Meclis'te Akarsel’in katledilmesi kınandı

img

ANKARA – HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis kürsüsünden Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi Nagihan Akarsel’in katledilmesini kınadı.

Meclis Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Süleymaniye’de katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi Nagihan Akarsel’in katledilmesini kınadı.

İran’da katledilen Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ve sonrasında devam eden eylemlere dikkat çeken Beştaş, “İran'da Jîna Amini'nin katledilmesinden sonra onlarca kadın maalesef İran rejimi tarafından katledildi ve hâlâ bu protestolar devam ediyor. Bu vahşet devam ederken bir Kürt kadın gazeteci Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Süleymaniye kentinde katledildi. Evinin önünde saat 10 sularında silahlı saldırıya uğrayan Nagihan Akarsel Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi bir akademisyen ve Jineolojî dergisinin editörüydü. Akarsel, Kürdistan Kadın Kütüphanesinin kurulması kapsamında görev aldığı proje nedeniyle bir süredir Süleymaniye'de yaşıyordu. Kadın çalışmaları ve kadın haberciliği başlıklarında önemli çalışmalara imza atan Akarsel'in ailesi ve arkadaşlarına, dostlarına başsağlığı ve kendisine rahmet diliyoruz” dedi.

Akarsel'in ardından kadınlara yönelik şiddeti, katletmeyi kınadıklarını dile getiren Beştaş, “Bütün dünyada söylendiği üzere kadın özgürlük mücadelesinin artık sembolü olan mottoyla ‘jin, jiyan azadi’ demek istiyorum ve mücadelelerini selamlıyorum” diye belirtti.

‘IŞİD ZİHNİYETİNİN BAŞKA YANSIMASIDIR’

Katledilen sanatçı Onur Şener’e de değinen Beştaş, “Bu sıradan bir cinayet değildir aslında, yargı süreci devam ediyor ama basına yansıyan haberlerden anladığımız kadarıyla aleni şekilde işlenmiş, keyfî yönü ön planda olan bir cinayet ve maalesef, bürokratlar ve müfettişler tarafından bu canice cinayet işlenmiş. Bu insanların bu makamlara nasıl geldiği sorusu dünden beridir yoğunca soruluyor. Açıkçası, dün söyledik, yine söyleyelim: Onur Şener, AKP iktidarının yirmi yılda yarattığı ahlaki erozyonun, liyakatsiz bürokrasinin ve kışkırtılmış cehaletin son kurbanlarından birisidir. Her şeyin fiyatını artıran bu iktidar, yaşamın değerini azaltmıştır çünkü insanca yaşamaya çalıştığımız her alanda adaletsizlik hâkimiyetini sürdürüyor. Ankara'nın ortasında bir müzisyenin boğazını camlarla kesmek aslında IŞİD zihniyetinin başka bir yansımasıdır” ifadelerini kullandı.

‘SUSTURMA YASASI’

Beştaş, son olarak sansür yasasına değindi. Türkiye halklarının sorunlarına çözüm yerine susturma yasalarının getirildiğine işaret eden Beştaş, “Aslında, yasama yılına halk susturularak başlanmak isteniyor; halk sussun, kimse konuşmasın; gerçekler saklansın. Bir olay gerçekleşiyor, hemen yayın yasağı geliyor çünkü gerçeklerin öğrenilmesi, iktidara olan tepkinin artması anlamına geliyor. Biz sansür ve susturma yasasına karşı ilk günden itibaren muhalefetimizi, sözlerimizi ve mücadele edeceğimizi ifade ettik. Burada da bu yasanın kesinlikle kabul edilmemesi için, geçmemesi için bütün grubumuzla birlikte var gücümüzle muhalefet edeceğiz. Hem burada hem basın yayın kuruluşlarıyla birlikte sansür ve susturma yasasına hayır diyoruz” dedi.