Öcalan'ı öğrencilik yıllarından tanıyan Ayhan: Türkiye tecrit altında

img
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan'ı öğrencilik yıllarında tanıyan Abdurrahman Ayhan, "Öcalan üzerindeki tecritle birlikte barış da Türkiye de tecrit altına alındı. Öcalan barış için kefen giyen bir liderdir" dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı Ankara’daki öğrencilik yıllarından tanıyan Abdurrahman Ayhan, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Öcalan'ın barış çabalarına dikkat çekti. Ayhan, “Barış, Öcalan için hep temel bir mücadele biçimi oldu" dedi. 
 
'TEPKİLERİ HİÇBİR ZAMAN DÜŞMANLIĞA DÖNÜŞTÜRMEDİ'
 
Öcalan'ın herkesten daha farklı bir tarz ve yaklaşımla konulara yaklaştığını dile getiren Ayhan, okul yılları döneminde kendilerini “devrimci” olarak adlandıran şoven bakışlı kişilerin Öcalan'a tepki gösterdikleri anlarda bile Öcalan'ın onları anlamaya, onlara anlatmaya ve onları ikna etmeye yönelik yaklaşımın içerisine girdiğini kaydetti. Ayhan, "Ama Sayın Öcalan kendisine gelen tepkileri hiçbir zaman düşmanlığa dönüştürmedi. Barışa dönük çabalar harcardı" diye belirtti. 
 
'HEP KARDEŞLİKTEN BARIŞTAN BAHSEDİYOR'
 
Ayhan, Öcalan'ın barışa dair çaba ve söylemlerini her şartta sürdürdüğünü ifade etti. "İmralı’daki ağır tecrit koşullarında bile barış söylemlerini sürdürdü"nü hatırlatan Ayhan, "Savaşın kazananının olmayacağını hep ifade ediyor. Heyet görüşmelerinde, devlet görüşmelerinde, mektuplarında ısrarla Türkiye'nin demokratikleşmesi gerektiğini, halkların birbirine düşman olmaması gerektiğini, bu şoven politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini hep söylemiştir. Öcalan hep kardeşlikten ve barıştan bahsetmiştir" diye konuştu. 
 
'BARIŞ İÇİN KEFEN GİYEN BİR LİDERDİR'
 
Ayhan, "Sayın Öcalan için barış temel bir mücadele biçimidir. Herkes savaşçı olarak bilir,  ama mesela Sayın Öcalan silah kullanmasını bilmezdi. Öğrencilik yıllarında silah gördüğü zaman, sevmezdi. Onun için düşünce üretme, düşünceyi barışla taçlandırma mücadelesi her dönem kendisini göstermiştir. Öcalan barış için gerçekten kefen giymiş bir liderdir" ifadelerinde bulundu. 
 
'BARIŞIN HALK MÜCADELESİ İLE GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜR'
 
"Öcalan barışın halk mücadelesi ile geleceğini düşünürdü" diye devam eden Ayhan, şöyle devam etti: “Öcalan savaşın her şey olmadığını, savaşın yok sayılan, inkar edilen, bir hakkın elde edilmesinde bir mücadele şeklinde tanımlıyordu. Dünya halklarının ve dünya işçilerinin birliğine çok önem verirdi. Yani mesela tarihteki okumalarına baktığımız zaman, insanlık değerlerine çok önem verirdi. Düşünebiliyor musunuz ekolojist bir toplum paradigması yaklaşımı var. Demokratik bir toplum. Yani doğaya ve topluma bakış açısında da barış vardı. Her şeyinde barış vardır. İnsanların ölmesi, insanları öldürerek, kan dökerek bir hakkın elde edilmesi, Öcalan'ın temel felsefesi değil. Öğrencilik yıllarında da o dönemin grupları arasında kavgalar olduğu zamanlarda, onlarla düşmanlaşma, onları düşmanlaştırma şeklinde değil, anlama anlatma çözümlemeleri yapardı. Çok önem verirdi. Bir insanın elde edilmesi için saatlerini, günlerini harcardı. Öcalan komplo sürecinde  'bu savaşın kazananı olmaz.  Biz savaşmak için değil, barışmak için mücadele ediyoruz' dedi."
 
'BARIŞ DA TECRİT ALTINA ALINDI'
 
Ayhan, Öcalan'ın sömürünün, ezen ve ezilenin olmadığı, herkesin eşit ve demokratik şekilde birlikte yaşayabileceği biçiminde düşüncelerinin ön planda olduğunu vurgulayarak, Öcalan'ın düşüncelerinin hem Türkiye'de hem de Rojava'da karşılık bulduğunu hatırlattı. Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan hak aramayı, hakkı, hakikati, gerçekliği kimlikler üzerinde değil, halklar üzerinde, hakikat gerçekliği üzerinde öne çıkartmıştır. Onun için insanlar bir araya gelmiştir. Onun için kimlikler değil, herkesi ortaklaştıracak bir hak arama mücadelesidir. İşte bu barış mücadelesidir. Stratejisi budur. Bu mücadeleyi verirken, barış mücadelesi olarak veriyor. Yani kardeşliği, birlikte yaşamayı, bir arada olmayı, savaşsız bir toplum yaratmayı herkesten daha çok istiyor. İktidar ve devlet gerçekliği bildiği için Sayın Öcalan'a tecrit uyguluyor. İktidarlarını, sömürü ve baskılarını ayakta tutmak için ağırlaştırılmış tecrit uyguluyorlar. Sayın Öcalan barış dediği için, onurlu ve kalıcı barış gerçekliğini dile getirdiği için ve barıştan ısrar ettiği için ağırlaştırılmış tecritte maruz bırakılıyor.  Devlet bunu iyi görüyor. Ama mevcut sistem, mevcut iktidar bunu öyle bir baskı ile öyle bir sindirme ile topluma dayatıyor ki, toplum bunun farkında değil. Sayın Öcalan'a uygulanan ağır tecridin temel nedeni barış istediği içindir. Öcalan üzerindeki tecrit ile birlikte barış da Türkiye'de tecrit altına alındı. Sayın Öcalan için barış bir çözümdür. Sayın Öcalan öğrencilik yıllarından beri ‘barış mücadelesi’ demiştir. Barış mücadelesi verirken, bir gerçekliği barış olarak düşünmüştür. Yani barışa her zaman stratejik bakmıştır. 'Savaşın kazananı olmaz' demiştir.   Bu söz onun sözüdür."
 
MA / Berivan Altan- Selman Güzelyüz