'Demokrasiyi güçlendirecek muhalefet 'Üçüncü Yol'dur'

İSTANBUL - Emek ve Özgürlük İttifakı'nın mevcut sisteme karşı doğru muhalafet edeceğini belirten siyasetçi Bahattin Günel, "Mutlaka ezilenlerin, ötekileştirilen ve kadınların özgürce yaşayacağı bir ülkeye doğru gidilecek" dedi. 
 
AKP-MHP'nin içte ve dışta Kürt kazanımlarına karşı başlattığı saldırılar sürüyor. Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük saldırıların yanı sıra Kuzey ve Doğu Suriye kentleri sık sık havadan ve karadan bombalanıyor. İç politikada da Kürtler ve dostları hedefte. Kürt siyasetçiler kriminilazi ediliyor, seçilmiş belediye eşbaşkanlarının yerlerine kayyım atanıyor, milletvekillerinin vekillikleri düşürülüyor ve her gün yeni gözaltılar yaşanıyor. 
 
Halkın Emek Partisi’nde (HEP) kurucu üye olan, 1993’te kurulan Demokrasi Partisi'nde (DEP) Genel Başkan Yardımcılığı görevi yürüten ve 1999’da HADEP Genel Sekreter ve Genel Başkan Vekilliği yapan siyasetçi Bahattin Günel, iktidar ortaklarının Kürt kazanımlarına dönük saldırılarını değerlendirdi. 
 
 
TÜRKİYE’NİN 3 FAY KIRIĞI
 
Türkiye’de 3 “fay kırığının” olduğunu ve bunların "Kürt sorunu, inanç özgürlüğü ve emek-sermaye ilişkisi" olduğunu söyleyen Günel, bu hususların emperyal güçler ve işbirlikçileri tarafından sık sık kaos ortamı yaratmak için kullanıldığını ifade etti. Mevcut sürecin de benzer bir durum olduğunu ifade eden Günel, "Türk halkını ve Kürt halkını karşı karşıya getirmek için çok uğraştılar. Ama başaramadılar. İnanç özgürlüğü meselesinde de Alevi-Sünni çelişkisini ortaya sürerek, geçmişte yaşanan Maraş, Çorum, Sivas, Malatya olaylarıyla kendi siyasal iktidarlarını ayakta tutmaya çalıştılar. Türk-İş grev yapmak istediğinde dönemin başbakanı Tansu Çiller, ‘Vatan bölünürken siz grev yapmaya kalkıyorsunuz’ diyebilmişti. Tüm bunları Kürt sorunundan bağımsız düşünemeyiz” dedi. 
 
RENK DEĞİŞTİREN BASKI
 
Günel, geçmiş dönemlerden bu yana süren uygulamalara işaret ederek, "O dönem de asimilasyon, şiddet, baskı, askeri gibi yöntemlerle Kürt meselesini çözme anlayışını sürdürdüler. Parti kapatmaları, asimilasyon politikaları ve şiddet yöntemleriyle Kürt sorununun çözülemeyeceğini onlar da çok biliyorlardı. Çünkü bir halkın varlığını hiçbir zaman ortadan kaldıramazsınız” diye belirtti.
 
Muhalif kesimlere ve Kürtlere dönük baskıların bugün de devam ettiğini Günel, "Bugün de seçilmişlerin yerine kayyum atayarak, seçilmiş milletvekillerini cezaevine göndererek aynı baskıyı bir başka biçimde sürdürüyorlar. Geçmişteki iktidarlarla bugünkü iktidar arasında belli oranda bir farklılık var. Bir tanesi her şeye rağmen Kemalizm çizgisinde siyaset yapan merkez partisiydi. Bugün ise o çizgiyi tümüyle reddeden, ama onun yerine 'Siyasal İslam' diye ifade ettikleri çizgiyi getirdiler. Ama her ikisi de ötekileştirerek, varlıklarını ve siyasal iktidarlarını sürdürmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı. 
 
