'Öcalan kaostan çıkış yolunu gösterdi' 2019-06-07 09:00:31 DİYARBAKIR - Sınır ötesi askeri operasyonla sonuç alınamayacağını belirten HDP Dış İlişkiler Sorumlusu Hişyar Özsoy, yaşanan ekonomik ve siyasi krizin çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mesajlarına bakılması gerektiğini ifade etti.    PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüştürülürken, Türkiye, geçen yıl Irak Federe Kürdistan Bölgesi başlattığı sınır ötesi askeri operasyonu, 27 Mayıs’ta Xakurkê alanını da kapsayacak şekilde genişletti. Bölgede çatışma haberleri gelirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, Öcalan’ın mesajı ile 23 Haziran'daki İstanbul seçimleri öncesinde sınır ötesinde askeri operasyonunun genişletilmesini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.   'SEÇİMLER İÇİN OPERASYON YAPILIYOR'   HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, sınır ötesi operasyonların 80'lerin ortasından bu yana hem karadan hem havadan sürekli olarak yapıldığını belirterek, bu operasyonlardan şu ana kadar herhangi bir sonuç alınamadığı gibi bundan sonra da alınacağını kimsenin düşünmediğini söyledi. İstanbul seçimlerinden önce milliyetçi kesimleri yanlarında tutmak için bu operasyonun yapıldığını vurgulayan Özsoy, operasyon için çok reklamın yapıldığını, fakat belirtildiği ölçekte olmadığına dikkat çekti.    'HALKIMIZ REHAVETE KAPILMASIN'   İmralı tecridinin kırılması için binlerce tutuklu ve dışarıdaki insanların girdikleri açlık grevi ve ölüm orucu sonucunda sonuç alındığını hatırlatan Özsoy, "Kısmi de olsa tecridin kırıldığını görüyoruz. Tecrit, her şeyden önce hukuki ve ahlaki açıdan sürdürülemez bir politikaydı" dedi. Öcalan'ın çağrısıyla bu açlık grevleri bittiğini ama bunun toplumda bir rehavet yaratmaması gerektiğini dile getiren Özsoy, "Bu tecridin kaldırılması için bir irade ortaya kondu. Kısmen kaldırıldı. Fakat siyaseten bu mücadeleyi geçmişten çok daha güçlü bir şekilde sahiplenerek devam ettirmek gerekiyor. Tecridin kaldırılmasını süreklileştirmek gerekiyor ve bu konuda onurlu bir barış için siyaset üretmek gerekiyor. Rehavet durumu, siyasi krizin sıkışmışlık durumunu çok daha kötü bir hele getirebilir. Dolayısıyla halkımıza söyleyeceğimiz şey budur; kesinlikle rehavete kapılmadan çok daha güçlü ve çok daha örgütlü bir şekilde siyasal, toplumsal mücadeleyi hızlandırmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.   'HER ZAMAN YAPICI ROL OYNADI’   Öcalan’ın dışarıya konuşabildiği her dönemde pozitif bir takım mesajlar vererek yapıcı bir rol oynadığını kaydeden Özsoy, İmralı'dan gelen son mesajın da içerde çatışmanın, kutuplaşmanın ve gerilim düşürülmesi; dışarıda ise Rojava'daki duruma yönelik olarak çok ciddi katkılar sunabileceği yönünde olduğunu ifade etti. Özsoy, şunları söyledi: "Umuyoruz Sayın Öcalan'ın bu mesajlarına bir anlam biçilir. Çünkü ne diplomatik olarak ne ekonomik olarak ne de iç siyasi dengeler itibariyle Türkiye sürdürülebilir bir noktada değil. Kaos kriz her geçen gün derinleşiyor. Sayın Öcalan'ın bu noktada verdiği mesajlar da önemli. Söylediği çok temel olarak adil bir düzen içinde onurlu bir barışın tesis edilmesidir. Bütün toplumsal kesimlere bu noktada bir çağrıda bulunuyor. Herkesin öz eleştirel yaklaşması, siyaset üretemeyenlerin tekrar siyaset üretmesi, dolayısıyla bu kanlı girdabın içerisinden kurtulabilmek için müzakere diyalog koşullarının zorlanması gerektiğine işaret ediyor."     ‘HALKLARIN İHTİYACI’   Öcalan'ın mesajının, Türkiye'de ve Ortadoğu'da yaşayan halkların bir çok ihtiyacına cevap olacak bir mesaj olduğunu vurgulayan Özsoy, bu mesajın devlet tarafından algılayabilecek rasyonel kapasitenin kalıp kalmadığı noktasında emin olmadığını ifade etti.   ‘DEĞİŞİM OLABİLİR'   23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul seçimini işaret eden Özsoy, seçimlerden sonra Türkiye'nin siyasi dinamiklerinde ciddi değişikliklerin de söz konusu olabileceğini belirtti. İstanbul seçimlerinden sonra siyaseten bir değişimin önünün açılabileceğine dikkat çeken Özsöy, konuşmasına şöyle devam etti: "Siyasetin önü açılmaz dememek lazım. Böyle bir karamsarlık bizi çok iyi bir noktaya götürmez. Fakat çokta beklentili bir pozisyonda olmamak lazım. Toplumda ciddi anlamda bir demokratik ve siyasal irade ortaya çıkarsa devlet barışa yönelik adım atabilir. Eğer devleti kendi haline bırakırsanız, toplumdan, değişik kesimlerden, dışarıdan ve içerden baskı gelmezse, devlet bu mevcut savaş durumunu sürdürür."   MA / Ömer Akın