‘Erdoğan’ın en rahat yeneceği rakip Abdullah Gül olur’

img

ANKARA - AKP eski Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal, yılın ilk günlerinde startı verilen Gül-Erdoğan çekişmesinin temelinde, Erdoğan'ın Gül’ü karşısında rakip olarak görmesinin yattığını belirterek, “Çünkü Tayyip beyin karşısında en rahat yarış çıkaracağı rakip, edilgen, iddiasız Abdullah Gül olur” dedi. 

AKP Hükümeti, 2017’nin son günlerinde çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bazı kesimlere getirilen “cezasızlık” düzenlemesine ilişkin toplumun geniş kesimlerinde gelen tepki üzerine 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama Erdoğan ve AKP’den eleştiri aldı. AKP cephesinde Gül’e yönelik hakaretlere varan açıklamalar, Gül-Erdoğan ayrışmasına yönelik tartışmaları da yeniden alevlendirdi. İktidara yakınlığıyla bilinen Abdulkadir Selvi, bunun 2019 seçimlerine yönelik olduğunu yazdı ve günlerdir konuyu gündemde tutuyor. 
 
BU BİLİNÇLİ BİR TARTIŞMA
 
Konunun buraya varmasında AKP’nin bilinçli ve planlı bir girişimi olarak yorumlayan bazı çevreler, Gül’ün Erdoğan’a karşı aday yapılmaya çalışıldığını ileri sürüyor. Bu yönlü değerlendirmelere göre, Erdoğan bununla hem muhalefete yön vermek ve kendi rakibini kendisi belirlemek istiyor. Erdoğan, hem de muhalefetti, “bizim içimizden aday çıkmaz en iyisi muhalefeti de AKP içinden birinin öncülüğünde yapmak” noktasına yönlendirmek istiyor. Bu konuda sık sık Erbakan’a karşı Erdoğan ve ekibinin “alternatif olarak çıkarılması ve muhalefetin de buna destek vermesi” örnek olarak gösteriliyor. 
 
MUHALEFET KENDİ GÜCÜNE GÜVENSİN 
 
Bu yönlü değerlendirmeler sadece muhalefet kanadından ve “Muhalefet kendi öz gücüne güvenmeli ve alternatifini kendi içinde belirlemeli” diyen kesimlerden gelmiyor. Daha önce AKP içerisinde siyaset yapmış olan bazı isimlerde böyle düşünüyor. AKP eski Milletvekili ve MAZLUMDER eski Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Gül-Erdoğan görüşmesini bu kapsamda değerlendirenlerden. Ünsal öncelikle Gül’ün itirazının sadece “sivillere cezasızlık getiren madde” ile ilgili olduğunu hatırlatarak, “Gül, daha sonra yaptığı değerlendirmede KHK’leri savunuyorum, savundum, ben oradaki ifadeye itiraz ettim diyor. Bu yaklaşımın kendisi son derece sorunlu” dedi. 
 
MİLLİ İRADE BAY-PAS EDİLDİ O BİR MADDE İLE İLGİLENİYOR!
 
Ünsal, özellikle yayınlanan son KHK’lerde itiraz edilecek tek maddenin “sivillere cezasızlık getiren madde” olmadığının altını çizerek, “Birçok sakıncalı düzenleme var o KHK’lerde. Ayrıca, 15 Temmuz sonrası AK Parti iktidarı ya da Saray, Meclisi bay-pas ederek ve yasama organını ciddi bir aksesuara dönüştürerek KHK ile devlet yönetme pratiği ortaya koyuyor. İki konu var. Birincisi KHK’ların darbe baş etmek üzere çıkarılması gerekiyor KHK’lerin bira y içinde meclise sevk edilmesi gerekiyor. Bu iki şart da KHK’lerin önemli bir kısmında uygulanmıyor” diye konuştu.
 
