‘Efrin saldırısı Saray’ın sonunu getirecek’

img

İSTANBUL - SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Efrin’e saldırıyı “AKP-MHP'nin kurmuş olduğu ittifakı sağlamlaştırmak ve iç siyasetteki sıkışmışlığı aşmak” şeklinde yorumladı. Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu da, “Bu işgal girişimi Saray’ın sonunu getirecek” dedi. 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin’e yönelik başlattığı hava bombardımanı 6’ncı gününde devam ediyor. Bir tepki de siyasi partilerden geldi. Saldırıyı “işgal” olarak yorumlayan Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, saldırının altında Türkiye devletinin Kürt halkına karşı tarihsel düşmanlığının yattığını ifade etti. Saldırının aynı zamanda AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını kalıcı hale getirmenin bir parçası olduğunu söyleyen Piroğlu, “Aslında saraya destek veren CHP ve diğer partiler kendi sonlarını hazırlıyorlar. Buradan çıkacak sonuç, Türkiye halkına hiçbir zaman hayırlı olmayacaktır. Bu savaş Türkiye halklarının savaşı değildir. Bu savaş, Türk ve Kürt halklarını daha da düşmanlaştıracak ve bütün Türkiye'ye ağır faturalar ödetecek bir savaştır" dedi.
 
Piroğlu, "Biz biliyoruz ki, Kobanê'de direnmesini bilenler Efrin'de de direneceklerdir. Bu işgal girişimi Saray’ın sonunu getirecek, halkların ortak mücadelesine dönüşebilecektir. Efrin'de ezilen halkların zaferi, Saray’ın yenilgisi olacaktır" diye konuştu. 
 
'AKP TEKÇİ ZİHNİYETİ DERİNLEŞTİRİYOR'
 
İktidar ve ittifak ettiği güçlerin Türkiye'de, bölgede ve dış politikada toplumsal çatışmayı derinleştiren, kutuplaştıran, bir siyaset izlediğini belirten Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP) Eşsözcüsü Naci Sönmez de, bunu da savaş eksenli bir politikayla yürüttüklerini belirtti. Sönmez, "Bizler öteden beri bir arada yaşamı savunan ve halklar arasında oluşmuş olan mesafeyi kapatacak barış ve kardeşlik projesi üzerinden düşünce belirtiyoruz. AKP, Kürt halkının bir arada yaşamasını ve bölgede demokratik geleceğini kurma iradesini kendisine karşı tehdit unsuru olarak görüyor. Bunu da iç kamuoyunu oluşturup, dış kamuoyunda da gerekli hazırlıkları yaparak; esasen kendi içerisindeki tekçi zihniyeti derinleştirme siyaseti yürütmektedir" şeklinde konuştu. 
 
‘TÜRKİYE’NİN İÇ BARIŞINA TEHDİT’ 
 
“Türkiye devleti ve emperyal güçler, yüzyıl sonra yeniden haritaların çizildiği bir dönemde, demokratik bir Ortadoğu geleceğinden uzak bir politika peşindedirler” diyen Sönmez, Efrin’e yönelik saldırının da bir geleceğinin olmadığını kaydetti. Saldırının Türkiye'nin iç barışını da tehdit ettiğini belirten Sönmez, “Dış politikada zaten yeteri kadar komşularımızla, halklarla karşı karşıya gelmiş durumdayız. Doğal olarak bu çatışmayı derinleştiren Türkiye'nin iç çatışma ortamında da gelecek açısından kaygılanmamız gereken yanlış bir adımdır. Bu adımı reddediyoruz ve savaş karşısında durmaya, barışı savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 
 
‘SALDIRI ROJAVA KAZANIMINADIR’
 
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise, Kürt halkının DAİŞ’e karşı vermiş olduğu mücadele sonucunda bir Rojava gerçekliğinin oluştuğunu ve Türkiye devletinin  de buna saldırdığını ifade eden Hatimoğulları, “Özellikle Suriye savaşında sonlara gelinirken Rojava'nın bir statü kazanmasının engellenmesi için Türkiye uzun bir süredir çaba harcıyor. Türkiye'nin Efrin'e girişi de Rojava'da, Kürtlerin statü kazanmasına karşı yapılmış da diyebiliriz. Türkiye sınır boyunca mevcudiyetini korumasını istiyor. Savaş başladığından beri tampon bölge oluşturmak istedi. Efrin operasyonuyla hedef, kırsal kesimde yine güvenlikli bir bölge oluşturmaktır. Güvenli değil, güvenlikli bölge amaçlarının olduğunu iktidar da izah ediyor" dedi. 
 
'AMAÇ İÇ SİYASETTEKİ SIKIŞMIŞLIK’
 
İktidarın, Türkiye'de yaşayan ve kendisinin örgütlediği Suriyeli mültecileri Efrin'e taşıyarak yeni yerleşim bölgeleri kurma fikrinin ağır bastığını da vurgulayan Hatimoğulları, oluşturacakları tampon bölgeyle de bunu hedeflediğini söyledi. Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Türkiye'nin tampon bölgeyi oluşturmasındaki amacını, İsrail'in Filistin'de oluşturduğu bölgelere benzetebiliriz. Efrin'in kırsal kesimlerinde ilk denemeyi yapmak istiyor. Türkiye, Efrin'e yaptığı askeri operasyondan çok, bu operasyonun Türkiye'deki ana akım medya tarafından yansımasına önem veriyor. Bunun nedeni de AKP-MHP'nin kurmuş olduğu ittifakı daha sağlamlaştırmak ve iç siyasetteki sıkışmışlığı aşmaktır. Nitekim bu işgali, iç siyasetteki sıkışmışlığı açma yöntemi olarak da görebiliriz.”