AKP’nin kanun teklifi: Çocuklar arasında ayrımcılık

ANKARA - AKP’nin 7’nci yargı paketinin çocuklar arasında ayrımcılık yarattığına dikkat çeken HDP Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Türkmen, “Sadece toplumsal tepkiyi ortadan kaldırmak için bir çözüm” dedi.
 
Seçim öncesi Meclis’in son günlerini yasalar geçirerek kapatan AKP, son olarak yargıda yeni düzenlemeleri içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni de yasalaştırdı. Annesi tutuklu Yusuf Kerim’in tekrardan kansere yakalanmasıyla yükselen toplumsal tepkiler karşısında söz konusu yargı paketine eklenen ek madde ile çocuğu hasta olan tutukluların tahliye edilmesinin önü açıldı. 
 
Eklenen maddeye göre; toplam 10 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen kadın tutuklular, engelliliği nedeniyle bakıma muhtaç olan veya ağır bir hastalığa maruz kalan 18 yaşını doldurmamış çocuğu bulunuyorsa, cezasının infazı Cumhuriyet başsavcılığınca bir yıla kadar ertelenebilecek. Erteleme süresi her defasında 6 ayı geçmemek üzere en çok 4 kez uzatılabilecek ve erteleme süresinde zaman aşımı işlemeyecek.
 
AKP yargı paketiyle bakıma muhtaç çocukların annelerinin geçici tahliyesini sağlayan yasa teklifini yasallaştırırken, cezaevinde bulunan tutuklu çocuklar için bir adım atmadı. Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün Mart 2022 verilerine göre, cezaevlerinde 2 bin 76 çocuk tutuklu bulunuyor. 
 
Halkların Demokratik Partisi Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Türkmen, Meclis’ten geçirilerek yasalaştırılan kanun teklifi ve çocuk tutuklulara dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
İNFİAL YAŞANINCA VERİ PAYLAŞILIYOR 
 
Cezaevlerinde annesiyle beraber kalan çocuk sayısında belirsizlik olduğuna dikkat çeken Türkmen, devletin genel yaklaşımının ve denetimsizliğin bir belirsizlik halini beraberinde getirdiğini söyledi. Türkmen, annesiyle birlikte cezaevinde kalan çocuk sayılarını dönemsel olarak çocuk alanında çalışan kurumların açıkladığını belirten Türkmen, “Adalet Bakanlığı’na soru önergesi verdiğimizde, cevap alamıyoruz. Biraz el yordamıyla avukatlar, hukukçular yoluyla bir sayısal veriye ulaşma yöntemi tercih edilmek zorunda kalınıyor. Bu veriler paylaşıldığı vakit, bir toplumsal tepkiyle karşılaşıyor. Çocuk sayısının yüksekliği bir infial yaratıyor. Bu infial yaşandığı vakit Adalet Bakanlığı söz hakkına sahip olduğunu düşünüyor ve bir veri paylaştığını görüyoruz” diye konuştu.
 
345 ÇOCUK ANNESİYLE CEZAEVİNDE 
 
Adalet Bakanlığı’nın en son paylaştığı verilerde 317 kadının çocuğuyla beraber cezaevinde tutuklu bulunduğu bilgisini paylaştığını aktaran Türkmen, “2021’den sonrasını bilmiyoruz, net veri yok elimizde. 2021 yılı itibariyle 345 çocuğun annesiyle birlikte cezaevinde olduğunu söyleyebiliriz. 2021 yılında salgın döneminde yapılan infaz sistemindeki düzenlemede TMK ve devlete karşı işlenen suçlardan tutuklu hükümlü kadınlar ile ilgili bir şey yapılmadığı için cezaevindeki çocuklar arasında ayrımcılık yapıldığını görüyoruz” diye belirtti.
 
‘ÇOCUKLAR MAĞDURUN MAĞDURU’
 
Cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocukların yaşadıkları sorunların daha cezaevine girmeden başladığını belirten Türkmen, “Çünkü geleneksel kodlar işliyor. En çok anneleriyle birlikte sağlıklı yaşayabileceğini, o bağın kurulması gerektiğine ilişkin bir tür annenin uzantısı olarak görülüyor, burada patriyarkal bir aklın işlediğini görüyoruz. Anneler ne yaşıyorsa, çocuklar da benzer sorunları yaşıyor. Bir de çocuk olmak nedeniyle eklenen sorunları yaşıyorlar. Dolayısıyla mağdurun mağduru konumuna düşmüş oluyorlar. Cezaevine girdikten sonra başlı başına temel ihtiyaçlar problem, yani fiziki koşullarla ilgili sıkıntılar, beslenme sıkıntıları, beslenme derken sadece karnını doyurmak yetmiyor. Çocuğun gelişimi açısından yeterli ve sağlıklı beslenmesi gerekiyor. Sağlık koşulları, doğrudan temizlik koşulları, hijyen bakım koşulları” şeklinde sıraladı.
 
SİSTEMATİK SORUN ÇÖZÜLMEDİ 
 
AKP’nin münferit bir olay üzerinden kanun teklifini Meclis’ten geçirdiğini ifade eden Türkmen, “Çocukların yaşadığı sorun, dışarıda annelerinden uzakta yaşadığı, ebeveynden uzakta yaşadığı ve hapishanede yaşadığı sorunlar münferit değil gibi. Tek bir infial karşısında yaratılan bir değişiklik, yapılan bir düzenleme olduğu için yine belirsiz maddeler belirsiz, başlıklar koyarak, aslında sistematik bir sorunu çözmeye yanaşmamış iktidar” ifadelerinde bulundu.
 
ÇÖZÜM DEĞİL AYRIMCILIK
 
Yapılan değişikliğin geçici bir çözüm bulmaya yönelik olduğuna işaret eden Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan bir tanesi maddede 10 yıl ya da daha az süreyle tutuklu olanlardan bahsediyor. Dolayısıyla 10 yıldan daha fazla tutuklu olma ya da hüküm giyen kadınlar açısından bu geçerli olmuyor. Baktığımızda dolayısıyla burada zaten bir sınır koymuş. Yani cezaevinde kalan çocuklarla ilgili arasında bir ayrım yapmış. İkincisi 18 yaş sınırı koymuş, dolayısıyla 18 yaşından büyük bir çocuk hasta olduğu vakit buna izin verilmiyor, yani annesinin çıkmasına izin verilmiyor. Yine yaş aralığı açısından bir yaş hiyerarşisi yaparak böyle bir engel koymuş. Başka bir maddeye yapılan değişiklik şöyle; bir sınır koymuş, bir yıla kadar ertelenebilir, yani cezanın infazının bir yıla kadar ertelenmesi sonrasında ise en fazla 6 ay olacak şekilde 4 kere ertelenmesi. Baktığımızda toplam 3 yıla denk geliyor, 3 yılda bir çocuğun hastalığı iyileştirebilecek mi?” 
 
Kanun teklifinin kapsayıcı olmadığını dile getiren Türkmen, “Bunu çok önemsiyoruz ama tüm çocukları kapsayan değil, tüm anneleri kapsayan değil, sadece toplumsal tepkiyi ortadan kaldırmak için bir çözüm” dedi. 
 
MA / Enes Beyaz