Bayburt, İnebolu ve Bartın cezaevleri Meclis gündeminde 2018-10-30 12:31:32 ANKARA - HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na Bayburt, İnebolu ve Bartın cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair dilekçe gönderdi ve yoğun ihlaller için tedbir alınmasını talep etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) SİİRT Milletvekili Meral Danış Beştaş, Bayburt, İnebolu ve Bartın cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvuru yaptı. Üç cezaevi için de dilekçe Komisyon’a dilekçe gönderen Beştaş, yoğun hak ihlallerine ilişkin tedbir alınmasını talep etti.   İNEBOLU M TİPİ CEZAEVİ: BİNA ESKİ, YIKILMA RİSKİ VAR   İnebolu M Tipi Kapalı Cezaevi'nin yıkılma riski taşıdığı belirtilen dilekçede, şu ifadeler yer aldı:    "Bina oldukça eski olduğu için son derece vahim bir tablo oluşmuş, mahpuslar ve cezaevi personelinin can güvenliğinin olmadığı ifade edilmektedir. İnebolu M Tipi Kapalı Cezaevi; A, B, C, D, E, F blok olmak üzere 6 bloktan oluşup, mevcut 600 mahpustan 300’ü, fiziki yapıda meydana gelen olumsuzluklardan ötürü kendi talepleri ve masraflarını karşılayarak başka cezaevlerine nakil gitmiştir. 150 mahpus ise Adalet Bakanlığı’nca resen başka cezaevlerine nakil olmuştur. Nitekim Adalet Bakanlığı da ilgili nakil işleminde gerekçe olarak ‘fiziki yapıda meydana gelen olumsuzluklar’ ibaresini kullanmıştır. Halihazırda mevcut 6 bloktan 3’ü kapatılmış ve atıl vaziyettedir. Kalan 3 blokta ise 120 civarında mahpusun kaldığı ifade edilmektedir. Bunun dışında cezaevinde görev yapan 70 kadar personel bulunmaktadır. 120 civarında mahpus, çaresizlikten kendilerini bekleyen acı sonuçlara rağmen duruma katlanmakta, personel ise konuyu dile getirme noktasında çeşitli kaygılarla hareket ederek susmayı tercih etmektedir.”   BARTIN T TİPİ CEZAEVİ:    Bartın T Tipi 1 No’lu Cezaevi’ne dair verilen dilekçede, tutukluların şu taleplerine yer verildi:    “* Sağlık sorunları için yapılan taleplere zamanında yanıt verilmesi, acil durumlarda da yine hastanın aynı gün revire çıkması için gerekli işlemlerin yapılması, hastane sevklerinin süresinde yapılması, kalp krizi gibi durumlarda hastanın ambulans ile hastaneye götürülmesi, muayene esnasında gardiyan bulunmaması ve kelepçe uygulamasının kaldırılması ile yeşil reçeteli ilaçların mahpuslara verilmesi,   * Mahpuslar için öngörülen 10 kitap sınırlamasının kaldırılması, mahpuslara gönderilen yayın ve kitapların verilmesi,   * Provokasyon yaratan mahpusların koğuşlarının ayrılması,   * Kürtçe TV kanalları ile Yol TV, Süper TV yayınlarından mahpusların istifade etmelerinin sağlanması,   * Odaların boyanması ve dezenfekte edilmesi,   * Toplu fotoğraf çekimlerinin eskiden uygulandığı gibi uygulanmasına devam edilmesi.”   ANNELERİYLE TUTULAN ÇOCUKLAR   Bayburt Cezaevi’ne dair dilekçede ise, 2 kadın tutuklunun Arin (4) ve Avesta (6) isimli çocuklarının durumuna dikkat çekildi. Dilekçede, şu ifadeler yer aldı: "Çocukların gerekli ihtiyaçlarının acilen karşılanması gerekiyor. Arin ve Avesta ismindeki çocukların cezaevinde bulunuyor oluşu vicdanları yaralamaktadır. Sayıları 700 civarında çocuk Türkiye cezaevlerinde bu kaderi paylaşmaktadır. Bu aynı zamanda çocukların da cezalandırılması anlamına gelmektedir."   Dilekçede, tutukluların sorunları şöyle sıralandı:   "* kincil bir cezalandırmaya dönüşmüş olan ve Türkiye cezaevlerinde yaygınlık kazanan disiplin cezası uygulamasıdır. Disiplin cezaları çoğu kez keyfi olarak verilmekte olup, hakkındaki disiplin cezası gerekçe gösterilerek pek çok mahpus yasaların kendilerine tanıdığı haklardan yararlandırılmamaktadır.    * Cezaevinde mahpusların iaşelerinin yeterince karşılanmaması, kötü beslenme koşullarının dayatılması insan haklarına aykırı olmakla birlikte sağlıklı bireylerin dahi hasta olmasına neden olacak düzeydedir. Cezaevinde çocukların da kaldığı düşünülecek olursa son derece sakıncalı bir durum ile karşı karşıya olunduğu açıktır.   * Mahpusların sık sık koğuşlarının aranması, mahremiyetlerinin gözetilmemesi, özel eşyalarına el konulması da sık yaşanan sorunlardandır. Dünya klasikleri arasında yer alan romanlara dahi sakıncalı olduğu gerekçesiyle el konulmasının ise açıklanabilir bir yanı yoktur.   * Mahpusların Adalet Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kurumlara gönderdikleri dilekçe ve sivil toplum kuruluşları yahut kişilere gönderdikleri mektupların yerlerine ulaştırılmaması söz konusu olup bu konuda keyfiyet olduğu açıktır."