Temelli: İstanbul’dan da kayyumu söküp atacağız

img

ŞIRNAK – Şırnak ve ilçelerini ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 23 Haziran’da İstanbul’da da kayyumu söküp atacaklarını söyleyerek, “Türkiye'nin özlemini duyduğu şey, onurlu bir barıştır, demokratik siyasettir, demokratik çözümdür. Bu meselenin muhatabı Sayın Öcalan’dır” dedi.

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin bayramlaşma programı kapsamında Şırnak ve ilçelerinde temaslarda bulundu. Batman Milletvekili Feleknas Uca ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ile birlikte Şırnak’a gelen Temelli’yi, Şırnak milletvekilleri Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz ve Hasan Özgüneş ile birlikte onlarca partili ve yurttaş Karalar beldesinde karşıladı. Temelli ve beraberindekiler ilk olarak Karalar HDP binasında halkla bayramlaştıktan sonra önce İdil’e ardından ise Cizre, Silopi ve Şırnak merkeze geçti. Temelli ve beraberindekileri İdil, Cizre ve Silopi’de belediye eşbaşkanları çiçeklerle karşıladı. 
 
‘KAYYUMLARI SÖKÜP ATTIK’
 
Buluşmalarda yurttaşlara seslenen Temelli, Türkiye kamuoyuna “Demokrasi İttifakı”nda buluşma çağrısında bulundu. Yurttaşların bayramlarını kutlayarak sözlerine başlayan Temelli, daha sonra 31 Mart seçimlerinin öncesinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Defolun gidin, yallah Kürdistan’a” sözlerini hatırlatarak, “Biz de dedik ki ‘Hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız.’ İşte buradayız. Yine belediyemizdeyiz. Yine buradayız, yine hep beraberiz” dedi. “Peki, kim gitti” diye soran Temelli’ye yurttaşlar, “Onlar gitti” diye seslenirken, Temelli de “Kayyum gitti. Ne dedik bu kayyumları süpürüp atacağız. Cizre'den de sizlerle beraber kararlılığımızla, mücadelemizle, işte o kayyumu süpürüp attık. Bütün rezilliği ile hırsızlığıyla, yolsuzluğu ile süpürüp attık” diye konuştu. 
 
Kayyum döneminde Cizre’de yapılan borçlara dair belediye binasına asılan pankartları gösteren Temelli, “İşte rezilliğinin listesi orada. İşte yaptıklarının hesabı orada. Hesabını hep birlikte soracağız. Adaletin önünde bütün bu kayyumlardan, bütün bu yaptıklarını, bu zulmün hesabını soracağız. Tıpkı bu iktidarın yapmış olduğu zulmün hesabını soracağız gibi” dedi. Hakikatin sesinin hiçbir zaman kısılamayacağını vurgulayan Temelli, “Siz de bu sesin kısılmasına izin vermediniz. İşte o yüzden yine buradayız. Yine belediyemizde bir aradayız” diye vurguladı. 
 
‘İSTANBUL’DA DA KAYYUMU SÖKÜP ATACAĞIZ’
 
Kayyum zihniyetine son vermek gerektiğinin altını çizen Temelli, “Bugün nasıl Cizre'de bu zihniyete son verdiysek şimdi 23 Haziran'da İstanbul'da da yine kayyumu hep birlikte süpürüp atacağız. Çünkü biz de artık kayyum alerjisi var. Nerede kayyum görsek süpürgeyi kapıyoruz, kovalıyoruz, kovalayacağız da. Çünkü kayyum zihniyetini kabul etmiyoruz. OHAL zihniyetini, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ülkenin yönetilmesini kabul etmiyoruz” sözlerini kullandı. 
 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün farklılıkları yok saydığını belirten Temelli, şunları söyledi: “Halkları birbirine düşman eden, farklılaştıran, kutuplaştıran bu anlayışı kabul etmiyoruz. Türkiye'de 72 milletin bir arada yaşama iradesini her zaman ortaya koyduk. Ortak vatanımızda ortak geleceğimize hep birlikte yurdumuza, mahallemize, köyümüze, sokağımıza hep birlikte sahip çıkacağız. Ortak vatanımızda Demokratik Cumhuriyeti var edene kadar da barış ve demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da direnerek, mücadelemizi yükselterek bu ülkede Demokratik Cumhuriyeti var edene kadar yolumuza devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
 
