Gürkan: İktidar kurumların yardım taleplerini reddediyor

img
İZMİR - Deprem sahasında yaptığı incelemelerini aktaran EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, sorunların çözümü için kurumlar tarafından gelen taleplerin iktidar tarafından reddedildiğini söyledi. 
 
İzmir açıklarında meydana gelen depremin ardından yerel yönetimler, meslek örgütleri, sendikalar ve çadırda kalan depremzedelerle görüşen Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Eğitim Der (Eğit-Der) Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısıyla izlenimlerini aktardı. Gürkan, depremzedeler için parti olarak ilk andan itibaren kurumlarla koordineli çalışma yürüttüklerini söyledi. 
 
Çadır kentlerde gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılandığını ancak gelen yardımların ihtiyaç sahiplerine dağıtılması noktasında bir koordinasyonsuzluğun söz konusu olduğunu belirten Gürkan, iktidarın pandemi döneminde olduğu gibi deprem sürecinde de TMMOB, Tabip Odası, barolar, sendika şubeleri gibi mesleki birikim ve deneyimlere sahip kurumların yardım etme taleplerini reddettiğini aktardı. İnşaat Mühendisleri Odası'nın (İMO) hasar tespitinde ortak çalışma önerisinin de reddedildiğini dile getiren Gürkan, "Yine partizanca tutum yerel yönetimleri bu süreci koordine ve idare etmesinde, yurttaşların ihtiyaçlarının karşılanması noktasında da yerel yönetimin dikkate alınmaması yok sayılması tutumu hala devam etmektedir” dedi. 
 
TÜKENMİŞLİK SENDROMU
 
Depreminin yarattığı sorunların çözümü için belediyeler, meslek örgütleri, sendikalar ve merkezi iktidara bağlı yerel bürokratik kurumların koordineli şekilde çalışmasının önemine değinen Gürkan, bunun iktidarın sorumluğunda olduğunu kaydetti. Fabrikalar ve sanayi havzalarında pandemi nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını söyleyen Gürkan, iş yerlerinde depremin yarattığı hasar tespitlerinin yapılmadan işçilerin çalıştırıldığını belirtti. Pandemi nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşayan sağlık emekçilerinin, deprem nedeniyle yaşadıkları bu sendromu ileri bir düzeyde olduğunu dile getiren Gürkan, “Sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürmesi gerektiğini biliyoruz ama bu mevcut sağlık emekçilerini daha fazla çalıştırarak çözülecek bir durum değil. KHK ile ihraç edilen sağlık emekçilerin atamalarının yapılması, sadece KHK’lı değil aynı zamanda açıktan atamalarla sağlık hizmetlerinin personel açığının giderilmesi acil bir sorun olarak karşımızda durmakta” diye konuştu.
 
RANT POLİTİKALARI SÜRÜYOR
 
Çadır kentlerde hijyene ayrıca özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Gürkan, “Banyo, çamaşırhane gibi özel donanımlı tedbirlerin alınması gerekmekte. Resmi rakamlara göre 200’ün üzerinde ağır hasarlı bina var. Sanıyoruz ki 15-20 bine yakın yurttaş barınma sorunuyla karşı karşıya. Güvenli, sağlıklı bir şekilde yurttaşların barınacağı tedbirlerin alınması önemine vurgu yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu. 
 
Konunun uzmanlarının uyarılarına rağmen rantçı kent politikalarının sürdüğünü söyleyen Gürkan, bunun geçmişten bugüne iktidarların tercih ettiği politik bir tutum olduğunu belirtti. “Depremde bu kadar yıkıcı sonuçlar yaşanmışken, Kanal İstanbul, çarpık kentleşme, gökdelenlerin dikilmesi politikalarında ısrar etmenin anlaşılır bir tarafı yoktur” diyen Gürkan, yaşananların tamamının kentin yağma düzeniyle idare edilmesinin sonuçları olduğunu kaydetti. 
 
GÜVENLİ YAŞAM HAKKI
 
Bilimsel çalışmalarla doğal afetlerde yaşanacak can ve mal kayıplarının önlenebileceğini vurgulayan Gürkan, “Doğal afetler sonucunda yaşanan can kayıplarını kader diye nitelememiz söz konusu değil, bu cinayettir. Bu cinayette bakanlık ve merkezi iktidarın sorumluluk payı vardır. Güvenli bir memlekette yaşamak, her yurttaşın hakkıdır. Bu acıları yaşamamanın bir tek yolu vardır, birlikte mücadele, mücadelede kararlılık. Politik görüşümüz, dinsel görüşümüz, etnik kimliğimiz ne olursa olsun, yaşadığımız ekonomik sosyal koşullar ortaktır. Bizi birleştiren koşullar bu koşullardır" dedi.