TOPLUMSAL MEŞRUİYET ELDE EDEMEZ
 
Özellikle KHK’lerin sadece darbe ile baş etmek için çıkarılmadığını hayatın her alanının bu KHK ile düzenlendiğini hatırlatan ve “Rektör atamaları, kış lastiği, beldelerin ilçe yapılması, yüksek yargı organlarının üyelerinin ve idaresi yapısının değiştirilmesi gibi birçok konu darbe ile alakası olmamasına rağmen KHK ile düzenleniyor”  diyen Ünsal, “Gül’ün dikkat etmesi ve karşı çıkması gereken şey, yargı muafiyetinin yanı sıra, meclisin KHK bay-pas edilmiş olmasıdır…. Milli irade tamamıyla saray tarafından bay-pas edilmiş oluyor. KHK’yi savunduğu belirten Gül’ün bir muğlak ifadeye dayanarak toplumsal meşruiyet inşa edeceğini düşünmesi onun adına büyük bir yanılgı olacaktır diye düşünüyorum” dedi.  
 
ERDOĞAN’IN KARŞISINDA GÜL’Ü İSTER!
 
Bu tutumdan “Gül öncülüğünde bir muhalefet” çıkmayacağının altını çizen Ünsal, şöyle devam etti: “AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı Anayasayı bile değiştirmeye yeterli. İstedikleri yasayı çıkartabilecek bir çoğunluk olmasına milli iradeyi tatile çıkaran, kapısına kilit vuran, bir adamın iki dudağı arasında çıkan KHK’lerle buyruklarla, fermanlarla yönetilmesine itiraz etmeyen Gül’ün sadece bir maddeye itiraz etmesi ona demokratik meşruiyet verebilir mi?” “Gül’ün alan açmak istediği çok açık ama bunun için öncelikle meclisin kapısına kilit vurun KHK düzenine itiraz etmesi gerekiyor” ifadelerinde bulunan Ünsal, AKP ve Erdoğan’ın bu tartışmayı ısrarla kaşımasının ve gündemde tutmasının “Gül’ü rakip olarak görmesinden” kaynaklandığını söyledi. 
 
Ünsal, şöyle devam etti: “Çok mümkündür. Bence de Tayyip bey karşısında en rahat yarış çıkaracağı rakip Gül’dür. Baştan aşağı tutarsızlıklarla dolu, edilgen, iddiasız bir aday olacak olan Gül, Erdoğan’ın tercih edebileceği bir adaydır.” 
 
HAYIR CEPHESİNİN İŞİ ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL
 
Ünsal, ara ara umudu Gül’e bağlayan muhalefet tutumunu da eleştirdi ve şunları söyledi: “Hayır cephesinin sosyal tabanın hassasiyetlerine dikkat edecek bir aday çıkması lazım. Hem İyi Parti hem HDP hem CHP hem de Saadet partisinin, üstelik aşırı güç biriktirdiğinden dolayı Erdoğan’dan korkan AKP’lilerin rahatlıkla oy verebileceği bir aday elbette zor. Buradan bir Ekmeleddin çıkmaz umarım. Devleti bilen, ekonomiyi bilen siyaseti bilen biri olacak ki başkanlık koltuğunda oturduğunda başbakanlık da yapabilsin. Hayır cephesinin işi zor ama imkansız değil. Umutsuz olmamak lazım.” 
 
ASIL MESELE SANDIK GÜVENLİĞİ
 
Ünsal, 2019 seçimlerine yönelik tek tartışma ve kaygının ortaya çıkacak aday olmadığını aksine bundan daha önemli olan meselenin seçim güvenliği olduğunu sözlerine ekleyerek, 16 Nisan’da yaşanan tartışmalara ve şaibelere dikkat çekti. Ünsal, “Kuşku duyma konusunda yeterince hak sahibiyiz. Hem YSK’nin skandal kararları hendek ve barikatlardan dolayı başka şehirlere taşınmış olanların oylarına sahip çıkmak, daha taşrada kaymakam, jandarma baskısı ve kayyım baskısı ile oyların ne olacağı konusunda kuşku duymaya hakkımız var. Sandıklara sahip çıkılmazsa hiç bir şekilde seçim sonuçları değişmez” diye konuştu. 
 
MA / Kenan Kırkaya