Aydeniz: Yürüyüş amacına ulaştı

img

DİYARBAKIR – DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, 6 gün süren “Demokrasi yürüyüşü” için, “Yürüyüşü yaptığımız sokaklardan ziyaret ettiğimiz sivil toplumsal örgütlere kadar şunu gördük, bu yürüyüş amacına ulaşmıştır” dedi.

 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Hakkari ve Edirne’den Ankara’ya başlattığı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” 6’ncı gününde. Hakkari kolu, Van, Batman, Diyarbakır,  Urfa, Antep ve Adana’da halkla buluşarak Ankara’ya vardı. Heyet, Meclis bahçesinde saat 17.00’de açıklama yapacak.
 
‘HALKTAKİ UMUDU GÖRDÜK’
 
Heyette yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, 6 günlük yürüyüşlerini değerlendirdi. Yürüyüşün amacını, “Türkiye’de oluşturulmak istenen faşizan sistemin kuramsallaşmasına karşı bir mücadele hattı oluşturmak” olarak açıklayan Aydeniz, her kentte halkla buluşmalarının engellemeye çalışıldığını belirterek, “Halktaki umudu gördük” diyerek iktidarın amacına ulaşamayacağını söyledi. 
 
‘FAŞİZMİN KURUMSALLAŞMASINA KARŞI MÜCADELE’
 
Son 5 yıldır “siyasi darbe mekaniğinin” yürürlükte olduğunu vurgulayan Aydeniz, “HDP Türkiye’de oluşturulmak istenen faşizan sistemin kuramsallaşmasına karşı bir mücadele hattı oluşturdu. 1 Haziran’da yayınladığımız tutum belgemizle tüm demokratik kesimlerine çağrımız oldu. Birlikte bu faşizme karşı durabileceğimizi söyledik. Bu inançla yola koyulduk” dedi.
 
‘DEMOKRATİKLEŞMEYİ SAĞLAYACAK’
 
Yürüyüşün başlangıç yeri olan Hakkari’de halkta büyük bir umudun oluştuğunu ifade den Aydeniz, geçtikleri tüm kentlerin polis ablukasına alındığını hatırlattı. Hakkari’nin tüm noktalarına asker ve polis konumlandırıldığını belirten Aydeniz, “Halkın bize ulaşmaması için her tepeye, dağa ve binaya asker ve polis indirilmişti. Ellerinden gelen her şeyi yapmıştılar. Bu yürüyüş Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak bir yürüyüş, ancak karşımızda faşizmin kurumsallaşmasını isteyen bir sistem var. Ablukalar, faşist rejimin demokrasiden ne kadar korktuğunu gösterdi. Dolayısıyla darbe mekaniğiyle sürekli korku yaratılarak, algı oluşturularak ve korku rejimi inşa edilerek, tekçi bir zihniyeti yasallaştırmaya çalışan bir sisteme karşı, ‘HDP’nin bu çıkışı engellenmelidir ‘üzerinden devletin tüm güç aygıtları Hakkari’yi ablukaya aldı” diye belirtti.
 
Yaratılmak istenen korkunun kırıldığını dile getiren Aydeniz, “Hakkâri il binası önünden araçlarımıza binip Van’a doğru hareket ettiğimizde, geçtiğimiz her santimde insanlar sokakta, balkonda, tarlada, iş yerlerinde bize selam verdiğini ve yüzlerindeki o coşkuyu gördük. İnsanlar yaratılan baskıyı kırdıklarının ışığını gösterdiler. Bir taraftan bu baskı zulüm, bir taraftan oluşturulmak istenen tekçi zihniyet ama bir taraftan da HDP’ni başlatmış olduğu bu yürüyüşte, var olan korkunun kırıldığını biz Hakkari’de gördük. Sonrasında yol güzergâhında askeri araçlarla konvoy arasına kadar sirayet ettiklerini gördük ve bu aslında ne kadar korktuklarını bir görüntüsüydü” dedi.
 
