HDP Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmasını istedi 2020-01-16 12:11:07   ANKARA - Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması için Meclis araştırması isteyen HDP’li Züleyha Gülüm, Dink cinayetinin aydınlatılmamasının toplum vicdanının ve toplumsal belleğin kanayan yarası olduğunu söyledi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, 19 Ocak 2007 tarihinde katledilen Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan devlet görevlilerinin ve derin bağlantılarının ortaya çıkarılması ve benzer politik cinayetlerin yeniden yaşanmaması amacıyla Meclis araştırması istedi.   Önergenin gerekçesinde, Dink cinayetinin arkasındaki derin ilişkilerin açığa çıkarılmadığı, cinayete giden süreçte yaşananların etkin soruşturulmadığı belirtildi. Önergede, bu durumun toplum vicdanının ve toplumsal belleğin kanayan yarası haline geldiği ifade edildi.   CEZASIZLIK POLİTİKASI   Gerekçenin devamında şunlara yer verildi: “Hrant Dink’in 2004 yılında kaleme aldığı ‘Sabiha Gökçen’ haberi nedeniyle ırkçı-milliyetçi kesimlerce hedef haline getirilmesi, öldürülmesine varan sürecin başlangıcı olmuştur. Haberin ardından Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir açıklama yapılmış ve takip eden süreçte Dink, İstanbul Valiliği’nce ‘uyarılmıştır.’ Üzerinde oluşturulan bu tehdit ortamında ‘Türklüğe hakaret’ suçlamasıyla da dava açılmıştır. Böylece cinayetin ırkçı-milliyetçi kesimlerce meşrulaştırılmasının bir diğer zemini de hazırlanmıştır. Buna karşın hükümet tarafından Dink’i hedef alan açık tehditler görmezden gelinmiş, cinayetle sonuçlanan bu nefret ortamının önüne geçecek hiçbir adım atılmamıştır. Hrant Dink için adalet ve hakikati arayış mücadelesi 13 yıldır devam ederken, dava sürecinde kayda değer bir ilerleme sağlanmamış, cinayetinin ardındaki derin güçler açığa çıkarılmamıştır. Sonuç olarak içinde farklı rütbe ve düzeylerden asker ve sivil bürokratların, emniyetçilerin, istihbaratçıların, jandarmanın, onların siyasi işbirlikçilerinin yer aldığı iddia edilen ‘Büyük Tertip’ halen aydınlatılmamıştır. Aksine cinayetin işlenmesinde rolü olduğu bilinen kamu görevlileri terfi ettirilmiş veya görevlerine devam ettirilmiştir. Bu cezasızlık politikası, hesap sorulmayan derin yapılar azınlıklar ve muhalif gazeteciler başta olmak üzere Türkiye halkları için tehlike olmaya devam etmekte, yeni siyasi suikastlara zemin hazırlamaktadır.”