‘KÜRDİSTAN DERLER KÜRTÇE TABELAYI İNDİRİRLER’
 
AKP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın 31 Mart öncesinde Erdoğan’ın “Kürdistan yok” sözlerinin aksine dün Diyarbakır’da Kürtçe konuşması ve “Kürdistan mebusu” hatırlatmasına da değinen Temelli, şunları söyledi: “Dün bize Kürdistan dedik diye saldıranlar şimdi gelmişler Diyarbakır'da bizim söylediğimizi tekrar ediyorlar. Neden Çünkü samimi değiller. Şimdi peşinde oldukları şey; 3 tane, 5 tane oydur. Bizim, bu samimiyetsiz, bu sahtekarlığa, bu kayyumcu anlayışa verecek tek bir oyumuz yok. Bunlar Diyarbakır'a gelirler Kürdistan'dan bahsederler ama aynı gün içerisinde Tatvan'da Kürtçe tabela indirirler. Bitlis'te Kürtçe tabela indirilir ve bunlar gelirler bizim belediyelerimizin girişini X-ray cihazı kurallar. Ne arıyorsunuz? ‘Suçlu arıyoruz’ diyorlar. ‘Bizden suçlu çıkmaz’ dedim. Size bin kere söyledim; bizden insan çıkar insan. İçiyle dışıyla insan çıkar. Sen suçlu arıyorsan git o kayyumlarına. Kayyumlarını X-ray cihazlarından geçir. Geçir de suç gör. Adeta içlerinde suç yuva yapmış. Evet, çalmadıkları, çırpmadıkları şey kalmamış. Evet, bütün kentleri yağmalamışlar. Cizre'yi de yağmalamışlar ve bu anlayış hala iktidarını sürdürmeye devam ediyor. Buna izin vermeyeceğiz.” 
 
‘YEREL DEMOKRASİYİ İNŞA EDECEĞİZ’
 
Belediyeleri almalarının ardından yerel yönetim anlayışıyla yerel demokrasiyi inşa edeceklerini belirten Temelli, “Bir enkaz bıraktılar. Bu enkazı da yine hep birlikte kaldıracağız. Öyle enseyi karartmak yok. Ne kadar sorun çıkarırlarsa çıkarsınlar asla bir adım geri atmayacağız. Verdiğimiz sözün arkasındayız. Bu ülkeye barış gelene kadar demokrasi gelene kadar direneceğiz mücadele edeceğiz hep ileriye gideceğiz” dedi. 
 
‘TEK MUHATAP SAYIN ÖCALAN’DIR’
 
Açlık grevi eylemlerine ve PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere de dikkat çeken Temelli sözlerini şöyle sürdürdü: “Leyla Güven, tam 200 gün direndi. O sesi, bu haykırışı bütün dünyayı kapladı. Cezaevlerinde binlerce tutsak, onlarca gün direndi. O direniş sayesinde bugün İmralı'ya uygulanan mutlak tecrit kırılmıştır. Mutlak tecrit Türkiye'ye karşı bir zihniyettir. Bunu hep birlikte mücadelemizle kırdık. Türkiye'de tecrit uygulanmasına izin vermeyeceğimizi gösterdik. İmralı'daki tecridin kırılması Türkiye için hayırlı olmuştur. Evet, hayırlı olmuştur. Çünkü Sayın Öcalan bir kez daha Türkiye'ye demokratik siyaset içinde demokratik çözüm önerisini getirmiştir. Onurlu bir barış önerisini getirmiştir. Türkiye'nin özlemini duyduğu budur. Türkiye'nin özlemini duyduğu tekçilik değildir. Türkiye'nin özlemini duyduğu savaş, şiddet, baskı değildir. Türkiye'nin özlemini duyduğu şey yolsuzluk değildir. Bıktık bunlardan. Bunlara son verme zamanı gelmiştir. Türkiye'nin özlemini duyduğu şey onurlu bir barıştır, demokratik siyasettir, demokratik çözümdür. Türkiye'nin özlemini duyduğu şey Kürt meselesinin muhataplarıyla bir an önce çözülmesidir. Bu meselenin muhatabı Sayın Öcalan’dır.” 
 
