Günay: Halkın bütçesini savunmaya devam edeceğiz

img

ANKARA – Bütçe görüşmelerinde konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, 2021 yılının emekçiler, işsizler ve yoksullar açısından zor bir yıl olacağını belirterek, “Tüm vatandaşların temel ihtiyaçlarını güvence altına alan ve emekten yana bir bütçe yapabiliriz. Bir kez daha halkın bütçesini öneriyoruz, bu bütçeyi savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay, Meclis Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçesi üzerine konuştu. Günay, bütçe görüşmelerinin pandemi koşullarında gerçekleştiğini belirterek, “Bilindiği üzere salgının varlık ve yokluk ekseninde süren etkisi, ekonomiden sosyal yaşama, eğitimden adalete dek ciddi etkileri oldu. Pandemi ile mücadelede halkın sağlığını gözeten, yaşamlarına devam etmelerini sağlayacak politikalar yerine, onlara İBAN göndererek çözüm arayan ve halk sağlığı yerine sermayenin sağlığını düşünerek tüm veriler saklayan bir iktidarla ile karşı karşıya kaldık” dedi.

‘RANT BÜTÇESİ’

İktidarın yaşadığı krizlere yeni krizler eklediğini vurgulayan Günay, 2021 yılı bütçesinin bir önceki yılın bütçesi olduğu ve bunu yeni bütçe olarak Meclis’e sunulduğunu dile getirdi. Günay, “Sunulan bütçeden de görüldüğü üzere bütçe hakkı gasp edilmiş, sadece Saray’ın hakkına dem vurulmuştur. Halktan değil Saray'dan, savaştan ve yandaştan yana kullanılan, hepimize değil, yüzde 1’e çalışan bir bütçe ile karşı karşıyayız. Bu haliyle Saray’ın bütçesi; emek sömürüsünün, gelir adaletsizliğinin, bölgesel eşitsizliğin, doğa katliamının, cinsiyet ayrımcılığının bütçesidir. Saray’ın bütçesi; israfın, yolsuzluğun, talanın, rantın bütçesidir. Halkın bütçesi değildir” şeklinde konuştu.

 ‘YOKSULLUĞU DERİNLEŞTİRDİNİZ’

Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkeyi Lüks, israf ve yolsuzlukta boğdunuz. Diyanet'in 2020 takvimi için 9 milyon TL harcadığı basına yansımıştır. Bu rakam, yaklaşık olarak, 3 bin 870 asgari ücretlinin bir aylık maaşına, Cumhurbaşkanın 7 aylık maaşının 15 katına denk gelmektedir. 2021 yılı için ise takvime harcanacak miktar 10,5 milyon TL olarak belirlendi. Talan ve gasptan ibaret kayyım rejiminin sadece Mardin’de yaptığı yolsuzluğun Türkiye tarihinde eşi benzeri yoktur. Yoksulluğu derinleştirdiniz. En yüksek işsizlik oranları da bölge kentlerinde olup ortalama yüzde 20-30 civarındadır. Kadınlarda bu oran yüzde 43’e kadar yükselmektedir.”

‘HALKIN BÜTÇESİNİ ÖNERİYORUZ’

2021 yılının emekçiler, işsizler ve yoksullar açısından zor bir yıl olacağını dile getiren Günay, “2021 yılı bütçe tercihlerini değiştirerek; tüm vatandaşların temel ihtiyaçlarını güvence altına alan, gelir adaletsizliğini ve bölgesel eşitsizliği azaltan, doğayı koruyan, halk sağlığını önceleyen, cinsiyet eşitlikçi, barıştan ve emekten yana bir bütçe yapabiliriz. Bu nedenle, buradan bir kez daha Halkın Bütçesini öneriyoruz, bu bütçeyi savunmaya devam edeceğiz” dedi.

 ‘AYM SARAYIN HUKUKU KOMİSYONUNA DÖNÜŞTÜ’

Günay, Anayasa Mahkemesi’nin sarayın hukuk komisyonuna dönüştüğünü vurgulayarak, “Anayasa Mahkemesi tek adam rejiminin çizdiği sınırların dışına çıkmaktan itinayla kaçınmakta ama bu haliyle bile zaman zaman iktidara yaranamamaktadır. Türkiye’deki hukuk devletinin garantisi konumunda olan, demokrasinin garantörü olması gereken Anayasa Mahkemesi, verdiği kararlarla en başta kendisini hiçe saymış ve görevini yerine getirmemiştir. Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş için tutukluluk süresinin makul olmaması nedeniyle yapılan başvuruda ihlal kararı veren AYM; AİHM’in Demirtaş’ın uzun tutukluluğunun hukuki değil siyasi olduğu dolayısıyla da serbest bırakılması gerektiği yönünde verdiği karara rağmen, başka dosya gerekçesiyle 20 Eylül 2019’dan itibaren tekrar tutuklanmasını değerlendirmeye almayarak hukuki değil siyasi karara imza attığını bir kez daha göstermiştir” diye konuştu.

ÖCALAN ÜZERİNDEKİ TECRİT

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve tecridin kaldırılması için cezaevlerinde başlayan açlık grevlerine de değinen Günay, “Tecrit politikalarının en ağırı, İmralı cezaevinde uygulanmaktadır. Hiçbir evrensel hukuk normunda karşılığı bulunmayan keyfi ve gayri insani uygulamalarla özel bir politikanın yürütüldüğü İmralı sisteminde ağır tecrit koşullarında bulunan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş aile ve avukat görüşmeleri yaptırılmamaktadır. Ve hükümet bu politikaya hiçbir hukuki gerekçe bulamadığı halde bir devlet politikası olarak devam etmektedir ki yetkililerin hiçbir engel yok demesine rağmen bu engellemeler uygulanıyor.  Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit uygulamasına son verilmesi ve hâlihazırda cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin pandemi sürecinde daha da katmerlenmesine tepki göstermek amacıyla cezaevlerinde başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevleri bugün 12’inci gününde. Bugün İmralı’da uygulanan mutlak tecrit halinin istisna hali olmaktan çıkıp tüm Türkiye’ye uygulandığını hep birlikte görüyoruz. Bu nedenle ilk yapılması gereken İmralı tecridinin önkoşulsuz kaldırılması ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine bir an önce son verilmesidir” ifadelerini kullandı.