Temelli: Barışın yolu açılsın istiyorsak Öcalan ile bir an önce görüşülmelidir

img
VAN - Seçim bölgesi olan Van'da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sonlandırılması gerektiğini belirterek, "İmralı tecridi bugün bütün ülkeyi kaplamıştır. O yüzden Sayın Öcalan bir an önce  avukatlarıyla, ailesiyle görüşmelidir. Barışın yolu açılsın istiyorsak bir an önce görüşmelere başlanmalıdır” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Sezai Temelli bayram ziyareti kapsamında Van’a geldi. HDP’li vekiller ve HDP ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticileri tarafından kent girişinde karşılanan Temelli, buradan bayramlaşmanın yapıldığı DBP Van İl binasına geçti. Burada bekleyen yüzlerce kişi ile tokalaşan Temelli halkın bayramını kutladı. 
 
‘KUTLAYACAK BAYRAMIMIZ YOK, ÖZLEM DUYDUĞUMUZ BAYRALARIMIZ VAR’
 
Bayramlaşmada basın mensuplarına ve halka konuşan Temelli, “Keşke bayramlarımız birlikte coşkuyla  neşeyle kutlayacağımız bayramlar olsa. Ama bildiğiniz gibi büyük acılar yaşıyoruz. Özellikle halkımıza Kürt halkına yönelik bu şiddet, bu zulüm hiç nefes almadan devam ediyor. Bu iktidar acılarımıza acı katmaya devam ediyor. Bu iktidar, bu zulümden, şiddetten, savaştan besleniyor. O nedenle memleket bayram yeri değil, memleket yangın yeridir. Çünkü her yer yanıyor. Ciğerimiz, evimizin içi, Dersim yanıyor. Kulp yanıyor, Gabar yanıyor. Bütün memleketin ormanlarını yakıyorlar. Bu Kürde düşmanlıktır, bu insana, doğaya düşmanlıktır. İşte  bu yangın yerinde bayram kutluyorlar. Kutlanacak bir bayramımız yok. Ama özlem duyduğumuz bayramlar var. Ancak bu yangınlar söndükten, bu acılar dindikten, bu zulüm bittikten sonra özlemini duyduğumuz bayramları hep birlikte kutlayabiliriz. Ama bugün sadece acılarımıza sarılacağız, birbirimize sarılacağız, destek olacağız. Bu ceberut iktidara karşı sesimizi daha güçlü çıkaracağız, itirazımızı daha güçlü yapacağız. Bu zulüm iktidarına karşı ancak yan yana gelerek ayakta durabiliriz. Biz acılarımızla akraba olduk. Biz acılarımızı birlikte göğüsleyerek ancak yol alabiliriz” dedi.
 
'3 AY GEÇTİ TEK BİR KİŞİ YARGILANMADI'
 
Suruç’ta AKP’li Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın esnaf gezisi sırasında çıkan olaylarda 2 oğlunu ve eşini kaybeden Emine Şenyaşar’ı  ziyaret ettiğini hatırlatan Temelli, “Dinmemiş bir acı, dinmeyecek bir acı. 3 arkadaşımız Suruç Devlet Hastanesi’nde katledildi. Katliamın üzerinden 3 aya yakın bir zaman geçti; ama bir tek kişi bile  gözaltına alınmış değil. Devlet, iktidar özellikle bu anlayışıyla aslında bir şey anlatmaya çalışıyor. Düşmanlığı öyle bir safhaya getirmiş ki hiçbir adalet mekanizması çalışmadığı gibi artık bir çete uygulamasıyla da karşı karşıyayız. Elinde silahlarla Arife günü dükkan basıp insanları katletmeye çalışanlar, hastanede insanları katledenler hala elini kolunu sallayarak dolaşıyor ama İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve bu iktidarın başındaki zat HDP’yi suçluyor. Adalet isteyenleri, barış ve demokrasi  isteyenleri suçluyor ve bizi tehdit ediyor. Biz de buna inat savaşa karşı barış politikamızı demokrasi mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Nerede bir savaş varsa tam da onun karşısında yer alacağız” diye konuştu.
 
‘NE ARIYORSUN ŞENGAL’DE?’
 
İktidarın savaş politikalarının fütursuzca devam ettiğini belirten Temelli, “İŞİD'in Şengal'de yarattığı vahşetin acısı dinmemişken AKP bu kez de Şengal’e saldırı düzenleniyor. Ne arıyorsun Şengal’de? Ne saldırısı düzenliyorsun Şengal’e? Senin tarafın ne? Sen İŞİD’den mi yanasın ki, İŞİD’den kurtarılmış  Şengal’e saldırı düzenliyorsun” diye sordu. Türkiye'nin ÖSO ile birlikte Efrîn'i işgal etmesine de değinen Temelli, "Onlar Efrin’de ne yapıyor? Efrin’i talan ediyorlar. Efrin’de kadınlara saldırıyor, tecavüz ediyorlar. Kadına yönelik şiddet Efrin’de artık dünyada eşi benzeri görülmemiş bir merhaleye ulaşıyor. 'Yok Minbic, yok Suriye’ye gireriz' diyorlar. Hep saldırgan bir politika. Bunun altında yatan düşmanlıktır. Bunun altında yatan işte bu savaş zihniyetidir. İşte tüm bu savaş zihniyetini içeride sürdürmesinin yolu meşruiyet aramasının yolu bize olan düşmanlıktır” şeklinde konuştu. 
 
