Arslan: Efrin'e saldırı demokratik ulus çizgisinedir 2018-02-04 17:18:07   İSTANBUL - Partisinin, "Zulme karşı birleşik mücadeleyi toplumsallaştırıyoruz" şiarıyla düzenlediği dayanışma yemeğinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, "Efrin'e saldırı, Sayın Öcalan'ın Ortadoğu'da geliştirmek istediği demokratik ulus çizgisinedir” dedi.    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl Örgütü, Sarıgazi’de bulunan Karaca Düğün Salonu’nda “Zulme karşı birleşik mücadeleyi toplumsallaştırıyoruz” şiarıyla dayanışma yemeği düzenledi. DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’ın katıldığı yemeğe, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Barış Anneleri ve tutuklu yakınlarının yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.    Salonun dolduğu dayanışma yemeği, yapılan saygı duruşuyla başlarken ilk olarak Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi İstanbul Sözcüsü Arif Yılmaz konuştu.   'İMRALI ÜZERİNDEKİ TECRİT KALDIRILMALI’   Cezaevlerinde yaklaşık 15 bin tutuklunun bulunduğunu ifade eden Yılmaz, bununla beraber cezaevlerinde baskı, işkence ve tecrit uygulamasının söz konusu olduğunu belirtti. Yılmaz, "İmralı'da tecrit ağırlaşıyorsa o zaman baskı tüm cezaevlerine yayılıyor. Efrin'e yapılan saldırının da İmralı üzerindeki tecrit politikasıyla bağlantılı olduğunu net olarak söyleyebiliriz. Bunun için tüm halklar öncelikle İmralı tecridinin kaldırılmasına yönelik mücadele vermelidir” diye konuştu.    'İTTİFAKLAR KÜRTLERE KARŞI İŞ BAŞINDA'   Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan ise, Efrin’e yönelik geliştirilen saldırılar yüreklerini ağlatsa da alınlarının ak başlarının dik olduğunu dile getirdi. Arslan, "Çünkü özgürlük mücadelesi uğruna yaşamını yitiren hiçbir yoldaşımızın mücadelesi yarım kalmamıştır. Kürt halkı, kendi evlatlarının mücadelesine sahip çıkarak bugün Kürtlerin sesini dünyaya duyurdu ve bugün Kürtler dünyanın en kahraman, yiğit halklarından biri oldu. Biz bu mücadeleye sahip çıkan, emek veren, kanını döken tüm yoldaşlarımızın mücadelesinin bu kadar büyük bir aşamaya gelmesinden de gurur duyduğumuzu belirtiyoruz. Bugün yine Kürtlerin kızlarının ve oğullarının kanını akıtmak için başta AKP-MHP ittifakı olmak üzere dünya ülkeleri, savaş tüccarları Efrin işgaliyle iş başındadır. Çünkü Kürtlerin özgür olması, kendini yönetmesi, kendi varlığını dünyaya kabul ettirmesi bu faşist AKP hükümetine ve diğer devletlere ağır gelmektedir" ifadelerini kullandı.    'ÇAĞIN DİRENİŞİNİ GÖSTERMELİYİZ'   "Bizler ve şuan direniş mücadelesini yürüten halkımız, şehitlerden direnişi öğrendi, teslimiyeti değil" diyen Arslan, bu yüzden bugün Efrin'de bir direnişin olduğunu söyledi. Arslan, şöyle devam etti: "Biz işte bu direniş çizgisine sahip çıkmak zorundayız. Efrin halkını yalnız bırakmamamız gerekiyor. Çünkü bu kadar saldırının tek bir nedeni var o da bu şehitler çizgisine özgürlükçü, bağımsız çizgiye bir saldırıdır. Eğer ki bu gerici devletler, faşist yapılar bizim çizgimize, ideolojimize, mücadelemize savaş açıyorsa biz de onlara karşı çağın direnişini en görkemli bir şekilde vermek zorundayız. Bugün Kürdistan'ın her dört parçasında yaşananlar tamamen bir işgal ve savaş halidir."    ‘ÖCALAN'IN PERSPEKTİFİNE SALDIRIDIR'   Rojava ile birlikte başlayan süreçte Kürtlerin üçüncü bir çizgi olarak demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir çizgiyi dünya halklarıyla buluşturduğunu ifade eden Arslan, “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın demokratik ulus perspektifini kendi yaşamlarını feda edip kanlarını dökerek, Rojava'da inşa ettiler. Bugün Rojava'ya saldırı aslında sadece ve sadece orada Kürdistan'ın küçük bir kentine saldırı değildir. Saldırı aslında Sayın Öcalan'ın Ortadoğu'da geliştirmek istediği demokratik ulus çizgisinedir” diye konuştu.    'DEMOKRATİK TALEPLERE CEVAP VERMEYEN SİSTEMİN YAŞAMA ŞANSI YOK'   Halkın demokratik taleplerine cevap vermeyen hiçbir sistemin 21. yüzyılda yaşama şansının olmadığına dikkat çeken Arslan, "Suriye, Mısır, Libya, Tunus savaşları da bunun en büyük örnekleridir. Bu durum yine İran ve Türkiye için de geçerlidir. Eğer ki 21. yüzyılda sorunlar çözülecekse, halkların iradesine dayanan; ancak demokratik sistemlerle mümkün olabilir. Aksi takdirde yaşanacak tüm gelişmeler kapitalist modernitenin topluma dayattığı köleci sistemin bir sonucu olur" ifadelerini kullandı.    'AKP ELİNİ TOPLUMDAN ÇEKMELİDİR'   PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana ağır bir tecridin devrede olduğunu dile getiren Arslan, "Ve o günden beri her gün insanlar yaşamını yitirmekte, savaş derinleşmekte. Bugün Türkiye kendi kendini yönetemeyecek bir noktaya gelmiştir. AKP, bugün ülkeyi yönetemediği için savaşı ve kaosu derinleştiriyor. Bundan kaynaklı bizler şunu bir kez daha söylüyoruz; Kürt halkı ve Ortadoğu'daki birçok ezilen halk, Sayın Öcalan'ı kendi önderleri olarak kabul ediyor. Eğer halklar Sayın Öcalan'ı önderi olarak kabul ediyorsa sen de onu gidip esas alacaksın; onunla bu sorunun demokratik yöntemlerini çözeceksin. Aksi takdirde Kürt sorununu bir 'terör, savaş, güvenlik sorunu' olarak tanımlamak bu ülkeye, ülke halklarına hiçbir şey kazandırmayacaktır. Daha çok ölüm, savaş, katliam demektir. Bundan kaynaklı AKP aklını başına almak zorundadır. AKP'nin artık Kürtlerle ilgili olumlu bir şey yapacağı noktasında inancımız da yok. Eğer bu ülkeye barış, demokrasi gelecekse o da AKP'nin gitmesiyle olacaktır. Bu yüzden AKP elini ayağını toplumun üzerinden çekmelidir" dedi.    Konuşmaların ardından etkinlik, verilen yemeğin ardından son buldu.