HDP Çocuk Komisyonu: Yeni yaşamı çocuklarla birlikte öreceğiz

ANKARA - Depremzede çocukların özgün ihtiyaçlarının, farklılıkları esas alınarak çok dilli bir yaklaşımla karşılanması gerektiğini belirten HDP Çocuk Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Türkmen,  “Yeni yaşamı tüm deprem illerinde çocuklarla birlikte öreceğiz” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Çocuk Komisyonu Eş Sözcüleri Nuray Türkmen ve Hüseyin Kaçmaz, deprem ve çocuk gündemine ilişkin HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan ve 10 kenti oldukça derin bir biçimde etkileyen depremleri hatırlatan Kaçmaz, AFAD başta olmak üzere devlet kurumlarının özellikle ilk üç gün neredeyse sürece müdahil olmadığını belirtirken, yaşanan doğal afetin AKP-MHP iktidarı tarafından bir felakete dönüştürüldüğüne dikkat çekti.
 
HDP Kriz Koordinasyonları, il-ilçe örgütleri, kadın ve gençlik meclislerinin yanı sıra milletvekilleri ve merkezi komisyonların depremin ilk gününden itibaren kentlerdeki duruma müdahil olduğunu ve insanların ihtiyaçlarına dayanışma ile çözüm bulabilmek için bölgede olduğunu aktaran Kaçmaz, “Biz de HDP Çocuk Komisyonu olarak depremin hemen ardından hem kriz koordinasyonlarında yer aldık hem de deprem bölgesinde bulunarak çocuklar özelinde yaşanan sorunları ve ihtiyaçları tespit edip bu ihtiyaçların karşılanması için aracılık etmeye çalıştık. Deprem sonrası devletin yapmadıkları ve bizlerin yaptıkları toplum nezdinde ayan beyan ortadadır” dedi.
 
TOPLUMSAL HAKİKATİN VE DAYANIŞMANIN VARLIĞI BİZİM İÇİN YETERLİ’
 
Depremden en çok etkilenen grupların başında çocukların geldiğini vurgulayan Kaçmaz, “Deprem bölgesi için sayısal olarak bu etki yaklaşık 5 milyonluk bir çocuk nüfusuna denk gelmektedir. Bir başka ifadeyle deprem bölgesinde yaşayan toplam yaklaşık 15 milyonluk nüfusun 5 milyonu çocuktur. Şunu belirtmekte fayda var. Bölgede deprem öncesinde yaşayan ve TÜİK verisi olan yaklaşık çocuk nüfusu dışında bu açıklama boyunca sizlerle paylaşacağımız sayısal verilerin hiçbiri net verileri ifade etmemektedir” diye konuştu.
 
‘SAYISAL VERİLER BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR’
 
Depremin ilk gününden itibaren çocuklar ile ilgili sayısal verilerde yaşanan belirsizliğin sürdüğünü dile getiren Kaçmaz, kayıp ve refakatsiz çocuklar konusunda iktidar ve kurumları tarafından yapılması gereken kamuoyu paylaşımlarının yapılmadığını ve günlük raporlar oluşturulmadığını söyledi. Kaçmaz, “Bu verilerin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması baştan itibaren merkezi bilgi kaynaklarına, başvuru veri tabanlarına ve kurumların denetimine sözde sahip olan AKP-MHP iktidarının sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu bugüne kadar yerine getirmiş değil” diye belirtti.
 
2 MİLYONA YAKIN ÇOCUK GÖÇ ETTİ
 
Deprem bölgesinden yakınlarıyla birlikte göç eden çocuk sayısına ilişkin bir veri olmamasına karşın oransal olarak yapılan hesaplara göre 2 milyona yakın çocuğun deprem sebebiyle oluşan göç hareketinin bir parçası olduğunu belirten Kaçmaz, depremzede çocukların temel yaşam ihtiyaçlarının da henüz karşılanmadığına değinerek, “Baştan itibaren tüm toplumun seferber olduğu dayanışma zincirleriyle giderilmeye çalışılan çocukların ihtiyaçlarına devlet tarafından sistematik ve bütünsel olarak yaklaşılmamakta, çocuklar temel yaşam ihtiyaçlarından yoksunluk çekmeye devam etmektedir. Depremden hemen sonra bölgeye gönderilmeyen ve sonradan Kızılay’ın sattığını öğrendiğimiz çadırların olmaması nedeniyle milyonlarca çocuk o kış koşullarında, karda kışta titreyerek açık havada kalmak zorunda bırakıldı. Maalesef erken müdahalenin olmaması nedeniyle birçok çocuğu enkazda ve hastanelerde kaybettiğimiz görüntülerle karşı karşıya kaldık” sözlerine yer verdi.
 
DEVLET KURUMLARININ VERİLERİ ÇELİŞİYOR!
 
Türkiye’nin 100 yıllık tarihsel belleğinin ve AKP iktidarının 20 yıllık “çocuk düşmanı” politikalarının toplumdaki kaygıları arttırdığını ifade eden Kaçmaz, şöyle devam etti: “Dün Meclis’te yapılan komisyon toplantısının konuşmaları ise bu kaygıyı daha da arttırmaktadır. Dün Meclis’te aslında Hiranur Vakfı’nda yaşanan istismar ile ilgili toplanan ancak gündemin depremzede çocuklara ilgili toplantı yapıldı. O toplantıda neden iktidara ve kurumlara güvenmediğimizi ortaya çıktı. Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü verileri arasında büyük bir tutarsızlık yansıdı dün yapılan toplantıya. Bakanlıklar arasındaki veri farkları gün gibi ortaya çıktı. Aile Bakanlığının 79 refakatsiz/kimliği tespit edilemeyen diye paylaştığı çocuk sayısı bakanlığın resmi internet sitesinde aynı gün 78 olarak yazılmıştır. Toplantıda İçişleri Bakanlığı 213 refakatsiz ve kimliği tespit edilemeyen çocuğun olduğu bilgisini paylaştı. Gördüğünüz üzere Aile Bakanlığı 79 sayısını paylaşırken, İçişleri Bakanlığı 213 refakatsiz çocuktan bahsediyor. Bu denli önemli bir meselede İçişleri Bakanlığı ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasındaki refakatsiz, kimliksiz çocuk sayısı farkı kabul edilemez bir durumdur. Toplumda infiale neden olan birçok iddia varken kamuoyunun ilgilendiği bir konuda bile bakanlıkların ciddi bir çalışma yapmadığı görülüyor.”
 