‘BU OTORİTER REJİMİ YIKMADAN DEMOKRASİ GELMEZ’
 
Son dönemlerde artan gözaltı ve tutuklamalara ilişkin de konuşan Temelli, “İçişleri Bakanlığı sayfalarında  suçlamalar hazır. Artık her şey kopya suçlama. Kim gözaltına alınırsa önceden hazırlanmış bir suçlaması var. Bunların hepsi kamuoyunda algı yöntemi, bir psikolojik savaştır. Gözaltındaki ve tutuklu arkadaşlarımız bir suçu olduğu için orada değiller, bir sevdaları olduğu için oradalar. Bu sevda barış, demokrasi sevdasıdır. Bu ülkeye huzur gelsin diye verilen mücadelenin sevdasıdır. Ortak vatanımızda, demokratik cumhuriyet mücadelesidir. Bir demokratik ulus, toplum mücadelesidir. Demokrasi isteyenlere karşı bu şiddetin altında yatan yegane zihniyet işte bugün ki iktidarın tekçi, otoriter rejimidir. Bu otoriter rejimi yıkmadan bu ülkeye demokrasi gelmez. Bu demokrasinin gelmesinin yegane yolu bu rejimden kurtulmaktan geçiyor. Çok bedel ödedik, çok acılar çektik.  Bunca acı bedelin ardında bizim de sözümüz, mücadele azmimiz, kararlılığımız var. Asla bundan da vazgeçmeyeceğiz. Bu da böyle bilinsin” dedi. 
 
‘SAYIN ÖCALAN İLE GÖRÜŞMELERE YENİDEN BAŞLANMALIDIR’
 
Konuşmasında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Temelli, şöyle devam etti: “Bu otoriter anlayışı yıkacak, savaşı durduracak olan ve yeniden tüm Türkiye halklarının yeniden umudunun canlanması için tecridin de sonlanması gerekiyor. Bunun için mücadelemizi sürdürmeliyiz. Tecrit barışa tecrittir. Tecrit umuda tecrittir. Tecrit halkların bir arada yaşama iradesine tecrittir. İmralı tecridi bugün bütün ülkeyi kaplamıştır. O yüzden Sayın Öcalan bir an önce  avukatlarıyla, ailesiyle görüşmelidir. Görüştürülmelidir. Ama bu yeterli bir talebimiz değildir. Eğer barışın yolu açılsın istiyorsak Sayın Öcalan ile bir an önce görüşmelerde başlamalıdır. Bize diyorlar ki  'örgütle aranıza mesafe koyun'. Bizim mesafe ile işimiz yok. Bu mesafeyi ayarlayacak olan devlettir. Örneğini her yerde verdim. Mesafeyi bir masa mesafesine indirdiğinizde oturdunuz, müzakere yaptınız. HDP olarak biz desteğimizi verdik. Barış için demokrasi için her türlü desteği şimdi de vermeye hazırız. Ama siz masayı, Dolmabahçe Mutabakatı’nı devirdiniz. Savaşıyorsunuz, biz de size diyoruz ki; bu mesafeyi masa mesafesine çekerseniz işte orada bizim desteğimiz vardır. Biz barıştan yana, demokrasiden yana atılacak her adımda orada olacağız, yanınızda olacağız. Ama siz savaşırsanız da biz tüm Türkiye halklarıyla beraber emekçilerle, kadınlarla beraber bu savaşın karşısında yer alamaya devam edeceğiz. Çünkü savaş hepimizi, Türkü de Kürdü de emekçiyi de, kadını da büyük bir çöküşe sürüklüyor.”
 
'1 EYLÜL'DE BİR ARAYA GELMELİYİZ'
 
1 Eylül Dünya Barış Günü’ne kısa bir süre kaldığını hatırlatan Temelli, “1 Eylül'de alanlarda hep birlikte buluşmalıyız. Savaşa hayır diyen, tecrit sonlansın diyen, tutsak yoldaşlarımız, arkadaşlarımız özgür kalsın diyen, bu ülkeye demokrasi, barış gelsin diyen herkes 1 Eylül’de yan yana gelmelidir. Tüm halklarımız, emekçiler, emek demokrasi güçleri yan yana gelmelidir. İtirazını yükseltmeli, bu iktidara karşı Erdoğan’a karşı bu rejime karşı itirazını yükseltmelidir. Ama güçlü bir ses  olmanın yanı sıra bu sesi, bu itirazı örgütlemelidir. Mücadeleyi örgütlemelidir. İstanbul’da Amed’te, Van’da olduğumuz her yerde, sokaklarda, meydanlarda 1 Eylül’de buluşmalıyız. Ve 1 Eylül’den sonra bu itirazı bu mücadeleyi hep birlikte örgütlemeliyiz. Eğer bunu yapmazsak bu otoriter rejime karşı, faşizme karşı bu mücadeleyi örgütlemesek, yan yana gelmesek bu rejim bugüne kadar olduğu gibi hız kesmeden yoluna devam eder ve tüm haklarımızı gasp eder. Yaşamımızı geleceğimizi bizden çalmaya devam eder. İşte geleceğimize sahip çıkmanın yolu bu mücadeleden geçer” şeklinde konuştu.