Arslan: Halkın meşru taleplerini şiddetle bastırmak kaosu derinleştirir 2017-12-22 11:12:16 DİYARBAKIR - Federe Kürdistan Bölgesi’nde süren protestoları yorumlayan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Hükümetin dar grupsal çıkarlar ekseninde hareket etmesinin halkı isyana ittiğini söyledi. Arslan, meşru taleplerin şiddetle bastırılmasının kaosu derinleştireceği uyarısında da bulundu. Federe Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül’de yapılan referandumun ardından giderek derinleşen siyasi ve ekonomik kriz nedeniyle halkın sokaklara çıkması üzerine 14 merkezde başlayan protesto eylemleri 5'inci gününe girdi. Süleymaniye, Ranya, Helepçe, Koyê, Kifrê, Qeladizê, Xurmal, Avreze, Çemçemal, Teqteq ve Akrê'de devam eden eylemelere katılan binlerce kişi, hükümete dönük tepkilerini gösterdi. Protestolara dönük müdahalelerde şu ana kadar en az 7 kişi yaşamını yitirdi.   Yaşanan ölümlere rağmen alen halkın sokakları terk etmediği Süleymaniye'nin Ranya ilçesinde, hükümetin politikalarına dönük protestolar aralıksız şekilde sürüyor.   ‘DAR GRUPSAL ÇIKARLAR RAHATSIZLIĞA YOL AÇTI’   Bölgede yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Federe Kürdistan’da hükümetin dar grupsal çıkarlar ekseninde hareket etmesinin halkta uzun süreden beri ciddi rahatsızlıklara yol açtığını belirtti.    “Sayın Barzani de yaşanan rahatsızlıkları görmüş olmalı ki, yaratılan bu rahatsızlığı bir şekilde bağımsız bir Kürdistan düşüncesiyle doldurmak için 25 Eylül’de referandum gerçekleştirdi. Toplumda yıllardan beri özlemi duyulan ‘Özgür Kürdistan’ fikriyle referanduma gidildi. Ne yazık ki referanduma yaklaşım Güney Kürdistan’da yaşanan sorunlara yaklaşım, iktidarcı devlet zihniyeti bakış açısına odaklı gelişti” diyen Arslan, toplumsal sorunların iktidarcı yaklaşımla çözülemeyeceğini kendilerinin de yaşayarak gördüklerini ifade etti.   ‘İŞGAL BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU’   Federe Kürdistan Hükümeti’nin yanlış ve zamansız politikaları nedeniyle halkın 2003 Irak kriziyle birlikte elde ettiği tüm kazanımların heba edildiğini söyleyen Arslan, “Gelinen noktada ise, başta Irak merkezi hükümeti olmak üzere İran, Haşdi Şabi ve diğer bölge devletlerinin, Güney halkının kazanımlarını ve özgürlük taleplerini boğma çabası üzerinden saldırıları ve işgal girişimleri gerçekleşti. Kürdistan’ın bir bölümünün özelikle Irak Hükümeti ve Haşdi Şabi’nin işgali altında olması, halk için bardağı taşıran son damla oldu” dedi.   ‘HAKLI TELEPLERİ ŞİDETLE BASTIRMAK KAOSU DERİNLEŞTİRİR’   Büyük bedeller verilerek elde edilen kazanımların, bir grubun çıkarlarına dönüşmüş olması nedeniyle halkın Serhildana (İsyan) kalktığını vurgulayan Arslan, halkın gösterdiği tepkinin meşru ve demokratik olduğunu vurguladı. Halkın itiraz ve tepkilerini ancak alanlara çıkarak gösterdiğini dile getiren Arslan, hükümetin halkın demokratik eylem ve etkinliklerine karşı sağduyulu davranması ve taleplerine ses vermesi gerektiğini belirtti.    Halkın demokratik taleplerini bastırmanın, toplumsal sorunları ve kaosu daha çok derinleştireceği uyarısında bulunan Arslan “Halk meşru bir tepkide bulunuyor. Bunu silahla bastırmaya çalışmak, iktidarcı bir zihniyetin ürünüdür derhal bundan vazgeçilmelidir” diye konuştu.   ‘KÜRTLER DEMOKRATİK OLMAYAN REJİMİ KABUL ETMEYECEĞİNİ OTAYA KOYDU’   Arslan, Kürt halkının yıllardır Arap, Fars ve Türk hükümetlerinin anti demokratik uygulamalarına karşı mücadele verdiğini de hatırlattı. Merkezi iktidarcı anlayışların Kürtlerin eliyle geliştirilmek istenmesine karşı da, yine Kürtlerin sessiz kalmayacağını belirterek, yaşananların Kürt halkının demokratik olmayan hiçbir rejimi ve sistemi kabul etmeyeceğini gösterdiğinin altını çizen Arslan, halkın antidemokratik uygulamalara karşı tavrını ortaya koymasının bunu göstermesi açısından önemli olduğunu söyledi.    'İKDİTİDARLAR SORUNU BİRİLERİNE BAĞLAYARAK KURTULMAYA ÇALIŞIR’   Federe Kürdistan Hükümeti’nden gelen bazı açıklamalara da değinen Arslan, iktidarcı sistemlerin kendi iç sorunlarıyla yüzleşmekten korktuğunu ifade etti.   Bu tür sistemlerin sorunu çözmek yerine sorunların kaynağını birilerine havale ederek kurtulmaya çalıştıklarını söyleyen Arslan, “Türkiye hükümetinde de durum aynıdır.  Halk demokratik bir talepte bulunduğu zaman Türkiye Cumhurbaşkanı bunu ülkenin birlik bütünlüğüne karşı bir saldırı olarak değerlendiriyor. Ülkede yaşanan iç sorunların dış mihraklar tarafından devletin bekasına saldırı olarak değerlendirmektedir” diyerek tamamladı.     MA / Esra Solin Dal - Devran Toptaş