Meclis’te cemevleri gerilimi: Ferman AKP’nin ise direniş bizimdir

img

ANKARA - Meclis Genel Kurulu’nda Cemevleri Başkanlığı’nın kurulmasına tepki gösteren HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Ferman AKP’nin ise, direniş bizimdir” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararnamesiyle Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulması, Meclis Genel Kurulu’nda gündem oldu. Aleviliğe dair tanımalamalarda bulunan AKP Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’e, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri tepki gösterdi. Aydemir’in tartışmalar üzerine Erdoğan’ın Alevi tariflemesini savunması tansiyonu yükseltti. 

‘KATLİAMLARDAN GELEN İNANCIN MENSUPLARIYIZ’

“Cemevleri ibadethanedir” döviziyle kürsüde söz alan HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Alevilerin katliamlardan gelen bir inancın mensupları olduğunu söyledi. “Kerbelâlardan, Koçgirilerden, Dersimlerden, Sivaslardan, Maraşlardan, Malatyalardan, Çorumlardan, Gazilerden çıkarak bugünlere geldik” diyen Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıl 2022, 21'inci yüzyıldayız ve bizim biat etmediğimiz Kerbelâ'daki Yezid, bizim biat etmediğimiz Yavuz, bizim biat etmediğimiz Selçuklu, bizim biat etmediğimiz, ser verip sır vermediğimiz Osmanlı, bizim inancımızı bitiremedi, bizi asimile edemedi. Biz gün geldi, çadırlarda cemimizi yaptık. Gün geldi, kulaktan kulağa inancımızı fısıldadık. Gün geldi, annelerimiz bize çocukken, daha küçücükken ‘Bak, biz Alevi'yiz ama sakın bunu okulda söyleme’ diye tembihlediler.

BİZİ HER YERDE ÖTEKİLEŞTİRDİNİZ 

Biz yatılı okullarda zorunlu oruç tuttuk; biz zorunlu din derslerinde namaz kılmak zorunda bırakıldık. Yetmedi, tekke ve zaviye kanunları çıktı ve bizim inanç dergâhlarımız, Hacı Bektaş Dergâhı başta olmak üzere gasp edildi. İnanç önderlerimiz, ulularımız, pirlerimiz, analarımız tutuklandı, yasaklandı ve bize Kızılbaşlığı bütün bir Türkiye halklarına ‘kötü’ diye anlattınız. ‘Kızılbaş'ın elinden ekmek yenmez’ dediniz, ‘Kızılbaş'tır kız verilmez, kız alınmaz’ dediniz. Her yerde bizi mimlediniz, her yerde ötekileştirdiniz ama yine de size yetmedi. Ve bugün, 20 yıl sonra, 7 tane Alevi Çalıştayı'ndan sonra, 7 defa gelip Alevilerle ‘Ya, biz sizin sorununuzu çözeceğiz’ dedikten sonra geldiğiniz yer neresi? Geldiğiniz yer, Alevilerin Cemevlerini ibadethane olarak dahi tanımadan elektriğini, suyunu ödemek üzerine.”

Alevilerin tüm katliam, göç, baskı ve saldırılara rağmen örgütlendiklerini vurgulayan Koçyiğit, “Biz, Aleviler metropollere gittiğimizde cenazelerimizi yıkayacak yerimiz yoktu; camiler çoğu zaman cenazelerimizi yıkamayı kabul etmiyordu; cenaze erkanlarımızı yapacak mekânlarımız yoktu. Örgütlendik, imece usulüyle cemevlerimizi yaptık; örgütlendik, dedelerimiz, analarımız bizi yeniden o büyük kentlerde inancımızla buluşturdular ama şimdi siz diyorsunuz ki: ‘Hayır, öyle olmaz, Cemevi yapacaksan bana soracaksın’. Sen kimsin? Kimsiniz siz? Sizin hangi mülki idare amirinize soracağız? Mesela, Nazımiye'deki Cemevini uzun namlulu silahlarla basan kaymakamınız mı izin verecek bizim Cemevi yapıp yapmayacağımıza? Yoksa, haddini bilmeden, bir Cemevine gidip dedenin postuna oturan anlayışınız mı bize izin verecek? Cemevine ‘cümbüşevi’ diyen aklınız mı bize izin verecek? Siz kimsiniz ya, siz kimsiniz? Yıllarca bizi asimile etmeye çalıştınız, yıllarca bizi inancımızdan soğutmaya çalıştınız, şimdi de inancımızı tarif ediyorsunuz. Hangi hakla, hangi hakla?” diye sordu. 

TARİHİN KARA SAYFALARINA GEÇTİNİZ

Koçyiğit, şöyle devam etti: “Siz bir Aleviden duydunuz mu ‘Sünnilik şöyledir’ diye, ‘Müslümanlık böyledir’ diye, ‘Hristiyanlık böyledir’ diye duydunuz mu? Bize ne ya, biz 72 millete bir nazarla bakarız. Onun için siz bugün getirdiğiniz bu düzenlemeyle tarihin en kara sayfasına geçtiniz. Siz Yavuz'u bile arattınız, Yavuz'u çünkü sizin iktidarınız köprü yaptı, nazire olsun diye de ‘Yavuz’ verdi adını ya. Bu ülkede Yavuz'u Aleviler küfür diye kullanır ya, küfür diye kullanır. 40 bin Alevi’nin celladıdır sizin ‘Yavuz’ dediğiniz, 40 bin Alevi’yi kesmiştir, katletmiştir ama o 40 bin Alevi katledilmesine rağmen biat etmemiştir. ‘Ferman padişahınsa dağlar bizimdir’ demiş, biz de bugün diyoruz: Ferman AKP'ninse, direniş bizimdir; ferman MHP'ninse, direniş bizimdir. İnancımızı, kültürümüzü, itikadımızı, yolumuzu ölümüne savunacağız, ölümüne. Tıpkı Kerbelâ'da Hazreti Hüseyin'in durduğu gibi, tıpkı Kerbelâ'da Zeynep ananın direndiği gibi direneceğiz size karşı. Sanmayın ki teslim olacağız, sanmayın ki boyun bükeceğiz.”

‘TEK BİR ALEVİ DE KALSA O OCAK TÜTECEK’

Koçyiğit, Alevilerin AKP’nin bu politikalarına karşı geri adım atmayacağını belirterek, “Bu ülkede tek bir Alevi çocuğu da olsa, tek bir ocak evladı da olsa o ocak tütecek, o yol yürünecek. Biz yola ikrar vermiş insanlarız, yolumuzdan dönmeyiz ne sizin elinizle ne de başkasının eliyle. Ben bir ocak evladıyım, bir mürşit ocağının evladıyım, Baba Mansurluyum. Nerelerden geldik biz bugünlere biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz, o zaman konuşmayacaksınız, o zaman başkasının inancını tarif etmeyeceksiniz. Benim bin yıllardır annemden, nenemden, dedemden, atamdan gelen inancıma el uzatmayacaksınız, dil uzatmayacaksınız. Hele de getirip burada torba yasalarla asla tanımlayamayacaksınız. Biz eşit yurttaşlık mücadelesini AKP'ye rağmen, bu Yezid anlayışa rağmen sonuna kadar devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.