AKP'nin politikalarının toplumda ayrışamaya neden olduğunu söyleyen Günel, "Tayyip Erdoğan, kendisinden olmayan, Müslüman olmayan herkesi ötekileştiriyor. Muhalif tüm kesimlere, özellikle de HDP’ye yönelik saldırgan tavrı bu yüzdendir" dedi.  
 
AKP'nin dışta Kürt kazanımlarına dönük saldırılarına değinen Günel, Erdoğan'ın düne kadar Suriye'ye düşman olduğunu ama Kürt karşıtlığı nedeniyle Esad’la görüşmeye çalıştığına dikkati çekti. Günel, "Erdoğan’ın savaş çığlıklarının hayat bulmayacağını düşünüyorum" dedi. Günel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye'de ABD ve Türkiye'ye karşı takındığı tutuma işaret ederek, "Putin karşı çıkmasıydı, bugün Suriye devleti yoktu. Savaş, Türkiye'yi hem ekonomik hem de siyasi olarak çok ciddi bir bunalıma sokar. Böylesi bir süreçte savaş boyutlanarak her yere sıçrar. Çünkü Rojava’ya girmek de çok kolay değil. Ama kesin olmaz demek de mümkün değil. Erdoğan'ın anlayışı, siyasete bakışı, halklara bakışı gerçekten çok tehlikeli. O nedenle kesinlikle yapmaz diyemiyorum. Ama öyle çok kolay da yapabileceği bir şey değil" değerlendirmesinde bulundu. 
 
KÜRT DÜŞMANLIĞI
 
Sağcı, muhafazakar kesimlerin de artık Erdoğan’a destek vermediğini dile getiren Günel, "Elinde kalan malzeme ırkçı, kafatasçı, milliyetçiyim diyen kesimler. Düşman yaratarak, etrafında toplamaya çalışıyor. Türkiye’de gerçek anlamda bir ırkçılık yapılacaksa bunun karşılığı Kürt düşmanlığıdır. Kürtlere düşmanlıktır. Kürt düşmanlığı yapmadan Türk milliyetçiliği yapamazsın. Rojava'ya saldırı da bu yüzdendir” diye konuştu.
 
HDP'NİN DURDUĞU NOKTA  
 
Türkiye’yi önümüzdeki dönemde bir seçim sürecine gireceğini dile getiren Günel, seçim sürecinde HDP'nin rolüne değindi. HDP'nin sisteme karşı doğru muhalefet yapan tek yapı olduğuna vurgulayan Günel, HDP’nin ülke siyasetinde ve demokrasi mücadelesinde önemli bir noktada olduğunu kaydetti. Günel, HDP üzerindeki baskılara işaret ederek, "Hedefte olmasının iki nedeni var. Birincisi, organizmayı oluşturan kesimin Kürt halkı olmasıdır. İkincisi, diğer bileşenleriyle birlikte demokrasi, insan hakları, kadın hakları, inanç özgürlüğü ve emekçilere kadar doğru, ciddi bir muhalefet yapması. Ne kadar hedeflerine koyarlarsa koysunlar hiçbir zaman sonuç alamayacaklar. Mutlaka ve mutlaka bu halkın, ezilenlerin, ötekileştirilen, kadınların özgürce yaşayacağı bir ülkeye doğru gidilecektir” ifadelerini kullandı. 
 
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI 
 
Günel, HDP’nin çağrısıyla bir araya gelen parti ve örgütlerin kurduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bu anlamda önemli olduğunu söyledi. Günel, "Türkiye’de tabii ki demokrasiyi içselleştirerek savunacak olanlar HDP’nin başını çektiği üçüncü yoldur. Çünkü Türkiye’de mevcut sisteme karşı gerçek anlamda doğru muhalefet yapabilecek yapı olarak görüyorum. Bu ittifakın da her dönemde bu görevi, doğru muhalefeti yapacaklarını düşünüyorum. Demokrasiye en çok ihtiyacı olan ezilenlerdir, horlananlardır. Bu misyonu üstleneceklerine, yapacaklarına inanıyorum” diye belirtti.
 
MA / Esra Solin Dal