HDK İstanbul İl Meclisi: Yeni yaşamı örmeye devam edeceğiz

img

İSTANBUL - 11’inci Dönem İl Kurultayı’nın sonuç bildirgesini açıklayan HDK İstanbul İl Meclisi, Kürt halkının mücadelesinden Boğaziçi direnişine, işçi ve emekçi mücadelesinden PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı direnişine değin pek çok konuda zengin mücadele yöntemleriyle hareket edip, yeni yaşamı örmeye devam edeceklerini kaydetti.

 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Meclisi, “Kapitalizme karşı kentlerimizde, meclislerle yeni yaşama” şiarıyla önceki gün gerçekleştirilen ve yeni dönem yönetiminin belirlendiği 11’inci Dönem İl Kurultayı’nın sonuç bildirgesini açıkladı. 
 
Sonuç bildirgesinde baskı ve sömürü üreten, sistem tarafından mağdur edilmiş tüm kesimlerin mücadelesini kendi mücadeleleri olarak sahiplenecekleri belirtildi. 
 
Kapitalizmin yarattığı krizlerin derinleşerek devam ettiği üzerinde durulan bildirgede, Ortadoğu başta olmak üzere düzeni yeniden kurmaya dönük kapitalist sistem-içi arayışların halklara, emekçi, sınıflara ve kadına karşı derinleştirilmiş sömürü, bıçak sırtında bir hayat, yoksulluk, ötekileştirme, ırkçılık ve katliam olarak yansıdığına dikkat çekildi.
 
SAVAŞA KARŞI BARIŞ MÜCADELESİ
 
AKP iktidarının ekonomi, diplomasi, hukuk, kültür ve ahlak boyutlarında derin bir iflasın içerisinde olduğu ifade edilen bildirgede, “Rıza üretme gücü üretemeyen Saray Rejimi, son 6 senelik süreçte zirveye çıkarılan savaş siyasetinde militarizme dayalı kolonyalist politikalardan güç alabilmekteyken, en son Garê’de yaşanan hezimet askeri kredinin de sonuna gelindiğini göstermiştir. Sağ muhafazakar kesimlerin dahi desteğini alamayan Saray Rejimi, Kürt kazanımlarını hedefleyerek kaybettiği kitle tabanını konsolide etmeye çalışmaktadır. Özgürlük umutlarının verimli yatağı halkların dayanışma ve ortak mücadele gerçekliği, dünyanın her yanında olduğu gibi Türkiye’de de savaşın panzehiri olacaktır. ‘Yargı reformu’ ve ‘yeni anayasa’ tartışmalarıyla bir taraftan toplumsal mücadele dinamiğinin beklenti ve umut oluşturularak gevşetilmesinin amaçlandığı, diğer taraftan da çıplak arama, gözaltında işkence, kayyum siyaseti ile halkın iradesinin gasp edilmesi örneklerinden de görüldüğü üzere insan hakları ve hukuk kapsamına giren tüm olguların hedeflendiği bir dönemde il kurultayımız dünya ve Türkiye halklarının yarattığı ortak örgütlenme geleneğinin takipçisi olarak, kapitalizme karşı halkların isyan dalgası ile dayanışmayı çoğaltacak, savaşa karşı her zeminde barış talebini ısrarlı bir biçimde yükseltmeye devam edecektir” denildi.
 
KADIN MÜCADELESİNE DESTEK
 
Dünya genelinde açığa çıkan kadın direnişlerinin toplamsal mücadele açısından hem ilham kaynağı olduğu hem de kazanımlara dönüştüğünün altının çizilen bildirgede bu konda şunlkar kaydedildi: “AKP-MHP iktidarının inşa ettiği rejimin dayanağı kadın ve LGBTİ+ karşıtlığıdır. İktidar yükselen kadın mücadelesini, mücadelenin barındırdığı eşitlik, özgürlük ve demokrasi içeriğini kendine karşı en önemli tehdit olarak görmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, gözaltı ve tutuklamalar, çıplak arama ve tüm antidemokratik uygulamalar bu tehditler karşısında sistemin varlığını koruma mücadelesidir. Kurumsallaşan faşizm kadın mücadelesinin tüm kazanımlarını gasp ederek patriyarkal sistemin normlarına göre revize edilmiş ‘güçlü’ bir aile kurumsallığını ve kendi makbul kadınını yaratmayı hedeflemektedir.”
 