‘HUKUK DEĞERLERİNE BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM’
 
Kürt meselesinin çözülmesinin Türkiye'de demokrasi sorunun çözümü için yol açacağını belirten Temelli, “Türkiye'nin özlemini duyduğu toplumsal barışın inşası için gerekli adımların atılmasını sağlayacaktır. Bunu anlatmaya çalışıyoruz ve bütün Türkiye'ye buradan Cizre'den bir kez daha çağrı yapıyoruz; Türkiye'yi de yıkılmış olan toplumsal barışı gelin hep beraber yeniden var edelim. Gelin hep beraber yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlayalım. Bugün cezaevlerinde haksız hukuksuz yere cezaevinde olan bütün yoldaşlarımızın salıverilmesi için yargı bağımsızlığına, tarafsızlığına, insan haklarının, evrensel hukuk değerlerini hep birlikte sahip çıkalım” dedi. 
 
‘DEMOKRASİ İTTİFAKINDA BULUŞALIM’
 
“Eğer toplumsal barış konusunda bu desteği vermezseniz, taşın altına elinizi koymazsanız bu iktidar bütün her yerde yaptığı gibi Cizre'de yaptığı gibi, Van'da yaptığı gibi, Silopi'de yaptığı gibi, Amed’de yaptığı gibi kentlerimizi yaşamımızı yıkmaya devam edecektir” diyen Temelli, şöyle devam etti: “Çıkıp bize bu ülkeden defolup git demeye devam edecektir. Buna izin vermemek için ortak vatanımızda eşit yurttaşlar temelinde hep birlikte geleceğimize sahip çıkalım. Toplumsal barışı ve bunun yanı sıra ihtiyaç duyduğumuz demokratik anayasayı gelin hep birlikte var edelim. Tüm topluma çağrımızdır bütün partilere çağrımızdır; öncelikle Meclis’e çağrımızdır, iktidarın vesayetinden Meclis’i kurtaralım. İktidarın vesayetinden yerel yönetimleri kurtaralım. İktidarın tekçi anlayışından bütün kurumlarımızı kurtaralım ama sadece Meclis değil daha öncesinde Meclis’te olmayan partiler, toplumsal muhalefet, sivil toplum örgütleri, sendikalar; gelin herkes bu anayasa yapım sürecine katılsın. Demokrasi mücadelesine katılsın. Gelin hep birlikte anayasamızı yapalım. Çağrımızı Cizre'den bu mücadelenin kalbinden bir kez daha Tüm Türkiye'ye yapıyoruz; gelin Demokrasi İttifakı’nda buluşalım. Bir iktidar alternatifi yaratalım. Mecbur değiliz bu ceberut iktidara. Demokrasi güçlerini iktidara taşıyacak olan bu ittifakta buluşalım. Türkiye'ye toplumsal barış gelsin, Türkiye'ye demokrasi gelsin, Ortadoğu'ya barış gelsin diye. Suriye, Irak’a barış gelsin diye ve Ortadoğu halkları kendi geleceklerini kendi iradeleri ile karar versin diye. Evet, bu kadar inançlıyız. Bu kadar kararlıyız. O yüzden diyoruz ki; dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz.”