‘BAKANLIKLAR DURUMUN VEHAMETİNİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR’
 
Kaçmaz, sözlerine şöyle son verdi: “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 79 kimliksiz çocuk olduğu belirtirken, ki bu sayı şuan 78 olarak güncellenmiş durumda internet sitesinde, yine İçişleri Bakanlığı yetkilileri 213 kimliksiz/refakatsiz çocuk olduğunu belirtiyor. Sayılar arasındaki bu tutarsızlık yani 134 kimliksiz/refakatsiz çocuk farkı ortaya çıkınca bakanlıklar farkın nedeni anlık değişimlere bağlayarak durumun garabetini ve vahametini gizlemeye çalışıyor. Nasıl bir anlık gelişme ise sadece bir kaç sayı oynamıyor, 134 çocuk bakanlıklar arasında bir fark olarak ortaya çıkıyor. Bu durum asla kabul edilemez, hiç bir cevap bu vahameti gizlemeye yetmez.”
 
TÜRKMEN: KAYIP ÇOCUKLAR NEREDE?
 
“Kayıp, refakatsiz ve kimliği tespit edilemeyen çocuk sayısı kaçtır ve kayıp çocuklar nerededir”, “137 kimliksiz bebeğin durumu ne olacaktır” ve “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konuyla ilgili hangi çalışmaları yürütmektedir” sorularını yönelten Nuray Türkmen ise, “Onlar sayı derken üstelik yanlış sayıları açıklarken biz insan diyoruz. Çocuk diyoruz. Komisyon toplantısında dile getirilen önemli bir konu da refakatsiz, kimliği bilinmeyen 0-1 yaşa arası 137 bebeğin varlığının gerçekliğidir” vurgusu yaptı.
 
HDP Çocuk Komisyonu olarak çocukların bu süreçten nasıl etkilendiğini anlamaya, yaşanan sorunları tespit etmeye, kayıt altına almaya, çözümler üretmeye ve üretilmesi için devlete baskı yapmaya devam edeceklerine dikkat çeken Türkmen, çocuk kurumlarıyla kurdukları destek ilişkisini de sürdüreceklerini dile getirdi.
 
‘İHTİYAÇLAR ÇOK DİLLİ BİR YAKLAŞIMLA KARŞILANMALI’
 
Depremzede çocukların özgün ihtiyaçlarının farklılıklarının esas alınarak, çokdilli bir yaklaşımla karşılanması gerektiğine vurgu yapan Türkmen, “Kayıp-refakatsiz-kimliği tespit edilemeyen çocuklarla ilgili net verilerin acilen şeffaf bir şekilde paylaşılması, kayıp çocukların bir an önce bulunarak, tespit edilerek yakınlarıyla buluşturulması; tarikat ve cemaat yurtlarında kalan çocukların yakınlarıyla birlikte ihtiyaçlarının devletin sosyal hizmetleri kapsamında giderilmesi acilen yerine getirilmesi gereken kimi sorun alanları sadece. Bunların devletin asli sorumluluğu olduğunu vurgulayalım. Ancak bu konuda hem parti olarak bizim hem de tüm toplumun iktidara güvenimiz de inancımız da yok. Bu nedenle toplumsal yaraları birlikte sarmak için bizler HDP olarak, hem deprem bölgesindeki çocuklarla hem de yakınlarıyla bölgeden çeşitli illere göç eden çocuklarla dayanışma içinde olmaya devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Türkmen, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “AKP-MHP iktidarı çocukların deprem sonrası barınması gereken çadırları, yani çocukların çadırlarını satanlardır. Depremden değil enkaz altında bekletilerek soğuktan yaşamını kaybeden çocukların, hala kayıp olan çocukların, günlerce aç-açıkta soğukta kalmaya devam eden çocukların, engelli çocukların, enkaz altında mülteci olduğu anlaşılmasın diye sesini çıkarmayan çocukların hakkı olan çadırları satanlardır.
 
‘YENİ YAŞAMI ÇOCUKLARLA BİRLİKTE ÖRECEĞİZ’
 
Bir bölgenin tarihini, toplumsal belleğini, oyunlarını, çocuk şarkılarını, çocukların içinde büyüdükleri kültürlerin çokluğunu ve farklılıklarını da enkaz altında bırakanlardır. Ancak buradan yineliyoruz, çocuklar için ve çocuklarla birlikte enkaz altında bıraktığınız toplumsal belleği de oyunları da enkazın altından çıkarıp, yeni yaşamı tüm deprem illerinde çocuklarla birlikte öreceğiz. HDP Çocuk Komisyonu olarak gözümüz bir afeti felakete dönüştüren AKP-MHP iktidarının ve kurumlarının üzerinde; aklımız, kalbimiz, sözümüz, emeğimiz ve dayanışmamız ise her zaman olduğu gibi çocukların yanındadır.”