız da olabilir. Bu ziyaretimiz çok çok daha farklı, çok çok daha zengin, çok daha barışa yürümesi tarafların özel gayretlerini gerektiriyor. Aramızdaki tüm ilişkileri süratle yoğunlaştırıp, güçlendirmemiz lazım. Turizmdeki gelişmelere baktığımızda, sizden bize gelenler, bizden size gelenler hatırı sayılır şekilde çoğalıyor.
 
Aramızdaki yüksek düzeyli stratejik konseyi güçlendirerek devam ettirmemiz lazım. Benim arzum, biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bardağın dolu tarafına bakıp, münasebetlerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizde inanıyorum ki 65 yılı bir kenara koyup, ileriye bakma ziyareti olacaktır.”