Ertuğrul Kürkçü: En az yüzde 15'i hedeflemeliyiz

img
İSTANBUL - AKP’nin baskın seçim kararıyla haksız bir savaş başlatıp meydan okuduğunu belirten HDP’li Ertuğrul Kürkçü, “Mesele sadece barajı aşmak değil, en az yüzde 15’i hedeflemeliyiz ki, iki puan hırsızlandığında 7 Haziran konumunda kalabilelim" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Erdal Ataş ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü AKP-MHP ittifakının aldığı 24 Haziran baskın seçim kararını değerlendirdi. 24 Haziran’da yapılacak olan baskın seçimin dayatma olduğunu  dile getiren Kürkçü, bunu reddettiklerini; ancak aynı zamanda kendilerini ifade etmek için ellerine geçen bir fırsat olduğunu söyledi.  Kürkçü, “Dolayısıyla bu meydan okumayı kabul ediyoruz. Fakat bu meydan okumada bir tarafın iki eli arkadan bağlanmış, tek ayak üzerinde mücadele etmeye mecbur bırakılmış. Diğer taraf ise üzerine zırh geçirmiş ve elinde silah var. Bu konumda bulunan iki tarafın savaşıdır. Ama ikisi arasında çok önemli bir fark var. Tek ayak üzerinde duran ve kolu arkadan bağlanmış olan savaşçı, son derece güçlü bir geleceği temsil ediyor.  Elinde silah olan kişinin ise; çürümüş, mecali kalmamış ve altındaki temelleri çöküyor. O yüzden bu kabul edilebilir bir mücadele. HDP de bu yüzden bu seçim çağrısına hodri meydan diyor” diye konuştu. 
 
‘SEÇİM YASASI TUZAKLARLA DOLU’
 
Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında seçime gidildiğini, seçim yasasının hile ve tuzaklarla dolu olduğunu ifade eden Kürkçü, şöyle devam etti: “Ama hala kontrol edilemeyen bir şey var. O da kitlelerin tavrı. O yüzden sadece oy kullanmak değil, aynı zamanda sandıkları korumak, seçim güvenliğini bizzat kendi öz savunması gibi görerek önlem almak son derece önemlidir. Seçmenleri sandığa taşımak, sandıkları ilçe seçim kurulları ve il seçim kurullarına taşımak bir mobilizasyon ve örgütlenme meselesidir. HDP  ve diğer partiler olsun hepsinin hakiki partiler olup olmadığı güvenlik meselesinde ortaya çıkacak. Mesele sadece barajı aşmak değil, en az yüzde 15’i hedeflemeliyiz ki, iki puan hırsızlandığında 7 Haziran konumunda kalabilelim.”
 
‘DAYATMALARA KARŞI MÜCADELE’
 
İnsanlarda çok büyük bir öfke, hesaplaşma arzusu ve haklarının yenileceğine dair büyük bir endişe olduğunu belirten Kürkçü, “Tıpkı kavga kaçınılmaz olduğunda bütün gücünü toplayarak kavgaya girmek zorunda kendisini hisseden ve haksızlığa uğramış bir insanın tavrı gibi görebiliriz” diyerek gözlemlerini şu sözlerle paylaştı: “Gezdiğimiz, gördüğümüz yerlerde bu havayı görüyoruz, hissedebiliyoruz. Örneğin yolda İYİ Partililerle karşılaştık. Bize ‘Ben 35 sene MHP’ye hizmet ettim, bana terörist dendi. O halde ben kendi yolumu çiziyorum. O yüzden HDP benim için MHP’den çok daha anlamlı bir partidir’ diyen kişilerle karşılaşıyoruz. Bu dayatmayı, bir mücadele kapasitesine dönüştüreceğiz.”
 
