Çiftyürek: Tecrit Newroz ruhuyla kırılır
Piroğlu: Demokrasi Öcalan’ın özgürlüğüyle boy verebilir

img

İSTANBUL - İmralı tecridine ilişkin konuşan ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, “Newroz ruhunu hep beraber sokağa taşıyabilirsek tecrit kırılacaktır” derken, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu ise “Bu ülkede demokrasi, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasıyla boy verebilir” dedi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 11 Eylül 2016 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Demokratik toplumdan izole edilmek istenen Öcalan’a dönük dünden bugüne ağırlaştırılan tecrit politikalarını Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ve Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu değerlendirdi.
 
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’nin Kürtlere ve Kürt siyaseti içinde yer alan kişiliklere yönelik özel bir politika izlediğini vurgulayan ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, yıllar yılı devam eden bu politikanın, bugün hem İmralı’da hem de diğer cezaevlerinde sürdüğünü kaydetti. Bu politika doğrultusunda uygulanan hukuksuzlukla Kürt siyasetçilere adeta ceza içinde ceza yaşatıldığını ifade eden Çiftyürek, “Devletin bu tutumu hiçbir şekilde çözüm getirmeyeceği gibi çözümsüzlüğü daha da derinleştiriyor. Bugün Öcalan’a yönelik tecrit, ne Öcalan’ı sindiriyor ne de onunla dayanışma içinde olan dinamikleri geriletiyor. Dolayısıyla şunun altını önemle çizmek gerekiyor, bütün bunların altında bir Kürt meselesi, Kürdistan meselesi var” dedi.
 
‘TECRİT, NEWROZ RUHUYLA KIRILIR’
 
Kürt halkı ve Kürt siyasetinin son 4-5 yıldan bu yana Kobanê, 25 Eylül bağımsızlık referandumu, 16 Ekim Kerkük yıkımı, 20 Ocak Efrin işgali ve Şengal’de yaşananlardan hareketle bir muhasebe yapması gerektiğini dile getiren Çiftyürek, bu muhasebe içerisinde ise, OHAL’e rağmen milyonların sokakta nasıl yeniden yer alabileceğinin tartışılması gerektiğini kaydetti. 
 
Çiftyürek, “Newroz’da görüldü ki, Kürt halkı OHAL’in ağır koşullarına rağmen, parçalar, partiler üstü bir şekilde alanlarda oldu. Dört parçada Kürtler alanlardaydı. Yine dün dört parça Kobanê’ye birlikte ağladı, birlikte sevindi. 25 Eylül’de birlikte sevindi. Kerkük ve Efrin yıkıldığında birlikte ağladı. Bu anlamda Newroz çok önemliydi. Bu nedenle Newroz ruhunu canlandırabilirsek, hep beraber sokağa taşıyabilirsek, bu iktidar üzerinde çok ciddi bir baskı yaratacaktır ve böylelikle tecrit kırılacaktır” dedi.
 
‘İMRALI'YLA NEYSE KÜRDİSTAN’LA DA ODUR'
 
Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu ise, İmralı’daki tecridi devletin Kürt sorununa yaklaşım biçimi olarak ele almak gerektiğini ifade etti. “Çözüm süreci dönemlerinde bir takım adımlar atıldı. Sayın Öcalan’ın yanına başka mahpuslar getirildi. Bu aslında tersinden bakıldığında Türkiye’de de devlet tecridinin, o militarist baskının gevşediği döneme geldi” diyen Piroğlu, devletin aslında İmralı ile nasıl bir ilişki kuruyorsa Kürdistan ile de aynı şeklide ilişki kurduğuna dikkat çekti.
 
Türkiye sosyalist hareketinin yaşanan bu süreçte eksik kaldığını ifade eden Piroğlu, şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi ve yargılanması sürecinde Türkiye demokratları ve sosyalistlerinin büyük çoğunluğu bu durum neredeyse yokmuş gibi davrandı. Fakat bu da yeni değildi. Çünkü Kürt sorunu da hep yokmuş gibi yaklaşıldı. Apartheid  rejimi de Nelson Mandela’ya benzer bir tecrit uygulamıştı. O sürece dikkatle bakarsak apartheid rejiminin yıkılışı, Mandela’nın özgürlüğüyle gerçekleşti. Eğer Türkiye sosyalistleri de bu faşist zihniyetten rahatsızlık duyuyorlarsa, kaygıları varsa bunun kırılacağı yerin en azından tecridin kaldırılmasıyla olacağını bilmeleri gerekir” dedi.
 
Piroğlu, “Eğer demokrasi bu ülkede boy gösterecekse, bu Sayın Öcalan’ın tutsaklık halinin son bulması ve özgürlüğüne kavuşmasıyla olacak” sözlerini de ekledi. 
 
‘SORUN, KÜRTLER KADAR MÜCADELE ETMEME SORUNUDUR’
 
Tecridin sadece Kürtlerin sorunu olmadığının altını çizip, devletin çözüm masasına oturmasının Kürt sorununu çözme isteğinden değil, mücadelenin yükseltilmesinden kaynaklı olduğunu belirten Piroğlu, Kürt sorununun çözümünün tecritle doğrudan bağlantılı olması nedeniyle mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini bilmek gerektiğini ifade etti.
 
Bu nedenle “Güçlü bir toplumsal mücadeleyi ayakları üstüne oturtmamız şart” diyen Piroğlu, “Şunu bilmek gerek; sorun Kürt sorunu değil, sorun geriye kalanların Kürtler kadar mücadele etmeme sorunudur. Bu nedenle tecridin kalkması, Türkiye’nin demokratikleşmesi için Türkler, Kürtler, işçiler ve emekçiler hep birlikte omuz omuza mücadele edeceğiz” dedi. 
 
MA / Ruken Tuncel