‘MÜCADELE YÖNTEMLERİ ZENGİNLEŞECEK’
 
Yine erkek ve devlet şiddetinin mevcut rejimin en inşa edici kodları olduğuna vurgu yapılan bildirgede,  “Kürdistan’daki üniformalı şiddet, cezasızlık politikaları ve erkek adalete karşı ortak mücadelenin önemi bilinmektedir” denildi. 
Boğaziçi direnişinden işçi ve emekçilerin direnişlerine ve ekoloji mücadelelerine katkı sağlayacakları belirtilen bildirgede, “İstanbul ölçeğinde Kanal İstanbul projeleri, kent kimliği ve hakkının rant projelerine kurban edilmesinden başka anlam ifade etmeyen ve yoksul halkı evsiz bırakan kentsel dönüşüm projeleri de birer mücadele gündemi olarak değerlendirilmek durumundadır. İl Kurultayımız, Kanal İstanbul ve kentsel dönüşüm projelerine karşı mücadele yürüten güçleri selamlar, kent ölçeğinde ve yerel birimlerde örgütlenen mücadele platformlarına ekoloji meclisi olarak katılıp kongre fikriyatını daha geniş kesimlere taşımayı ve sömürü sistemine dönük mücadeleyi alan ve yöntem bakımından zenginleştirmeyi esas alır” ifadeleri kullanıldı.
 
TECRİDE KARŞI MÜCADELE
 
Bildirgede, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı mücadele edileceğinin de altı çizildi.
 
“Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a karşı yürürlükte olan tecrit politikası, yaşamın her alanını baskılamayı ve kontrol altına almayı hedef güden kapsamlı bir tecrit politikasının çıkış kaynağı olmaktadır” denilen bildirgede, “Sayın Öcalan şahsında Kürt halkının örgütlü ve politik bilinç sahibi iradesi boğulmaya çalışılırken, Türkiye halkları ve emekçi sınıfına da işsizlik, açlık ve nihayetinde intihara varan çaresizlik dayatılmaktadır. Tecridin bir toplum kırım politikası olması gerçeğinden hareketle İl Kurultayımız, Sayın Öcalan’a karşı uygulanan tecrit politikasını reddedip teşhir etmeyi esas alır. Yaşanan ekonomik krizin faturasının ezilenlerin ve emekçilerin omzuna yığılması nedeniyle derinleşen yoksulluğun, siyasi bağlamları ile beraber, nedenlerini ortadan kaldırma perspektifi ile mücadelesini örgütler” diye belirtildi.
 
SOKAK SOKAK ÖRGÜTLENME DÖNEMİ
 
Bildirgenin devamında sözü edilen bu görev ve sorumluluklarla birlikte 11’inci dönemin toplumsal örgütlülük ve zihniyet devriminin geliştirilmesi açısından büyük bir mücadele dönemi olarak görüldüğü kaydedilerek, “Büyük sömürü sistemleri kadar görkemli direnişlerin ve halk örgütlülüğünün de mekanı olan İstanbul’u meclislerimizle mahalle mahalle sokak sokak örgütleyerek yeni yaşamın serpilip boy verdiği bir kaynağa dönüştürmeyi hedef biliyor; kurultayımızdan aldığımız muazzam güç ve anda devrim perspektifiyle yeni yaşamı örmeye devam edeceğimizi belirtiyoruz” denildi.