‘AKP’Yİ SEÇİM SANDIĞINA SIKIŞTIRACAĞIZ’
 
Seçimin ekonomik krizden kaynaklanan nedenlerle bu kadar erkene alındığını ifade eden Kürkçü, “Eğer bir yıl daha seçim olmadan devam edilseydi AKP’nin en önemli kozu olan iktisadi, ekonomik kalkınmanın sürdürülmesi, sermayenin bundan nemalanmasına dayalı seçim avantajını elde tutma imkanı ortadan kalkacaktı. Tayyip Erdoğan, seçime daha uzun sürede hazırlanmak istiyordu. Ancak MHP üzerinden kurulan düzen Erdoğan’ı bu hizaya getirdi. O zaman Erdoğan da ‘herkesin oyununu bozayım’ diye  seçimi en erken döneme aldı. Fakat ekonomik çöküntü beklentisiyle Tayyip Erdoğan iktidarda kalma tutkusu arasındaki denge kendisini 24 Haziran’a özgüledi. O yüzden bu seçim, Erdoğan için son savunma noktasıdır. Burada her türlü kanunsuzluğu, hukuksuzluğu, gerçekleştirecektir. Fakat biz bunlara rağmen onu bu seçim sandığına sıkıştıracağız” diye konuştu. 
 
‘PANİK SEÇİM KARARI’
 
Mevcut iktidarın ekonomik ve siyasal anlamda giderek kaybettiğini belirten HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş da, ülkenin yönetilemediği için panik havasıyla seçime gidildiğini söyledi. 2019 seçimlerinin beklenmesi halinde iktidarın yüzde yüz kaybedeceğini dile getiren Ataş, “İktidar, kitleleri OHAL’le geri tutmak, muhalefetin hazırlık sürecini engellemek ve kitlelerin desteğini kaybetme seçeneğini ortadan kaldırmak için böyle bir seçim projesi geliştirdi. AKP, zaten ülkeyi yönetemiyordu. Fakat son durumlarda hem sermaye yanlısı tutumu hem de demokrasi karşıtlığı giderek derinleşti. Siyaset alanında da açıktan bir faşizm ve savaş kışkırtıcılığıyla çöken siyasetini kurtarmaya çalıştı. Bu siyaset doğrultusunda ise giderek güç kaybetti. Şimdi de panik seçim kararı aldı” diye konuştu.  
 
‘DEMOKRASİ GÜÇLERİ İKTİDARA OLAN GÜVENİNİ KAYBETTİ’
 
Aleviler, Kürtler ve demokrasi güçlerinin, iktidara olan güvenini kaybettiğini söyleyen Ataş, “Şunu görüyoruz ki bu ülke halkları, demokratik bir yönetim ve adil paylaşım noktasında bir mücadele sürdürüyor. Hem faşizmi yenilgiye uğratarak emekçilerin nefes almasını sağlamak hem de bu ülkedeki temel haklar ve özgürlükler için bu mücadeleyi devam ettirmemiz gerekiyor. Seçim tek başına yeterli değildir. Sonuç ne olursa olsun 24 Haziran’dan sonra da bu mücadele devam edecektir” ifadelerini kullandı.
 
‘OYLARI KORUMA ÜZERİNDEN BİR POLİTA YÜRÜTÜLMELİ’
 
Demokratik olmayan yerlerde seçim sırasında hilelerin yapıldığına vurgu yapan Ataş, “Toplum bilinçlenmiş durumda. Seçim hilelerine karşı çıkan yüzde 60 gibi bir kesim var. Bunların bütünü üzerinden doğru bir politika izlenilebilirse yani; hem oy kullanma hem de kullanılan oyları koruma biçiminde bir siyaset uygulanabilirse bu hilelerin önüne geçilecektir. Bu noktada halkın bir kaygı duymaması gerekiyor. 4-5 puanlık bir arayı kapatmak milyonlarca oy demektir. Bu da 35-40 şehir ediyor. Oylarımıza sahip çıkarsak bunu yapmaları mümkün olmayacaktır” dedi.