MERSİN- DTK ve DBP'nin "Faşizme karşı örgütlenelim” şiarıyla Mersin’de gerçekleştirdiği temasların ikinci gününde konuşan DTK Eş Genel Başkanı Berdan Öztürk, “Kürt sorununda çözüm tecrit değil müzakere ve diyalogdur, muhatap da Öcalan’dır” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Berdan Öztürk ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Keskin Bayındır ile Saliha Aydeniz’den oluşan heyetin “Faşizme karşı örgütlenelim” şiarıyla Mersin’de gerçekleştirdiği temaslar ikinci gününde sürüyor. Heyete, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Fatma Kurtulan ve Muazzez Orhan ile HDP Mersin il ve ilçe yöneticileri eşlik etti.
Sabah saatlerinde ziyaret edilen ailelerin ardından heyet, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Mersin bileşenleri ile Çukurova Göç Derneği’nde (GÖÇ-DER) bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, ulusal birlik örgütlendirilmesi ile demokrasi ittifakı arasında oluşturulacak bağa ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Daha sonra aile ziyaretleri ile temaslarını sürdüren heyet, akşam saatlerinde ise merkez Akdeniz ilçesindeki HDP Kurdali Temsilciği’nde halk ile bir araya geldi.
‘BASKI VE ZULÜM İŞE YARAMADI’
İki gündür sürdürdükleri aile ziyaretlerine değinen DTK Eş Genel Başkanı Berdan Öztürk, devletin yüzyıldır Kürt halkına uygulanan asimilasyon politikalarına dikkat çekti. Türkiye'de çok farklı din ve etnik kimliklerin yaşamasına rağmen tekçi bir yönetim anlayışının dayatıldığını vurgulayan Öztürk, "Kürt halkı da bu halklarda biridir ve bütün halklar gibi dilini, kültürünü özgürce yaşamak istiyor. Bunun için büyük bedeller ödedi ve ödemeye de devam ediyor. AKP-MHP ittifakı, Kürtlerin köle olarak yaşamasını istiyor. Kürtler bu anlayışı kabul etmediği için faşist politikalarla karşı karşıya kalıyor. Yıllardır uygulanan baskı ve zulüm politikaları sonuçsuz kaldı. Çünkü hesaplayamadıkları bir şey vardı o da Kürt halkın iradesidir" dedi.
‘KÜRT HALKI YENİDEN DİRİLDİ’
Kürtleri yok etmek isteyenlerin geçmişte olduğu gibi bugün de yok olmakla yüz yüze olduğunu ifade eden Öztürk, "Kürler için her dönem farklı söylemler geliştirdiler. Eskiden ölü Kürt diyorlardı. Öcalan ve arkadaşlarını yürütmüş olduğu mücadele sayesinde Kürt halkını yeniden dirilmesine neden oldu. Bu yüzden Öcalan üzerinde ağır bir tecrit uygulanıyor. Bu gün tecride karşı cezaevlerinde açlık grevleri devam ediyor. Tek istedikleri bir şey var tecrittin kaldırılması ve Öcalan’ın özgürleşmesidir. Kürt sorununda çözüm asla tecrit değil müzakere ve diyalogdur, muhatap da Öcalan’dır" diye konuştu.
'KÜRT HALKININ VAZGEÇMEDİĞİ TEK ŞEY ÖZGÜRLÜĞÜ'
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de, AKP - MHP faşist bloğunun Kürtler üzerinde devam eden inkar ve imha politikalarına devam etmek istediğini söyledi. Kürt özgürlük mücadelesinin bin bir emekle var ettiği kurumlara karşı topyekun bir saldırı konseptinin devrede olduğunu aktaran Aydeniz, "Devreye konulan faşizm konseptine karşı asla sesiz kalmayacağız. Tek adam rejimi çıkardıkları tekçi yasalarla militarist bir yapı kurulmak istiyorlar. Kürtleri dilsiz, kimliksiz bırakarak kendilerini var etmeye çalışıyorlar. 2013 yılında Newroz'da Öcalan'ın verdiği toplumsal barış mesajına karşı savaş ve faşizm konseptini devreye koydular. Bu faşizm Türkiye'nin yönetim şekli haline geldi. Türkiye'de ekonomik kriz bu kadar derinleştiyse tam da savaş ve tecritle ilgilidir. Son 6 yıldır Kürt halkına karşı yürütmedikleri baskı kalmadı. Bu baskıya karşı 8 Mart ve Newroz’da halk çok güçlü bir mesai verdi. Halk, mutlak tecridin kaldırılması gerektiğini ve toplumsal bir barışın sağlanmasına istedi. Bu halkın vazgeçmeyeceği tek şey özgürlüğü ve sayın Öcalan’dır. HDP Türkiye üçüncü çizgisi Öcalan fikriyatıdır. Bu yüzden bu kadar baskı altındadır" dedi.