İstanbul’da 29 Ekim’de AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katılımıyla 4’lü zirve gerçekleştirildi. Suriye konulu yapılan zirvenin ardından Türkiye'nin Kobanê ve Grê Spî’ye yönelik topçu atışlarında bulunması dikkat çekti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Selçuk Mızraklı, süreci Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi. 

 

‘YERELİN ORTAKLAŞMADIĞI…’

 

Kobanê’nin 21'inci yüzyıla damgasına vuran bir şehir olduğunu belirten Mızraklı, “Kobanê’ye yapılan saldırılar, eşitlikçi, özgürlükçü, barışçı ve bir arada yaşamanın örüldüğü yeni sisteme yapılıyor” dedi. Ortadoğu’da uluslararası güçler arasında ittifak yapılabileceğine dikkat çeken Mızraklı, 4’lü zirvedeki ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerini kaydetti. Yerel dinamiklerin katılımın olmadığı bir antlaşma veya görüşmenin başarılı olma ihtimalinin çok düşük olduğuna dikkat çeken Mızraklı, “Bir yerlerde yapılmış antlaşmalar, günü geldiğinde bertaraf olur. Bir fotoğraf verildi, ancak bu fotoğrafta yerel dinamikler yok. Yerelin ortaklaşmadığı bu fotoğraf her zaman yarım kalır ve böyle de tarihe geçecektir” diye konuştu.

 

‘TEHDİTLER ÇATIŞMAYI GETİRİR’

 

Türkiye’nin Ortadoğu’da kaynayan kazanın üstünde oturduğunu dile getiren Mızraklı şunları belirtti: “Türkiye, bir yandan yanarken bir yandan da tehditlerde bulunuyor. Bu tehditler devam ederse beraberinde çatışmayı getirir. Bu durum da Türkiye halklarının faydasına değildir. Bu süreçte, Türkiye’nin barışa ihtiyacı var. Türkiye’nin yeniden çatışma çıkarması sıkıntılıdır.” 

 

‘TARİHİN SİLLESİNİ YERSİNİZ’

 

Türkiye’nin bölgeye yönelik topçu atışlarıyla birlikte DAİŞ’in yeniden saldırıya geçtiğini belirten Mızraklı, “Bölgenin gerçekliğine ve zamana aykırı bir şekilde kürek çekerseniz, günün birinde tarihin sillesini yersiniz. Çevrenin huysuz delikanlısı gibi huysuzluk yaparsanız, kendinizi başka yerde bulursunuz. Türkiye gibi bir ülke, istikrar, çözüm ve bir aradalığı sağlayabilecek ve beraberinde de barışı üretmek için tüm kaynak ve imkanları kullanmalıdır” ifadelerini kullandı.

 

‘KÖTÜLÜK ÜRETEN DEĞİL’

 

Yapılan saldırılara karşı uluslararası güçlerin de sessiz kaldığını belirten Mızraklı, “Uluslararası güçler, kötülük üreten değil, iyiliği ve doğruyu üreten arayışlar içerisine girmelidirler” diye konuştu.

 

MA / Özgür Paksoy - Mehmet Şah Oruç