Dr. Yörük: ABD giderken Rusya’ya gül bahçesi bırakmayacak 2019-10-22 09:01:19 İZMİR - Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri yorumlayan Siyaset Bilimci Dr. Zafer Fehmi Yörük, ABD giderken Rusya’ya gül bahçesi yerine ortaya bir diken misali Türk ve cihatçı ordusunu bırakmak gibi bir stratejik hedef peşinde olduğunu söyledi. Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik 9 Ekim'de başlattığı saldırı dokuzuncu gününde ABD ile varılan 13 maddelik ateşkes antlaşmasıyla 120 saat ara verildi. Varılan ateşkese rağmen Türkiye’nin ara ara saldırılarını sürdürdüğünü açıklayan Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Serekkaniyê kentinden 20 Ekim’de çekildiklerini duyurdu. Bu gelişmeyle birlikte AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de bir araya gelecek.   Belirlenen 5 günlük ateşkesin son gününde gözler bu görüşmeden nasıl bir sonuç çıkacağına çevrilmişken, Barış İçin Akademisyenler’den Dr. Zafer Fehmi Yörük, bu gelişmeleri değerlendirdi.   Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik giriştiği operasyonun ülkedeki iç savaştan pay elde etme arzusu taşıdığını belirten Dr. Yörük, bu nedenle ‘terör koridoru’, ‘güvenli bölge’ veya ‘Şii hilali’ gibi adlarla anılan şeridin her şeyden önce İran’ı ve Hürmüz Boğazı’nı Lazkiye limanından Akdeniz’e bağlayan potansiyel bir enerji nakil hattı koridoru olduğunu akılda tutmak gerektiğini vurguladı.   Yörük, bu koridor üzerindeki hâkimiyet mücadelesinin kısa ve orta vadeli jeopolitik hedefleri belirlediğini kaydetti.   ‘ERDOĞAN, ÇÖZÜMÜ ‘DEVLETİN ADAMI’ OLMAKTA BULDU’   Türk ulus devlet gerçekliğini çözümleyen Yörük, “kendini başkasının toprakları üzerine inşa eden” bu anlayışın Kürdistan’ın parçalı kalması ve bu coğrafyanın hiçbir parçasında Kürtlerin kendi yönetimlerine sahip olmamaları hedefi üzerine kurulduğunu ifade etti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bu anlayışla yeni bir Türkiye kurmayı hedeflediğine dikkat çeken Yörük, “Kendince cumhuriyet rejiminin güncellemesi olarak daha İslamcı bir başkanlık rejimi inşa ediyor. İşte ‘Barış Pınarı’ denilen şey, tam da bu iki niteliği iç içe bulamış bir savaştır. Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarından bu yana çözümü, ‘devletin adamı’ olmakta bulmuş görünüyor. Bu anlamda Suriye operasyonu önemli bir aşama” diye belirtti.   ‘SESSİZ KALAYIM DEMEK ÇÖZÜM DEĞİL’   Yörük, yapılan askeri operasyonun yol açtığı insani kayıpların yanında en önemli darbeyi ülke içinde düşünce ve ifade özgürlüğüne vurduğunu da dile getirdi.   Öyle ki ‘savaş’ terimi yasaklanarak, ‘Barış Pınarı’ deme mecburiyeti getirildiğini söyleyen Yörük, ülkede hakim kılınan havayı şöyle tanımladı: “Sessiz kalayım da başım belaya girmesin demek çözüm değildir. Yani topluma yapılan müdahale, muhalif seslerin susturulması ya da bazı terimlerin yasaklanmasıyla sınırlı değil. Roland Barthes’ın ‘konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyeti’ olarak betimlediği faşizm koşullarına çok yaklaşmış bulunuyoruz.”    ‘ABD ÇEKİLİRKEN RUSYA’YA GÜL BAHÇESİ BIRAKMAK İSTEMİYOR!   ABD’nin bölgeye dair izlediği politikaları da yorumlayan Yörük, bir yandan Suriye’den çekilmek isteyen ABD’nin diğer tarafta alanı bütünüyle Rusya’ya bırakmak istemediğini dile belirtti.   Yörük, ABD’nin bu politikasına dair “Trump faktörü bu açıdan önemliydi. ‘Biz gidiyoruz, buyurun girin’ dedi. Giderken Suriye ve Rusya’ya dikensiz bir gül bahçesi bırakmak yerine ortaya bir diken misali Türk ordusu ile onun kumandasındaki cihatçı ordusunu ve kamplardan firar eden IŞİD unsurlarını bırakmak gibi stratejik bir hedef peşinde olduğu görülüyor” dedi.  Yörük, yine Türkiye’nin, Rusya ve Suriye rejimi tarafından bölgeden çekilmeye zorlanması durumunda o bölgeye götüreceği selefi unsurlar ve serbest kalan IŞİD’çilerin eliyle bir vekâlet savaşı yürütmesinin güçlü bir ihtimal olduğu görüşünde.   “Böylelikle İdlip’te son bulmaya yüz tutmuş olan Suriye iç savaşı yeniden ateşlenir. Barış, istikrar ve demokratik anayasa beklentileri sekteye uğrar. İç savaşın uzaması, bu aşamada hem ABD hem de Suriye rejiminin işine gelecek” diyen Yörük, Suriye’de istikrarın yeniden tesis edilmesinin ABD’nin arzu etmediği bir sonuç olduğunun altını çizdi.   Suriye devletinin ise, iç savaş koşullarında muhalefeti şiddet kullanarak yok etmenin gerekçelerine sahip durumda olduğunu belirten Yörük, Türkiye için de “Rojava devrimini boğma hedefine ulaşamasa da, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürdistan coğrafyasını ortasından bölmüş olmaktan memnun” yorumunda bulundu.   ‘DİYALOG KAÇINILMAZDI’   Yörük, son gelişmelerin zorlu koşulları altında Demokratik Birlik Partisi’nin (Partiya Yekîtiya Demokratik-PYD) giriştiği siyasal manevraların Türkiye ve bağlı güçleri kontrol altına almaya dönük olduğunu da ifade etti. Yörük, “Kürt halkının temsilcileri ile Suriye rejimi arasında diyalog kaçınılmazdı. Bundan sonra Suriye’de yaşayan halkların hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı demokratik bir yapının birlikte inşası için siyasal mücadele sürecek” yorumunda bulundu.    MA / Sevda Aydın