Başaran'dan Adalet Bakanı'na: Tecrit tanımınız nedir?

img
ANKARA - HDP'li Ayşe Acar Başaran, tecride ilişkin Adalet Bakanı’na “İmralı ve Türkiye’deki diğer cezaevlerinde yaşananlar tecrit ve izolasyon değilse sizin tecrit ve izolasyon tanımınız nedir?” sorusunu yöneltti.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi Meclis gündemine taşıdı. Başaran, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Türkiye cezaevlerinde tecrit ve hak ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çekti.
 
Önergede, “Mahpusların iletişim hakları kısıtlanmakta, hastane sevklerinde birçok sorun yaşanmakta, çıplak arama ve daha birçok işkence yaşanmaktadır. Tahliyeler keyfi bir şekilde bekletilmekte, tahliyelerin değerlendirilmesi için kurulması gereken kurullar pandemi bahanesiyle kurulmamaktadır. Adalet Bakanlığı Türkiye cezaevlerinde tecrit ve izolasyonun yaşanmadığını ifade etmesine rağmen Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), 2019 yılında İmralı Cezaevi’ne yaptığı ziyarete ilişkin yayınladığı raporda ‘cezaevinde 2016’dan bu yana iyileşme olmadığı’ belirtilmiş, cezaevi sisteminin ‘tamamen gözden geçirilmesi’ gerektiği vurgulanmıştır” ifadelerine yer verildi.  
 
'HUKUK YOLLARI KAPATILMIŞTIR'
 
İmralı’da uygulanan tecride dikkat çekilen önergede 2019 yılında devam eden açlık grevleri ardından Öcalan ile görüşme önündeki kısıtlamaların kaldırılacağı sözünün verildiği hatırlatıldı. Tecridin aynı şiddetle devam ettiğinin kaydedildiği önergede, şu ifadeler yer aldı: “İmralı ile başlayan bu tecrit sistemine Türkiye genelindeki başka cezaevlerinde de devam edilmiş, bununla ilgili itirazlar cevapsız bırakılmış ve iç hukuk yolları adeta kapatılmıştır.
 
İmralı cezaevi başta olmak üzere, Türkiye genelinde cezaevlerinde süren tecrit koşullarının bir örneği olarak Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne dair 8 Temmuz 2019’da verdiğimiz önergede sorulması üzerine 8 Aralık 2020’de, yani soruların sorulduğu tarihten tam 1 yıl 5 ay sonra Adalet Bakanlığı’ndan tarafımıza ulaşan cevapta ‘Gerek yüksek güvenlikli kurumlarda gerekse diğer kapalı ceza infaz kurumlarında tecrit ve izolasyon şeklinde bir uygulama bulunmamaktadır’ ifadesi kullanılmıştır.”
 
Başaran, Bakan Gül’e şu soruları yöneltti:  
 
“* İmralı’da ve Türkiye’deki diğer cezaevlerinde yaşananlar tecrit ve izolasyon değilse sizin tecrit ve izolasyon tanımınız nedir?
 
* Abdullah Öcalan başta olmak üzere mahpusların aileleriyle ve avukatları ile görüştürülmemesi tecrit değil midir?
 
* CPT raporlarında ‘tamamen gözden geçirilmesi gerektiği’ ibaresiyle yer almasına rağmen İmralı tecrit sistemi neden ısrarla sürdürülmektedir?
 
* Bu konuya dair Bakanlığınıza verdiğimiz önergemiz neden 1 yıl 5 ay bekletildikten sonra cevaplanmıştır? Bekletilme gerekçesi nedir?
 
* Farklı cezaevlerinde kalan mahpuslardan gelen şikayetlerin bu kadar benzeşmesi tesadüf müdür?
 
* Cezaevlerinde kalan siyasi tutsaklar neden mahpus haklarından faydalanamıyor? Şimdiye kadar çıplak aramaya maruz bırakılma sebebiyle Bakanlığınıza kaç şikayet başvurusu yapılmıştır?
 
* Pandemi döneminde dahi hasta siyasi tutsakları serbest bırakmamanızın sebebi nedir?
 
* Cezaevlerinde yaşanan tecrit ve hak ihlallerine karşı başlatılan ve 67'nci gününde olan açlık grevlerine ne zamana kadar sessiz kalacaksınız?”