Asya Abdullah: Gün Efrin'in etrafında kenetlenme günüdür 2018-02-03 09:08:17 EFRİN - TEV-DEM üyesi Asya Abdullah, Türkiye’nin Efrin'e yönelik saldırılarına sessiz kalan uluslararası güçleri eleştirdi. Kobanê’deki direnişi hatırlatan Abdullah, bütün dünya halklarına "Gün eylemleri çoğaltıp, Efrin etrafında kenetlenme günüdür" çağrısında bulundu.  Türkiye'nin Efrin'e dönük saldırıları 15'inci gününe girdi. Sürdürülen saldırılar doğrultusunda Efrin kent merkezinin yanı sıra Raco, Cindirês, Bilbilê, Mabata ve Meydankê ilçeleri hem havandan hem de karadan yoğun bir şekilde bombardıman altında. QSD'nin saldırılara yanıt vermesi ile de şiddetli çatışmalar yaşanıyor. TEV-DEM üyesi Asya Abdullah, Efrin'e yönelik saldırıların altında yatan nedenleri ve yaşananları anlattı.   Rakka'nın özgürleştirilmesinin ardından Efrin saldırısının zamanlaması tesadüf mü?   Rakka zaferi, Erdoğan ve ekibi tarafından bir yenilgi olarak görüldü. Bu da gerçekliği olan bir durumdur. Türkiye, savaşın bitmemesi için elinden geleni yapıyor. Suriye'de çeteleri destekleyerek, halkları katliamlardan geçiriyorlar. Rakka'dan sonra Suriye'de yeni bir aşamaya geçildi. Erdoğan bu gelişmeleri engellemek için birçok girişimde bulundu. Hem DAİŞ'e karşı verilen mücadeleyi hem de Suriye krizinin çözümünü engellemek için böyle bu yola gitti.    İki haftadır da Efrin'de büyük bir saldırı var. Saldırıda halklar katlediliyor. Efrin halkını soykırımdan geçirmek istiyor. Ağır silahlar başta olmak üzere, elinde ne kadar imkan varsa onlarla saldırılarını gerçekleştiriyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden... Buna karşı ise eşine az rastlanılır bir direniş sergileniyor.     DAİŞ ve benzeri oluşumları yenilgiye uğratırken, birlikte çalıştığınız uluslararası güçler var. Efrin saldırısını nasıl değerlendiriyorlar, bu kadar sessizlik neden?     Uluslararası güçlerin bu saldırılara ve katliamlara karşı sessizliğe bürünmesi, bunu onayladıkları anlamına geliyor. Bu saldırı, Rusya ile Türkiye arasında gerçekleştirilen anlaşma dahilinde gerçekleşti.   Uluslararası güçlerin bu saldırılara ve katliamlara karşı sessizliğe bürünmesi, bunu onayladıkları anlamına geliyor. Bu saldırı, Rusya ile Türkiye arasında gerçekleştirilen anlaşma dahilinde gerçekleşti. Koalisyon güçleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer güçler, terör karşı mücadele ettiklerini belirtiyorlar. Bu mücadele, her yerde geçerli olmalıdır. Fakat bu güne kadar katliamları durduracak kimse olmadı. Bazı girişimleri olanlar var, fakat bu durduracak niteliğe kavuşmadı. Eğer bu saldırılar durmazsa, demek ki yaşanılan süreçte bu güçlerin de parmağı vardır.    Özellikle Rusya'ya söylüyoruz. Şimdi dışarıdan gelip, Suriye'de insanları öldüren bir anlayış var. Ama öte taraftan krizin çözülmesi için toplantılar gerçekleştiriyorlar. Efrin'e yönelik saldırılar durdurulmadan Suriye'deki kriz çözülmez.   Hava sahasını açan Rusya'nın rolüne dikkat çektiniz. Bundan sonra bu güçlerle ilişkilerinizin seyri nasıl olacak ve BM'ye özelikle hava saldırıları konusunda bir çağrınız var mı?   