Kılıçdaroğlu: Merdan Yanardağ neden içerde?

img
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolüne ve uygulanan tecride dikkat çeken ve tutuklanan gazeteci Merdan Yanardağ’ın durumuna işaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Merdan Yanardağ neden içeride” diye sordu.
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlerdirdi. Kılıçdaroğlu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolüne ve tecride dikkat çeken gazeteci Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. 
 
‘NEDEN İÇERDE?’ 
 
Kılıçdaroğlu, “Merdan Yanardağ, bir gazeteci, televizyoncu, yazar. Neden içeride? Hangi gerekçeyle içeride? O da yedi gündür tutuklu. Avukatlardan oluşan komisyon oluşturduk. Ziyaret edildi. Bir gazeteciyi tutuklamak hangi aklın işidir? Önce bekliyorlar, sonra troll'ler devreye giriyor, suçlamalar yapılıyor. Savcılar harekete geçiyor. Bunları Türkiye'de yaşıyoruz, akıl alır gibi değil” dedi. 
 
‘TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI’
 
Ekonomik krize ve faiz artışına değinen Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tükürdüğünü yaladığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan kontrol eden değil artık kontrol edilen kişidir. Uluslararası tefecilerin kontrol ettiği ve yönlendirdiği kişidir. Düne kadar 'Faizi artırmayacağım' diyen kişiye tükürdüğünü yalatmak da bu uluslararası tefecilerin görevleri arasında. Borçlar öyle bir noktaya geldi ki dışarıya mahkum olduğunuzda, dışarının parasıyla da işlem yapmaya mahkum oluyorsunuz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti bankalarında dolar cinsinden tutulan paranın oranı yüzde 65.9. Yani Türk Lirası geçmiyor, sadece çarşıda-pazarda geçiyor. Döviz kurundaki 1 TL'lik artışın maliyeti, 145,5 milyar TL! Bu yükü 85 milyon insan ödüyor. Doları olanlar, 5'li çeteler değil. Onlara şimdilik kimse dokunmuyor çünkü onlar siyasetin de şeklini belirliyorlar” diye konuştu. 
 
HELALLEŞME VURGUSU
 
“Asla görüşülemez” denenlerle görüştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, “Görmezden gelinen tüm kesimleri helalleşmeye çalıştım. Hiç kimseyi ötekileştirmedim, kin tutmadım. Tüm kesimlerle bir fincan da olsa kahve içtim. Tüm bunları herkes için hak, hukuk, adalet hedefiyle yaptım. Hep birlikte kardeşçe ve özgürce yaşayalım diye bunları yaptım. Batı'ya şirin görünmek için yanlış olan göçmen politikasını eleştirmekten geri duymadım” dedi.
 
ÇÖZÜM ADRESİ MECLİS
 
Kılıçdaroğlu, “Tüm sorunların çözüm adresi olarak TBMM'ni adres olarak gösterdik. Eğer bizim hayat görüşümüz haksızlığa karşı mücadele ise doğru yolda olmanın verdiği haz her şeyden üstündür. Asıl mücadele devrimi, değişimi gerçekleştirdiğimize de haklının yanında kalabilmektir. Yani hayatınız boyunca değişimin kendisi olabilmektir” diye belirtti. 
 
DEĞİŞİM TARTIŞMALARI
 
CHP’deki “değişim” tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, CHP’nin “tek adam” partisi olmadığını savundu. Kılıçdaorğlu, partisini işaret ederek, “Tarihinde doğruları yanlışları olmuştur. Ama bu hareket her zaman ve her zaman ezilenlerin, sesi duyulmayanların, adalete susayanların yanında olmuştur. CHP zulme karşı milyonları kucaklayan çoğulcu bir duvardır. Cumhuriyetimizin temellerinde CHP'nin kadrolarının imzası vardır. CHP'nin tüm kadroları dünden bugüne siyasi ikballerinin peşinde koşmamıştır” iddiasında bulundu. 
 
20’LERDEN 48’E 
 
Doğru yolda olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Biz doğru yoldayız ve ne pahasına olursa olsun doğru yolda olmaya devam edeceğiz. Değişim ve liderlik meselesine gelelim şimdi. Bir kere bizler 25 milyon insanla birlikte, çıkarsız, parasız sadece ama sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak, başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20'lerden yüzde 48'lere ulaşan kitlelerdir. Değişen şeyler asla görüşülemez denen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır” ifadelerini kullandı. 
 
‘KARŞINIZDA DURURUM’
 
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başarıyı tek başıma üstlenmem ama bu birlikteliği başarısızlık olarak tanımlarsanız o zaman tek başıma karşınızda durur ve dikilirim. 25 milyona dokundurtmam. 25 milyonun hakkını ve hukukunu kimseye yedirtmem. Kim bizimle birlikte olmuşsa bu başarı hepimizindir ve bu başarı herkesin başarısıdır. 25 milyona ulaşan bu değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir. Bu sayıyı artıracak yeni değişimleri üretme görevi de benimdir. Bugünkü görevim 25 milyondan 1 kişiyi bile feda etmeden bu kitleleri artıracak süreci yönetmektir. 
 
‘GELECEKTE BAŞKA LİDERLERİ OLACAKTIR’
 
Gelecekte bu partinin elbette başka liderleri olacaktır. O zaman da bugün de ben aynı kalacağım. Bugün CHP lideri olmam ya da olmamam hiçbir şey değiştirmez. Çünkü biliyorum ki Saray saltanatı karşısında halk olarak hep beraber durup, mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm yoldaşlarımın şunu akıllarından çıkarmamalarını isterim; Ben CHP'nin başında olsam da olmasam da birleştirdiğimiz bu 25 milyonluk demokrasi kitlesi hakkın yanında duranların kitlesi olacak ama hiçbir zaman bir liderin güdümünde olmayacaktır.”