Arslan: Kazanmanın yolu ulusal birlikten geçer 2017-12-24 17:43:47   İSTANBUL - DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, bölge devletlerinin Kütlere yönelik mantık ve anlayışları değişmediği için kaosun hala devam ettiğini belirterek, "Bir yüzyıl daha statüsüz yaşanmayacaktır. Eğer 21’inci yüzyılda Kürtler kazanacaksa bunun yolu Kürt ulusal birliğinden geçer" dedi.    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl Örgütü, 1. Olağan Kongresi'ni Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bağcılar İlçe Örgütü Konferans Salonu'nda gerçekleştirdi. Kongre salonuna, “Aydınlanan toplum ile özgür geleceğe” pankartının yanı sıra PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tutuklu DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in fotoğrafları asıldı. Kongreye, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Halkaların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İl Başkanı Pınar Türk, HDP PM üyeleri, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu temsilcileri, EMEP İstanbul İl Örgütü, DİSK ve KESK üyelerinin yanı sıra Barış Anneleri Meclisi ile çok sayıda kişi katıldı. Divan üyelerinin seçilmesi ardından kongre, yapılan saygı duruşuyla başladı.      Kongrede konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, OHAL’i aşan sıkıyönetim koşullarında demokratik siyaset yapmanın kolay olmadığını belirtti. Arslan, “Türkiye’de demokrasi hayata geçirilmediği için anti demokratik ortamlarda mücadele etmeye çalışıyoruz. AKP faşizmi demokratik siyaset alanını her ne kadar ortadan kaldırmaya çalışırsa çalışsın bizim bu topraklarda özgürce yaşayabilmek için her zaman sözümüz olacak ve o sözümüzü de sürdüreceğiz” dedi.    ‘TOPLUMSAL DEĞERLERE FAŞİSTÇE SALDIRIYORLAR’    “Nasıl ki Öcalan AKP’nin faşizmine direniyorsa Kürde ve dostlarına da direnmekten başka yol yok” diyen Arslan, şöyle devam etti: “AKP’nin Kürtlerle mücadele adına yürüttüğü anti demokratik uygulamalar nedeniyle adeta Türkiye’nin çivisi çıkmıştır. Sırf Kürtler kendi kendini yönetmesin, Kürtler başarılı olmasın diye adeta ülke ateş topuna çevrilmiştir. Ve bugün geldiğimiz noktada sözde ülkenin bekasını korumak, milletin bütünlüğünü sağlamak adına ne ülke ne de millet diye bir şey bırakmadılar. Toplumsal değerlere faşistçe saldırılmakta adeta ülkede toplumsal anlamda hiçbir değer ve kültür güvence altında değil. Ama bu gidişat AKP’nin gücünden değil tam da halkların yürütmüş olduğu mücadele karşısındaki acizliğinden kaynağını alıyor.”     ‘MEHMET TUNÇLARLA GURU DUYUYORUZ’    Bugün yine bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile gözlerini açtıklarını söyleyen Arslan, “Yine birçok kamu emekçisi ihraç ediliyor. Cezaevlerinde yargı zoruyla esir alınan siyasetçilerimize ya da tutuklananlara tek tip elbise dayatması yasal bir zemine oturtulmaya çalışılıyor.  Bununla Kürtleri ve farklı sözü olan insanları teslim alacaklarını zannediyorlar. Ama yarattıkları bu kaosta kendilerinin boğulacağını burada bir kez daha söylüyoruz. Çünkü hiçbir toplum baskı ve zorla teslim alınamaz. Cumhuriyet tarihine baktığımızda baskı ve katliamların sonuç alamadığını görmekteyiz” diye konuştu.    İlan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde yüzlerce Kürt’ün diri diri yakıldığını ve kadınların bedenlerinin teşhir edildiğini kaydeden Arslan, “Ama Kürt, yine de AKP’nin bu faşizmine boyun eğmemiştir. Şehit Mehmet Tunç dediki ‘Halkımız bizimle gurur duysun. Biz AKP faşizmine boyun eğmiyoruz.’ Biz de Mehmet Tunç ve onun davasına bağlı halkımızla gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.    '40 YILDAN BERİ BEDEL ÖDÜYORUZ'   Bitlis'in Tatvan ilçesi Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde 267 PKK'linin cenazesinin bulunduğu Garzan Mezarlığı'nın kepçelerle yıkılarak cenazelerin İstanbul’a gönderilmesine değinen Arslan, “Yüzlerce şehidin kemikleri çıkarılarak toplumun manevi değerleriyle oynamaya çalışıyorlar. AKP bununla bize ‘Ya bu mücadeleden vazgeçin ya da sonunuz böyle olur’ demek istiyor. Ama Kürtler AKP’nin bu faşist zihniyet ve katliamlarına aldırış edecek olsaydı 40 yıl önce bu mücadeleyi başlatmazdı. Evet sonunda ölüm ve katliam da olabilir ama biz onurlu bir yaşamı tercih ettiğimiz için 40 yıldan beri bedel ödüyoruz. Bu topraklarda yaşayacaksak onurlu bir şekilde yaşayalım, yaşamayacaksak o yaşam bize haram olsun" dedi.    'DELAL AMED BİZİM İÇİN BARIŞ ELÇİSİDİR'   Yaşamını yitiren PKK’li Delal Amed’in cenazesine katıldıkları için HDP’li vekiller hakkında hazırlanan fezlekelere işaret eden Arslan, “Delal Amed bu ülkeye barışı getirmeye çalışan bir devrimciydi. Bunu AKP yandaşı Türk medyası söylüyor. ‘HDP heyetinin Kandil’de yaptığı görüşmeye Delal Amed katıldı’ dediler. O bizim için bir barış elçisidir. O insanların yaşamını yitirmesi barışı daha da geciktirir” diye konuştu.    'KÜRTLER BİR YILI DAHA STATÜSÜZ YAŞAMAYACAKTIR'   21’inci yüzyılda Ortadoğu’daki statükocu yönetimlerin Kürtlerin direnişi ile alaşağı olacağını belirten Arslan, şöyle dedi: “Rojava Devrim süreci bunun garantisi konumundadır. Ama bölge devletlerin Kürtlere yönelik 'güvenlik' sorunu gibi mantık ve anlayışları değişmediği için halen bir kaos yaşanmaktadır. Kürtler 21’inci yüzyılda kendi statülerini mutlaka kazanacaktır. Bir yüzyılı daha statüsüz yaşamayacaktır. Tüm Kürt halkı ayrı görüşlerine rağmen kendi ulusal birliklerini sağlamaları lazım. Eğer 21’inci yüzyılda Kürtler kazanacaksa bunun yolu Kürt ulusal birliğinden geçer. Tüm Kürt kurum ve partilerinin hassas yaklaşıp ulusal çıkarlar çerçevesinde yaklaşmalı yoksa bu katliamların sonu gelmeyecektir" diye belirtti.    Kürt halkı için kritik bir isim olduğunu ifade eden Arslan, “O da önderliğimizdir. Bugün Türkiye’de önderlik tecrit altında kaldığı sürece hiçbir şey değişmeyeceğini biliyoruz. Tecridi kırarak demokratik siyasetin önünü açmak için bizim ve partimizin öncelikli görevidir” dedi.   Arslan’ın konuşmasının ardından tek listeyle gidilen seçimlerde DBP İstanbul İl Eşbaşkanlığı’na Ali Rıza Bilgili ve Emine Caynak seçildi.