Saldırıların durması için yapılan bazı açıklamaları, bir adım olarak görüyoruz. Bu güne kadar yapılan bütün diplomatik girişimlerimizin amacı bu saldırıları durdurabilmektir. Bütün güçlere verdiğimiz mesaj da bu yönlüdür. Erdoğan'ın yaptıklarına son verilmeden bizim için yapılan hiçbir açıklamanın geçerliliği olamaz. Bazı güçler, 'yaşananları takip ediyoruz' diyor. Bu saldırıların durması için bir cevap değildir. Erdoğan da bu durumdan cesaret alıyor. Suriye'de birlik ve beraberliğin olmasını istiyorlarsa BM başta olmak üzere bütün güçler, sorumluluk alarak, saldırıları durdurması gerekiyor.    Türkiye ve bağlı güçlerin her gün Efrin'e ilerleyişini anlatan haberler yayınlanıyor. Gerçekliği nedir?    Efrin'i savunan QSD, YPG ve YPJ tarihi bir direniş sergiliyor. NATO'nun en büyük ordularından birine karşı savaşıyorlar. Amansız ve her türlü silahlarla saldırıyor. Onun için Efrin cephelerinde destanlar yazılıyor. Bu direniş, özgür kadın direnişinin sembolüdür. Bunun en somut örneği ise tanklara karşı fedai eylem gerçekleştiren YPJ savaşçısı Avesta Xabur oldu.    Nasıl Kobanê ve Rakka'da dünya için direnişin öncüleri olunduysa bu gün de Efrin'de bunu gerçekleştiriyorlar. Bu direniş, işgalin önünü alıyor. 7'den 70'e sergilenen duruş, onurlu bir duruştur. Bütün insanlık için gerçekleştirilen bir direniştir.     Siz daha önce Kobanê direnişinde de yer aldınız. Şimdi de Efrin'desiniz. İkisini karşılaştırır mısınız?   Kobanê'de gerçekleştirilen terör, DAİŞ'in terörüydü. O saldırıları da kendileri destekliyordu. Orada örgütlü bir terör vardı. Efrin'de ise bir devlet var. NATO'ya bağlı bir ülkedir. DAİŞ'in uçakları yoktu. Ama Erdoğan 24 saat uçaklarla saldırıyor. Çocukları, kadınları, yaşlıları ve tarihi yerleri vuruyorlar. Bugün Efrin'de yaşanan saldırı DAİŞ'in Kobanê'de gerçekleştirdiği saldırıdan daha ağırdır. Devlet adına gerçekleştiren bir anlayış var. Kamuoyunu yanlarına çekerek, gerçekleştirdiği saldırıları meşrulaştırmaya çalışıyorlar.    Efrin ateş altındayken Rusya, Suriye krizin çözülmesi için Soçi toplantısı gerçekleştirdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?   Suriye krizinin ve savaşının bitmesi amacıyla Soçi'de toplanmak isteyen kesimlerin ne olduğu görüldü. Biz Soçi'de olumlu bir sonuç çıkacağını beklemiyorduk. Bugün halkımıza dönük bir saldırı gerçekleştiriyorlar, herkes sessiz kalarak ortaklaşıyor. Böyle bir durumda oradan bir şey çıkamayacağı aşikardı. Toplantı sonrası yapılan açıklamalar bizi ilgilendirmiyor. Biz bundan sonra gerçekleşecek toplantılara bağlı olmayacağız. Eğer çözüm istiyorlarsa Efrin'e saldırıları derhal durdursunlar. O zaman siyasi çözümün kapıları açılabilir. Efrin bu haldeyken gerçekleştirilen bütün toplantılar kandırmaya dönüktür.   Vaktiniz kısa... Dünya kamuoyuna bir mesajınız var mı?   Koalisyon, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) Efrin'e yönelik saldırılara karşı ahlaki ve insani görevlerini yerine getirmelidir. Saldırılar durmazsa bu güçlerin hepsi Efrin'de gerçekleştirilen katliamlara ortaktır.   Koalisyon, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) Efrin'e yönelik saldırılara karşı ahlaki ve insani görevlerini yerine getirmelidir. Saldırılar durmazsa bu güçlerin hepsi Efrin'de gerçekleştirilen katliamlara ortaktır. Duruşları ile Erdoğan'a cesaret veriyorlar. Bütün Kürdistan, Türkiye ve dünya halklarına çağrımızdır. Gün eylemleri çoğaltarak, Efrin etrafından kenetlenme günüdür. Onun için herkes tavrını belirlemelidir. Bütün dünya halkları nasıl Kobanê için ayağa kalktıysa şimdi daha fazla Efrin için ayağa kalkmalı.    MA / Nazım Daştan