Koçyiğit: Türkiye devlet olma özelliğini yitiriyor 2019-05-26 15:21:16   İSTANBUL – HDK, 9. Dönem 3. Genel Meclis Toplantısında konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, açlık grevlerine değinerek, “Dile kolay 200 günlük bir açlık grevi eyleminden sonra yasal olan hakkınızı elde edebiliyorsunuz. Bu anlamıyla Türkiye devlet olma özelliğini git gide yitiriyor, kabile devleti olmaya doğru gidiyor” dedi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 9. Dönem 3. Genel Meclis Toplantısı, HDK Genel Merkezinde gerçekleştirdi. HDK’nin çalışma yürüttüğü illerden çok sayıda kişi toplantıya katıldı. Toplantı saygı duruşu ile başlarken, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit açılış konuşmasını yaptı.    ‘TÜRKİYE BİR KABİLE DEVLETİNE DÖNÜYOR’   Yasal bir hak için tutukların açlık grevine girdiği bir ülkede yaşadıklarını dile getiren Koçyiğit, “Bu durum bize, AKP-MHP iktidarının keyfiliğini, hukukun, yasaların askıda olduğunu gösteriyor. Dile kolay 200 günlük bir açlık grevi eyleminden sonra yasal olan hakkınızı elde edebiliyorsunuz. Bu anlamıyla Türkiye devlet olma özelliğini git gide yitiriyor, kabile devleti olmaya doğru gidiyor” dedi.    ‘GÖZALTINDA İŞKENCE YAYGINLAŞIYOR’   Hukuksuzlukların sadece cezaevlerinde değil ülkenin her alanında yaşadığını belirten Koçyiğit, “Urfa Bozova ve Halfeti’de çatışmadan sonra yapılan toplu gözaltının fotoğrafları, Adalet Bakanı’nın ‘işkenceye sıfır tolerans’ lafının nasıl büyük bir yalandan ibaret olduğunu gösterdi. İşkenceyi yapanların bir an önce açığa alınması gerekir. Devletin yaptığı, bunun üstünü örtmektir. Urfa’da yaşananlar münferit bir olay değil. Gözaltında işkence uygulamaları giderek yaygınlaşmaktadır” diye konuştu.    Koçyiğit, yargının araçsallaştırıldığı bir dönemde Anayasa Mahkemesi’nin Osman Kavala hakkında yargılamasının sorunsuz yapıldığı yönündeki kararının, bir bütün olarak siyasal iktidarla uyumlu çalıştıklarının göstergesi olduğunu söyledi.    ‘KADINLAR İKİNCİ BİR KEZ CEZALANDIRILIYOR’   Kadına yönelik şiddetin, temel sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “Nevin Yıldırım’ın davasında gördük ki, erkek adalet hayatımızı kuşatmaya devam ediyor. Erkekler kravat taktığı için ceza indirimi alırken, kadının kendini müdafaa hakkını kullanmasını hiçbir şekilde meşru görmüyor, sistematik tecavüze uğramasını, şiddete maruz kalmasını hiçbir şekilde göz önünde bulundurmayıp, kadınları ikinci bir kez cezalandırıyor” diye belirtti.    ‘SİLİVRİ’DE OLACAĞIZ’   “Yeni bir toplumsal mücadele hattının büyümesinden, seçimlerde ortak hareket etmeyi başaran bütün kesimlerin bir araya gelmesinden, bu hattın sokakta sonuç alıcı bir hale dönüşmesinden korkuyorlar” diyen Koçyiğit, “İşte bunun için Gezi’yi kriminalize etmeye çalışıyorlar, bir darbe olarak nitelendirerek 6 yıl sonra bir dava konusu yapıyorlar. HDK olarak Gezi sürecini bir bütün olarak savunuyoruz, sahipleniyoruz. Bu anlamda ilk duruşmasının 24 Haziran’da  Silivri’de görülecek olması bir tesadüf değildir. Orada yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı anmak ve sahiplenmek için Silivri’de olacağız” dedi.    ‘EL KONULMAYA KADAR VARDI’   “YSK’nın İstanbul seçimlerine el koyması, bütün bu hukuksuzlukların bir uç noktasıdır” diyen Koçyiğit, “YSK daha önce de 16 Nisan başta olmak üzere birçok hukuksuzluğa imza attı. KHK’li belediye eşbaşkan ve meclis üyelerinin mazbatalarını vermelerine toptan bir itiraz gösterilmediği, güçlü bir şekilde direnilmediği için sonuç, İstanbul gibi bir büyük metropolün seçim sonuçlarına el konulmaya kadar vardı” ifadelerini kullandı.    ‘SONUÇ DEĞİL BAŞLANGIÇ TARİHİ OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ’   HDK için önemli olanın, seçimi kimin kazanacağı değil kimin kaybedeceği olduğunu dile getiren Koçyiğit, “Bir kez yenilmiş olan AKP–MHP faşizminin İstanbul seçimlerinde ikinci kez yenilgiye uğratılmasının, herkes için biricik amaç olması gerekir” dedi. Koçyiğit, “Bu süreci, faşizmi baş aşağı yuvarlayacak ikinci bir şans olarak görüyoruz. Bu bağlamda 23 Haziran’ı bir sonuç değil başlangıç tarihi olarak değerlendiriyor ve o tarihten itibaren daha demokratik, özgür, çoğulcu, barışçıl düzen oluşturmanın yollarını konuşmalıyız. Faşizmi yıkmak için kurulacak her platformun öznesi olacağız. Bu hayati bir zorunluluktur” diye konuştu.    ‘DERSİM’İN ADI DERSİMDİR’   Mayıs ayının soykırımlarla anılan bir ay olduğunu ifade eden Koçyiğit, bu soykırımlarla yüzleşilmediği için bugün Dersim adı üzerinden spekülasyonlar yapıldığını söyleyerek, “Kendisini solda tanımlayan kesimlerin yaklaşımları da üzücüdür. Dersim’in adı Dersim’dir. Oraya Tunceli adı verenlerin bir amacı vardı. Bizim de bir amacımız var” diye ifade etti.    ‘SURİYE’DE BÜTÜN HALKLARIN EŞİT VE ÖZGÜR TEMSİLİNDEN YANAYIZ’   Son olarak Ortadoğu gündemine değinen Koçyiğit, şunları söyledi: “Rojava’da savaş sonrası Suriye’nin geleceği konuşuluyor. Biz Suriye’de bütün halkların eşit ve özgür temsilinden yanayız. Bölge üzerinden tırmandırılan gerilim, İran’ın bir savaş sahnesi olarak ilan edilmesi, özelde Kürtlerin ve bölge halklarının bu savaşa zorlanmasına karşı bölgede barış için daha fazla çaba harcamamız, halklar ve inançlar arasındaki diyaloğu güçlendirmemiz gerekmektedir.”     HDK 9. Dönem 3. Genel Meclisi, HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu’nun konuşması ve gündem değerlendirmeleriyle devam etti.