‘YÜRÜYÜŞ AMACINA ULAŞTI’
 
Yürüyüşün engellenmek istenmesindeki amacın, “toplumda yaratmış oldukları korkunun kırılması” olduğunu ifade eden Aydeniz, “Amaçlarına ulaşamadıkların görüyoruz. Ne yaptılarsa halkla buluşmamızı engelleyemediler. Hakkari, Van, Bitlis, Tatvan, her sokaktan, balkonlardan, pencerelerden insanlar bize ulaştı. Halkla göz göze geldik. Halkta oluşan umudu gördük. Dolayısıyla bu tekçi zihniyet hedefine ulaşamadı. Bu yürüyüşte Türkiye halklarının barışa adalete susamışlığının mesajını aldık. Biz bütün herkesten, kadınlardan, gençlerden tüm halkta bunu gördük. Bugün iktidar, oluşturduğu baskının bir sıkışmışlık yarattığını ve bu yaratılan sıkışmışlığın bir patlama noktasında olduğunu fark etti. İstedikleri kadar baskı uygulasınlar, zor aygıtını kullansınlar buna rağmen bizim halkla olan bağımızı koparamayacaklar. Biz yürüyüşü yaptığımız sokaklardan ziyaret ettiğimiz sivil toplumsal örgütlerine kadar şunu gördük, bu yürüyüş amacına ulaşmıştır” diye konuştu.
 
‘TOPYEKÜN MÜCADELE’
 
AKP-MHP iktidarının Kürt kazanımlarının olduğu her yere saldırdığına dikkati çeken Aydeniz, “Kürtlere saldırı sınır tanımıyor. Bu hükümet aslında hegemonik ülkelerin desteğini alarak nerede bir Kürt kazanımı varsa oraya saldırıyor. Bugün Rojavaya, Başura, Bakura saldırıyor, iradeye saldırıyor, sivil alan olan Mahmur ve Şengal’e saldırıyor.  Dolayısıyla Kürtlere saldırı sınır tanımıyor. Topyekûn saldırıya karşı topyekûn bir mücadele hattı oluşturmak gerekiyor. HDP ve bileşenlerinin başlatmış olduğu bu yürüyüş, bu hattı oluşturmaya yöneliktir. DBP olarak da söylüyoruz, Kürtlerin bu saldırılar karşısında kendi ulusal birliklerini sağlamaları elzemdir. Geç kalınmış bir karardır. Eğer Kürtler bugün birliklerini oluşturmasalar bin bir emekle elde ettikleri kazanımlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler” uyarısında bulundu.
 
ULUSAL BİRLİK
 
Kürt kazanımlarına yönelik saldırılara karşı, Kürt ulusal birliğinin oluşturulması gerektiğini dile getiren Aydeniz, şunları söyledi: “Güney Kürdistan’da, Türkiye’nin onlarca askeri üssünün olmasının, Türkiye’nin Afrin’e, Serekaniye’ye saldırması ve Türkleştirme politikalarının sebebi ulusal birlik konusunda yaşanan çelişkilerdir. Oysa bu saldırıların tamamı Kürtlerin kazanımlarına yöneliktir. Dolayısıyla topyekûn saldırıya karşı topyekûn mücadelenin en önemli ayağı, Kürt ulusal birliğini oluşturmaktır. Rojava’da oluşturulan ittifak bu anlamda önemlidir. Yine Kuzey Kürdistan’da ittifak çalışmamız var. Kürtlere yönelik saldırılar, aslında Kürtler arasındaki çelişkilerden yararlanılarak yapılan saldırılardır. Dolayısıyla Kürtler kendi içinde ne kadar sorun yaşarsa yaşasınlar, kendi içlerinde farklı farklı ideolojilere sahip olursa olsunlar, asıl ortaklaşması gereken nokta ulusal ittifak olması gerekiyor. Yine bu kazanımları büyütmek ve kalıcı hale getirmelerinin tek yolu, ulusal birliklerini oluşturmaktır.”
 
MA / Arjin Dilek Öncel – Cahit Özbek