Eren: Başsavcı hukuki hiçbir delil sunmadı

img
ANKARA - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in bir siyasetçi edasıyla açıklamada bulunduğunu belirterek, hukuki hiçbir delil sunmadığını söyledi.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle hazırladığı ikinci iddianamenin 21 Haziran 2021’de kabul edilmesiyle açılan dava devam ediyor. HDP’nin savunmasını sunmasının ardından Anayasa Mahkemesi, dün (10 Ocak) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’i sözlü olarak dinlenmesine karar verdi. Şahin, dün AYM’de yaptığı sözlü açıklamalarda HDP’nin kapatılmasına delil olarak partinin Diyarbakır İl Örgütü önünde oturtulan aileleri gösterdi.
 
NEFRET VE DÜŞMANLIK DİLİ
 
Ancak Şahin’in yaptığı sözlü açıklamalar, henüz HDP’ye tebliğ edilmedi. HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, Şahin’in sunduğu sözlü mütalaasında gerçeği yansıtmayan ve spekülatif açıklamalar üzerinden haklılık algısı yaratmaya çalıştığını söyledi. Eren, Şahin’in HDP’ye yönelik nefret ve düşmanlık dili kullandığını ifade ederek, benzer dilin kapatma davası iddianamesine ve Hazine yardımı yapılan hesaplara bloke konulması talebinin yer aldığı dilekçeye de yansıdığına dikkat çekti.
 
SİYASETÇİ EDASIYLA AÇIKLAMA
 
Şahin’in Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olmasına rağmen siyasetçi edasıyla açıklamalarda bulunduğunu söyleyen Eren, “Bir davaya konu edilmesinden ziyade siyaset alanında eleştiri konusu dahi edilmeyecek açıklamaları, aciziyetini ortaya koyuyordu. Davada eli güçlü olan, partimizin kapatılmasını sağlayacak delilleri sunmuş olan bir savcıdan çok, eli zayıf olduğu için partimizin kapatılmasını gerektiren hukuki hiç bir delil sunamadığını gördük. Algı oluşturarak haklılığını ortaya koymaya çalışan bir görüntü söz konusuydu” dedi.  
 
AİHM’İN DTP KARARINI HATIRLATTI
 
Şahin’in açıklamasında Herri Batasuna kararına atıfta bulunduğunu belirten Eren, ancak Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararını hatırlattı. Eren, şunları söyledi: “AİHM, DTP’yi ‘Kürt meselesinin barışçıl çözümünde temel siyasi taraf’ olarak tanımladı ve ‘örgütlenme özgürlüğü hakkının engellendiğini’ tespit etmişti. Savcı, DTP kapatma davasındaki iddiaların hemen hemen benzerini partimizin kapatılması için açılan davada  da ortaya koyuyor. Dolayısıyla aynı yanlışta ısrar ederek, farklı sonuçlar alma peşinde. Ancak partimize açılan davada 10 defa kapatma kararı verilse, farklı bir sonuç çıkmayacağını, AİHM tarafından ihlal kararı çıkacağını çok net olarak söyleyebilirim.” 
 
HDP’ye açılan davaların daha önce kapatılan partilerle ilgili davalardan bir farkının olmadığını vurgulayan Eren, “O nedenle Anayasa Mahkemesi, Anayasa’yı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin parti kapatma davalarında vermiş olduğu kararları esas alırsa, partimiz aleyhine kapatma kararı vermesi mümkün değildir. Ancak ülkedeki siyasal iklimin, siyasal baskının etkisinde kalıp kapatma kararı verirse, hiç bir saygınlığı ve meşruiyeti kalmayacaktır” dedi.
 
‘KARAR DÖNÜM NOKTASI OLACAK’
 
Anayasa Mahkemesi’nin partinin Hazine yardımı yapılan hesaplarına bloke konulması kararını hatırlatan Eren, “Bu kararla tarafsızlığına, bağımsızlığına halel getirmiştir. Anayasa Mahkemesi, iktidarın ve ortağının siyaseti ve toplumsal muhalefeti dizayn etme, partimizi, siyasetini, seçmenlerini tasfiye etme, seçime katılmasını engelleme, muhalefete partimiz şahsında ayar vermenin aracı haline gelmemelidir. AYM vereceği kararla ya demokrasinin, özgürlüklerin, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ve demokratik siyasetin önünü açacak ya da ülkeyi nefessiz bırakacak, otoriter sistemin kurumsallaşmasına onay verecek bir karar alacaktır. Yapacağı tercih, vereceği karar ülkenin geleceği açısından dönüm noktası olacaktır” diye belirtti.
 
MA / Özgür Paksoy